Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 15-04-2012 18:57   Güncelleme : 15-04-2012 18:57

Yürüyen Köşk, Sahte Atatürkçüler

Günlerdir Atakum’da yapılan ağaç katliamından bahsediliyor

Yürüyen Köşk, Sahte Atatürkçüler
Günlerdir Atakum’da yapılan ağaç katliamından bahsediliyor.. Sizlere 1930’da Mustafa Kemal Atatürk’ün bir uygulamasını olduğu gibi aktarıyoruz.
 
Büyük Önder Atatürk; dünya ülkelerinin ancak 1970’li yıllardan sonra anlayıp düşünmeye başladığı çevre olgusunu 1930’lu yıllarda benimsemiş ve özellikle Yalova’da gerçekleştirdiği bir olay yalnızca Türk insanına değil tüm insanlığa, çevreye verdiği önemin çok anlamlı bir göstergesi olmuştur. Atatürk bir gün çiftliğine gittiğinde köşkün hemen yanındaki ulu çınar ağacının dallarını kesmeye çalışan bir bahçıvan ile karşılaşır. Hemen bahçıvanı yanına çağırarak, bunun nedenini sorar. Görevli bahçıvanın cevabı şöyledir: "Ağacın dalları uzamış, binanın duvarlarına dayanmış, duvara zarar vermesin diye dalı kesmemiz gerekiyor."
 
Aldığı cevaptan tatmin olmayan Atatürk, düşünülmesi bile imkansız bir emir verir: "AĞAÇ KESİLMEYECEK BİNA KAYDIRILACAK" Görev İstanbul Belediyesi’ne intikal eder. 8 Ağustos 1930 tarihinde, önce bina çevresindeki toprak büyük bir dikkatle kazılıp yapının temel seviyesine inilir. İstanbul’dan getirilen tramvay rayları döşenir. Santim santim çalışılarak bina yapı altına sokulan raylar üzerine oturtulur. Artık binanın raylar üzerinden kaydırılarak ağaçtan uzaklaştırılması aşamasına gelinmiştir. Güzel ve sıcak bir yaz akşamında Atatürk ile birlikte, kardeşi Makbule Atadan, Vali vekili Muhittin bey, Emanet Fen Müdürü Ziya Bey ve Cumhuriyet Gazetesi baş muhabiri Yunus Nadi nezaretinde bina 4.80 m civarında kaydırılır. Bu olağanüstü ve riskli iş 10 Ağustos 1930 tarihinde tamamlanır ve ulu çınar ağacı da kesilmekten kurtulur.

10 Ağustos 1930 tarihli gazetelerden bu olayın haberini okuyanlar, ülkenin içinde olduğu onca önemli meseleler arasında bunun o tarihte ne ifade ettiğine belki bir anlam veremediler. Belki de bir çınar ağacının birkaç metrelik dalının kesilmemesi için bir köşkün kaydırılmasını hayretle karşıladılar. Çünkü o devirde ne ozon tabakası delinmesi vardı, ne global kirlilik, ne asit yağmurları, ne orman katliamı...
 
Büyükşehir belediye başkanımızın var olan hiçbir değerimizi kabul etmediği, Atatürk’le anılan Samsun şehrinin hayal ürünü kahramanlarla değiştirmeye çalıştığını bütün Samsun biliyor. Ondan zaten ne Atatürk’e saygı nede Atatürk’ün saygı duyduğu bir şeye saygı duymasını beklemiyoruz.
 
adminadmin