Osmanlı Döneminde yaşanan bazı hadiseleri ve bu hadiselerdeki yüksek ahlakı okudukça hayranlık ve hayretler içinde kalıyoruz. Sadaka taşlarından kimsenin ihtiyacından fazla para almaması, fakir fukaraya yardım etmek isteyen zenginin parasını vererek hiç tanımadığı insanların borçlarını kapatması, kendisine gelen müşteriyi “henüz siftah yapmadı” diyerek yandaki esnaf kardeşine yönlendiren halkı gıpta ile okuduk. Peki şimdi ne değişti?
Şimdi bırakın açıkta sadaka taşlarının oluşunu üst düzey güvenlik sistemleri olan atmler bile soyuluyor. Böyle bir uçurum manzarası varken hala bizden adam olur mu?
Ömer Baba isimli bir zatın hasleti anlatılırdı. Başkasının tarlasından kendi tarlasına geçerken ayağında toplanan çamuru geçtiği tarlada bırakırmış ki onun hakkı benim tarlama geçmesin, kul hakkına girmeyelim.
Günümüzde de yeni yeni bazı uygulamalar canlanıyor ve çok güzel hadiselere şahit oluyorum. Mesela “askıda ekmek” uygulaması belki süslü adıyla bir topluma hizmet uygulaması ama hakikaten toplumsal yardımlaşmanın, hem de gizliden yapılanı ve en makbul ve muhlis olanı belki de.