Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 23-02-2021 07:07   Güncelleme : 23-02-2021 07:07

Hak Şamarının Sesi Olmaz

Hak Şamarının Sesi Olmaz

Zulümle abat olunmaz, zulüm başlı başına bir karanlıktır çünkü. Zulüm denince akla gelen savaş, işkence ve şiddet gibi sadece baskıya ve zorbalığa dayanan insanlık dışı muameleler değil bunlarla birlikte aynı zaman da hak ve adaletin yerini bulmaması, emanetin sahibinden başkasına verilmesi, görevlerin ehil olmayanlara verilmesidir. Zulümlerin en büyüğü ise Allah’a ait olan yetkileri insanın kullanmaya kalkışmasıdır. Bunlardan bir tanesi insanı Allah’ın takdir kıldığı memleketinden kovmak, sürgün etmek, insanı yerinden ve yurdundan etmek, evini barkını yakmak ve yıkmak, hayatı zindan etmektir.

İşte bu zulümlerden biri çok acı ve çok dramatik bir şekilde ülkemizde yaşanmıştı. İstiklal savaşının ardından yeni Türki’ye Cumhuriyeti kurulup meclis çalışmaya başlayınca saltanat kaldırılmış ancak dünyada tüm Müslümanları bir arada tutan halifelik makamı devam ediyordu. Saltanatın kaldırılasının ardından 8 Kasım 1922'de, meclisteki oylamayla Abdülmecit Efendi halife olarak seçilmişti. Son halife Abdülmecit Efendi, kedisine halife seçildiği bildirildikten sonra tüm İslam dünyasına yönelik bir bildiri yayınladı. Ardından meclis heyeti ile birlikte Hırka’i Şerifi ziyaret ederek görevine başlamış, ardından Cuma alaylarına çıkmış, yabancı elçileri kabul etmişti. Ankara Hükümeti ise tüm bunlardan rahatsız olmuştu. Bunun üzerine TBMM’ ye verilen bir teklif ile 3 Mart 1924’te halifelik kaldırılarak 1350 yıllık İslami bir kurum da ortadan kaldırılmış oldu. Halifeliğin kaldırılması ile birlikte aynı kararda Osmanlı hanedanı da çoluk çocuk, kadın yaşlı demeden bütün fertleri yurtdışına sürgün edildi.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Recep YAZGANRecep YAZGAN