Masonların Atatürk’ün kendileriyle ilgili yegâne vasiyetine nasıl bir sadakatsizlik içinde olduğunu geçen yazımızda açıklamıştık. Maalesef, Atatürk’ün manevi şahsiyetine yaptıkları tek saygısızlık bu değil.
Masonlar, Allah ile kul arasına girerek, hatta şirk koşarak da Atatürk’ün mücadele ettiği inanç bezirgânlığının bir benzerini bizzat kendileri yapmaktadır. İlerleyen dönemde masonların Atatürk’ü dillerinden düşürmediği halde nasıl olup da bu çelişkiyi kanıksadıklarını, Atatürk’ün kurmak istediği Türkiye’yi Atatürkçülük kisvesi altında, nasıl ayaklar altına aldıklarını daha detaylı olarak inceleyeceğiz.
Şimdi “Şarlatanlık” kelimesinin tanımını yapalım; Eğer bir kişi ya da kurum, Allah ile kul arasında kalması gereken manevi bir kavramı, kendisine başvuran insanlara verdiğini iddia ediyorsa kelimenin tam anlamıyla Şarlatandır.
Masonlar her ne kadar kendilerinin bağnazlık ve cehaletle mücadele ettiklerini, aklın ve bilimin yolundan gittiklerini söyleseler de aslında cehaletin koyu karanlığında olan, aklı ve bilimi ise içki masalarına meze eden bir topluluktur.
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Derneği, şarlatanlığı öyle ileri boyutlara taşımış ki; Kendilerinin NUR verdiğini iddia ediyorlar. Yanlış okumadınız! Masonluğun Türkiye’deki tek yetkili kuruluşu olduğunu söyleyen bu dernek, Allah’ın, imanlı kullarına ödül olarak nasip ettiği Nur’u üyelerine dağıttığını iddia ediyor.
Tabii ki, Bu sözde NUR ‘a kavuşmanızın da bir bedeli var; Yaklaşık 10 BİN Türk Lirası!
Büyüklerimiz parayı veren düdüğü çalar demiş. Bunlar da para vereni sözüm ona Nur’a kavuşturuyor. Bu şarlatanlar; Nur verdiği konusunda üyelerini öylesine ikna etmiş ki, Atatürkçü olduğunu tereddütsüz iddia eden masonlar, kendilerini tanıtırken, derneğe üye oldukları tarihi de Nur’a kavuştukları tarih olarak söyler.
Falanca tarihte, falanca loca ’da Nur’a kavuştum! derler….
Cehaletlerine mi yanarsınız? Yoksa kandırıldıklarına mı? Ben en çok Atatürkçülüklerine üzülüyorum. Masonlar, Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Derneği çatısı altında icra ettikleri ritüellerle Atatürkçülüğü ağızlarına alacak en son insanlardır.
Her zaman söylemişimdir. Cehalet ne okul tanır ne de kariyer. Akademik eğitimle hiç alakası yoktur. Kendi aralarında uyguladıkları mason törenlerini, Anadolu’da sıradan hatta hayatında hiç okula gitmemiş bir vatandaş izlese, kim bilir ne derdi…
Devletin güvenlik güçleri; Medyumları, kahve köşelerinde fal bakıp yolunu bulanları, muskacıları, cinci hocaları şarlatanlık yaptıkları gerekçesiyle toplayıp hâkim karşısına çıkarmayı becerir de iş her yıl yüzlerce kişiye NUR dağıttığını iddia eden, 16 Bin üyeye sahip mason derneklerine geldiğinde sesiz kalır. Demek ki; Adaletin kılıcı garibanların kafasına iniyormuş, mason derneklerine değil.
Özhan Kızıltan
