Fikir
Giriş Tarihi : 10-11-2020 11:33   Güncelleme : 10-11-2020 11:33

Deprem; İyi-Kötü-Çirkin!

Malum hepimizi üzen İzmir depremi, yaşananlarıyla da deprem etkisi yarattı. Depremin öldürmediğine çürük yapıların öldürdüğüne bir kez daha şahit olduk. Deprem bölgesine giderek bizzat gördüklerim, deprem anlatımları, İyi olarak kabullendiğimiz olaylar, kötü olarak değerlendirmem ve çirkin işlerin tam anlatımımla yazımla siz değerli okurlarımın huzurundayım.

Deprem; İyi-Kötü-Çirkin!

Öncelikle, depremi hepimiz gerçekten bu şekilde kesinlikle yaşamak istemiyorsak, devlet imar affı diye bir af çıkarmayacak. Kimsede böyle bir beklentide olmayacak. Burada adamcılık, particilik, mezhepçilik şuculuk, buculuk yapılmadan hakkaniyetle kural işlenecek. Şimdi iyiden başlayalım,

Tüm Türkiye’nin gözyaşına sebebiyet veren deprem sonrası adeta insanlık yarışına başlanmış, Başta devletimiz olmak üzere, tüm Türkiye’den yardıma koşan arama-kurtarma ekipleri, itfaiyeler, iş makineleri, belediyeler, dernekler, vakıflar, sivil toplum örgütleri ve sivil halk takdire şayan görülmemiş birlik beraberlik içinde canla başla çalışmış, nice canların enkaz altından kurtulmalarına vesile olmuşlardır. Allah hepsinden binlerce kez razı olsun.

1. İyilik- 98 santimlik boyuna bakmadan derhal yardıma koşan Rıdvan abiden başlayayım. İstanbul'dan ANDA Kardeşe Vefa Derneği Kurtarma ekibi olarak İzmir'e gelen Niğdeli Rıdvan Çelik, "Açılan deliklerden rahatlıkla girebilirim. Bu yüzden geldim. Onun için buradayım. Boyumun kısa olması nedeniyle enkazların oyuklarına normal insanlardan daha kolay giriyorum. Çalışmalara katkı vermek için buradayım" dedi. Fikren ve zikren insanlık için ne güzel düşünmüş helal olsun.

2. İyilik- Arkadaşım Ersin Şahin anlatıyor,“Abi hanım ege üniversitesinde çocuk bölümünde ya, enkaz altından çıkarılan küçük ayda köfte ekmek istemiş, yüzlerce köfte ekmek paketi, çocuk bölümüne gönderilmiş. Doktorlar şaşırmış ayda bir yarım köfte istemiş yüzlerce geldi o katta tüm çocuklara, sağlık çalışanlarına diğer paketler dağıtılmış” yine ikinci olayı da şöyle anlattı, hanımı deprem bölgesinde Ankara büyükşehir belediyesi aracı içindeki aşçıya sormuş bir ihtiyacınız var mı?  Eksik bir şey yardımcı olalım diyor. Aşçı, ablacım ben çok böyle afet yerlerine gittim siz İzmirliler kadar birlik beraberlik olan bir yer görmedim o kadar çok erzak yağdı ki demiş şuan üç gün önceden gidiyoruz helal olsun size demiş.

3. İyilik- Sosyal medyadan bana gelen bir mesaj: Kayserili Mehmet beyin görüşü

“Kayserili Adı Mehmet Levent ... İzmir'e yerleşmiş.....Depremi sordum, işte sözleri:

"-Fena sallandık Birader, çok fenaydı...İyiyiz Allaha şükür...Ama şunu öğrendim, hani bu milleti eleştiriyoruz ya, her birşeyi boşver, bu millet çok büyük...Sosyetik kadınlar evlerinde pişirdikleri çorbaları, börekleri getirip dağıtıyorlar burada...Bildiğimiz sosyete kadınlar...Hayal bile edemezsin. O sosyetik diye eleştirdiğimiz kadınlar var ya, evlerinde çorba pişirip dağıtıyorlar.....

Çocuk, genç, zengin, lüks arabasını battaniye, çarşaf, ne varsa tıkabasa doldurmuş getirmiş dağıtıyor burada...Taa Urla'dan yüklenmiş gelmiş... Bırak siyaseti, anasını satayım. Bu depremden çıkardığım sonuç şu: bu millet çok büyük, kimseyi küçük görmemek lazım... Ne güzel insanlar varmış bu memlekette... Bu İzmir var ya bu İzmir....!

ulan ne memleketmiş be...! Namus buradaymış, insanlık İzmirlilerdeymiş...

4. İyilik- Depremzedenin çaresizliğini gören o bölgedeki lokanta sahibi bir esnaf kardeşimiz, evinin anahtarını evin beyine uzatıp “abicim hava soğuk sen yengemi çocukları al bizim evde kal. Evde kimse yok ben tek yaşıyorum dolapta her şey var doğalgazı aç, duşunuzu alın ben dükkanım da yatar kalkarım hiç çekinme der önce almak istemeyen depremzede utana sıkıla anahtarı alır o eve yerleşirler.”

Ve daha onlarca buna benzer yaşanan gerçekler. Bunlar iyi insanlardır.

Şimdi de kötüyü yazalım. Depremden sonra anlıyoruz, binaların uygusuz malzemeyle yapıldığı, deniz kumu kullanıldığını. Burada müteahhit üç beş lira fazla kazanacak diye vicdanını devreden çıkarmış, para ve zenginlik hırsıyla dayanıksız çürük bina yaparak oradaki vefat eden insanları katilleri olmuşlardır. Bu olayda binayı yaptıran müteahhitler kadar denetleyenlerde suçludur. Söylentilere göre bir market sahibi kendisine yer açmak için kolonu yıkarak adeta binanın çökmesine yardımcı olmuştur. Bunlar kötü insanlardır.

Şimdi de çirkinliği yazalım. Deprem olmuş daha akşamında yağmacılar o bölgeye gelerek, bir taraf canı ile uğraşırken, bir taraf ne kadar insan kurtarırım derdine düşmüşken, şeref yoksunu insanlık nasibini almamışlar, hırsızlık yapmaya kalkmış güvenlik güçlerimiz sayesinde 9 kişi hemen yakalanmışlar. Binalar yıkılmış tüm Türkiye ağlıyor, cesetler enkaz altından çıkartılıyor, arama kurtarma ekipleri canla başla çalışıyor, insanımız dört bir yandan yardıma koşmuş ama oranın iki ahlaksız ve karaktersiz esnafı, oradaki ayranları, suları toplayıp dükkanında para ile satıyor. Bir başka çirkinlikte yine bağrımıza bastığımız devletimizin yardım ettiği kendi ülkesinden kaçarak bizim devletimize sığınan bir grup Suriyelinin çadırında yapılan baskında depremzedelere gelen 100 kişilik erzak ile yakalanmaları. Son çirkinlikte hanım abla diyebileceğimiz, olgun yaşta insanımızın depremzedelere gelen battaniyeleri alarak evlerine götürmeleri, hatta bir aile arabasının bagajına doldurduğu erzak ile yamanlarda oturduğunu ihtiyaçlarının olduğunu söyleyerek zorla götürmek istemesi çirkin olarak adlandırdıklarımdandır. Bunlar çirkin insanlardır.

Müsterih olarak şu ifadeleri gönül rahatlığıyla yazıyorum. Türk halkı zor duruma düşen afetzedeyi asla ve asla yalnız bırakmamıştır. Bu yardımlaşma birlik beraberlik bizlerin birbirimizin sigortasıdır. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK meclisi kurarken, Büyük Millet Meclisi olarak isimlendirmiştir. Büyük milletin büyük gönlü vardır. Büyük gönüllerde meclis kurulmuş gereği yapılmıştır. Vel hasıl deprem sebebiyetiyle vefat edenlerimize Allahtan rahmet, kalanlara şifa, tüm Türk halkını da geçmiş olsun dileklerimi sunarım. Var olsun Türkiye Cumhuriyeti, var olsun güzel insanlarımız..

Recep YAZGANRecep YAZGAN