Hasan Hüseyin Ceylan Hocam,
Ankara’dan Samsun’a ne vakit, kelli felli, bakan, genel başkan yardımcısı, genel başkan vekili gelse sahnede, salonda yerinizi alıyor, salona, sahneye tertip düzen vermeye kalkışıyormuşsunuz.
Bunu hangi sıfatla yapıyormuşsunuz, kimse bilmiyor…
Size AK Parti Genel Merkezi’nden, “Git Samsun siyasetini derleyip toparla, bak bakalım, oralarda neler oluyor?” şeklinde vazife tevdi edildi, bizim mi haberimiz yok?
Özellikle AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un Samsun programında kimin nereye oturacağına kadar müdahale etmişsiniz.
Hasan Hüseyin Hocam, siz bize müsaade buyurun; Samsun'a yetkisiz, durumdan vzife çıkartarak müdahale etmeyin, bırakın su çatlağını bulsun…
Herkese, her yere olur olmaz ne müdahale ediyorsunuz, etmeyin…
AK Parti’nin Samsun’da il başkanı var, milletvekilleri var, belediye başkanları var, size şehri tasarımlamak düşmez ki…
Aklınızdaki, gönlünüzdeki, sürekli hemhal olduğunuz, yiyip içtiklerinize makam, mevki yeri açmak, bit pazarına nurlar yağdırmak üzere nüfusunuzu kullanıyorsanız, yapmayın; büyük vebal altına giriyorsunuz…
Yaptıklarınızın sünneti seniyyede yeri varsa amenna...
Yoksa yapmayın, Samsun’un kimyasıyla oynamayın…
Bırakın kim neyi hak ediyorsa layığını bulsun, kim hangi makamı, mevkiyi hak ediyorsa o gelsin…
Siz artık Kitap okuyun, kitap yazın, torun sevin, hatta konferanslar, seminerler verin…
Yaşınıza uygun işlerler uğraşın; dergi çıkartın… Yardımcı olabilirim, beraber çıkartalım hatta…
Olmuyorsa bağ bahçe işleriyle uğraşın, çiçekler yetiştirin hocam…
Müsaade buyurun, şöyle kenara çekilin hocam…
