Prof. Dr. Fazıl Kırkbir, "Bizim ülkemizde maalesef bir batı hayranlığı var. Osmanlı'nın son zamanlarında başlayan bu batı hayranlığına biraz da eğitim sistemi sebep oluyor. İstiyoruz ki önce başkaları bir şey yapsın biz taklit edelim. Biz de çok şeyler yapabiliyoruz."
Evet, nerede ise 100 yıldır bu hayranlıktan bir türlü kendimizi azad edemedik. Tabii birde Osmanlının son dönemlerini sayarsak bu daha da fazlalaşır.
Lâkin ne oldu ise sanki sihirli bir el vatanın kahraman ve aslan evlatlarının ruhuna, kalbine, zihnine değdi ve
UYU ALİ, UYU...
BÜLENT ILIK SÜT İÇ...
ALİ TOPU AT...
ninnilerinden ve uyutmalarından kurtuldu.
Yeni bir sayfa açıldı ve bu ülkenin yedisinden yetmişine üzerindeki TEMBELLİK TOZUNU attı. Bir bakıyorsun İHA yapıyor, bir bakıyorsun ona silahlar takviye edip SİHA’lar ile düşmanın inine giriyor. Bir bakıyorsun tankını, bir bakıyorsun Atak helikopterini yapıyor.
Yüreğine ve beynine hitap eden o el ASİL EVLATLARININ, FABRİKA AYARLARINA DÖNÜŞÜNÜ. yaparak uyuyan devi uyandırmıştır.
Allah o elden ve yüreklerden ebediyen razı olsun.
Geçen günlerde internette bir habere şahit olunca bir kez daha HELAL OLSUN SİZE, HELAL OLSUN
demekten kendimi alamadım.
Haber; "Silahlı İnsansız Deniz Aracı ‘Wattozz’ derin sulara ineceği günü bekliyor. Görünüm olarak Vatoz balığına benzeyen SİDA, Türk savunma sanayiinin geleceğine ışık tutacak. Milli insansız deniz aracı silikon kaplı dış gövdeleriyle canlı bir vatoz ile aynı görünümde olacak.
Elektro manyetik mıknatıslarla, kara sularına giren bir uçak gemisinin altına yapışarak patlatabilecek güce sahip olan 'Wattozz' Türk savunma sanayiinin geleceğine ışık tutacak.
(Haberler Ekonomi 19.12.2018)
Uçak gemisi olan ülkeler bundan çok korkuyorlarmış. Korkularını da "10 milyar dolarlık uçak gemisini 10 bin dolarlık bir teknoloji batırabilir mi?' cümlesi ile açığa çıkarıyorlar. Bu korku ve endişe vatanın asil evlatlarında SİDA( Silahlı Deniz Aracı) fikrini ortaya atılmasına ve geliştirilmesine sebep oluyor. Sonuçta SİHA dediğimiz görünüm olarak Vatoz balığına benzeyen SİDA gözlem aracı olarak tasarlanan ancak askeri alanlarda da kullanabilecek olan milli insansız deniz aracı olarak ortaya çıkıyor.
Yani; efendilerin uykularını kaçıran o düşünce bizim EVLATLARIMIZIN gayretli çalışmaları ile
'10 MİLYAR DOLARLIK UÇAK GEMİSİNİ 10 BİN DOLARLIK BİR TEKNOLOJİ BATIRABİLECEK.
Vatanın gençleri artık
UYU UYU YAT YAT BÜYÜ...
BÜLENT ILIK SÜT İÇ...
demiyor bilakis
S400 FÜZELERİ...
SU37...
DENİZALTILAR...
FÜZELER
UYDULAR ve daha nice
KÜFFARIN
AKLININ UCUNDAN DAHİ GETİRMEDİĞİ GETİREMEDİKLERİNİ yapmaya başladı.
Bekleyin...
Daha neler yapacak.
Yeter ki;
Biraz güvenin...
Biraz inanın....
Eh nede olsa üzerindeki TEMBELLİK TOZUNU attı.
Oktay Sinanoğlu'nun, günümüz Türk gençlerine söylediği şu ibretlik sözleri de hiç bir zaman aklınızdan çıkarmayın gibi:
"...Temel gayeleriniz, kendinizin ufak çıkarları ötesinde, kendiniz dışında, bu ülke, bu ulus, Türk dünyası, Avrasya, insanlık için olsun. Yüksek hedefleriniz için çalışın. O zaman, kendi durumunuz da kendiliğinden düzelecektir.
Maddiyat ile maneviyatı dengeleyin. Formülünüz 'bilim' + 'gönül' dür. Bu iki kanadın biri eksik olursa ne kendinize ne de insanlığa hayrınız dokunur.
Selam ve dua ile.
Bülent ERTEKİN
