Bir meskeni, binayı inşa edip ayağa kaldırmak için, mimarisinden başlayarak bir araya getiren çok fazla unsur var. Ustalığından tutunda, malzemenin niteliğine kadar, binanın dayanıklılığına tesir eden bir çok faktör mevcut. Ama uzun müddet ayakta ve sağlam kalması için, dış tesirlerden koruyacak sağlam bir çatı gerekmekte.
Toplumlar, milletler medeniyetler için de bu durum geçerlidir. Üst kimlik, vizyon, ülkü, mefkûre, sosyal perspektif, din, ırk adına her ne dersek diyelim. Cemiyet mensuplarını ruhen besleyip, dış tesirlere karşı bir arada tutup, koruyacak çatı değerlere ihtiyaç vardır.
Cemiyetimizin asırlardan beri tek yürek ve bir millet olarak bir arada yaşamasını sağlayan üst kimliği; derinlik ve perspektif sahibi, zamanın ruhunu okuyan ve aynı zamanda yazan ilim adamlarımızca oluşturulmuş, devlet adamlarımızca uygulanmıştır. Akıp gelen tarihî süreç, bizi bir arada, aynı idealler üzerinde birleştirerek, kaynaştırarak bugünlere getirmiş. Bu bazan mefkûrelerle olmuş, bazan kızılelma ile. Zaman zaman da felsefe ve düşünce alanında yollar çizen akımların perspektifi ile. Din düşüncesi ve dini yaşayış ise, toplumun ana perspektifinde belirleyici faktör olmuştur.
Bu alanda, 20. asırda iz açan işler yapan bir büyük alimimiz var: Ali Fuad Başgil.Ü