Olay:
Polis memuru baba Hakan T., pandemi süresince icra daireleri kapalı olduğu için kızını bir ay boyunca alamıyor.
İçişleri Bakanlığı ebeveynler için sokağa çıkma yasağını kaldırınca baba kızını almak için müracaat ediyor; anne ise hakim kararını çiğneyerek çocuğu vermiyor. Baba, icra ile gelmediği için kadın çocuğu teslim etmiyor.
Baba bu durum karşısında velayetin el değişmesi davası açacağını eski eşine söylüyor. Babasına çok düşkün olan ve sürekli babasında kalmak isteyen kızının velayetini ve yüklü iştirak nafakasını kaybedebileceğini anlayan anne feminist örgütler ile anlaşarak çocuk üzerinden taciz iftirası atıyor. Atılan iftira sonrası savcı talimatı ile anne tarafından çocuk izleme merkezine getirilen çocuğa, ismi sorulduğunda ismini söylemek yerine, çocuk ezberletilmişcesine "Babam bana dokunuyor." şeklinde cevap veriyor.
Çocuğun, ezberletilmiş bu cevabı da sabırsız bir şekilde verdiği gözlemleniyor.
Aile Bakanlığı çalışma başlatıyor. Annenin psikolojisinin bozuk olduğu, duygu ve düşüncelerini rahat ifade edemediği, çelişkili beyanlar verdiği;
Tacize uğradığı iddia edilen küçük kızın ise babasını sevdiği, özlediği ve babasıyla görüşmek istediğini dile getirdiği tutanakta yer alıyor.
Çocukla görüşme yapılırken anne ısrarla odaya girmek isteyince görevliler çocukla ayrı bir yerde görüşme yapacaklarını söylüyor. Fakat anne çocuğu 10 dakika sonra kurum aracına götürüyor. Küçük kız arabaya biner binmez babasının kendisine dokunduğunu yine söylemeye başlıyor.
Aile Bakanlığı tarafından yapılan çalışma neticesinde çocukların annenin yönlendirmelerin etkisi altında kaldığı ve çocukların babaları ile olan ilişkilerinin geliştirilmesi gerektiği kanaatine varılıyor.
Hâl böyle olmasına rağmen feminist örgütlerin desteğiyle kadının açtığı Twitter hesabı üzerinden babaya linç devam ediyor ve ismi kullanılarak hedef gösterilen polis memurunun meslekten atılması isteniyor!
İstanbul Sözleşmesi'nin getirdiği iklimle kadın beyanının esas alınması, iftira atan kadınlara fiilen yasal yaptırım uygulanmıyor olması, medya koyunu gibi davranıp ilkel linç kültürüne katılanların da etkisiyle linç devam ediyor.
Ülke yönetimi, Twitter'i manipüle eden Feminist örgütlerin ve bunların güdümündekilerin istekleri doğrultusunda manipüle edilmek isteniyor.
Twitter mahkemeleri kuran Feminist örgütleri, istedikleri kişiye istedikleri gibi linç uyguluyor.
Kadınlara sınırsız iftira atma imkânı veren, masum binlerce insanın kadın iftiralarıyla hapishanelere tıkılmasına yol açan İstanbul Sözleşmesi ile iftira ve fuhuş amaçlı kullanılan 6284 sayılı kanun bir an önce iptal edilmeli; iftira atan kadınlara kanunlar işletilmelidir!
Açığa alınıp üstüne bir de sürgün edilen bu polis memuru kardeşimize bütün hakları iade edilmeli; devlet kurumlarının Feminist örgütlerin manipülasyonlarıyla hareket etmemesi temin edilmelidir.
