Üniversite; üniversal bilginin, talep edilen, talep oluşturan ve bütün dünyada karşılığı olan bilginin üretildiği yerdir.
Üniversite; hakikat davası olan, hakikat davasının güdüldüğü, özgün ve özgür düşüncenin üretildiği, idrak ve muhakemenin harekete geçirildiği, düşüncenin sivil bir anlayışla üretime döndürüldüğü ufuk merkezleridir.
Üniversite düşünmenin, düşüncenin ve özgür düşünebilmenin birey kimliği haline getirildiği özerk düşünce yapılarıdır. Bu alanda çok önemli çalışmaları olan Prof.Dr. Yılmaz Özakpınar, ‘Üniversitelerin gayesi bilinenleri bilmeyenlere öğretmek değildir(…) Üniversite öğrenciye ne düşüneceğini değil, düşünmeyi öğretir; öğrencinin anlayışını ve hüküm verme kabiliyetini geliştirir.’ (1)Diyerek ufuk açıcı bir tespitte bulunur. Üniversitelerin gayesi bizzat bilinmeyenleri üretmek, ülkenin ve insanlarımızın ufkuna ufuk katmaktır.
Oysa bizim yönetici elitlerimiz, halkın hüküm verme kabiliyetinin gelişmesini değil, ‘kendi verdikleri hükmün’ icrasına memur tekrar ve taklit zihniyetli birey hedeflemişler.