İnsanı çoğu zaman doğruyla/yanlış arasında; arafta, muğlakta bırakır. Netlik, berraklık, şeffaflık yok. Sınır, çizgi, taraf, cephe belirlenemez. Endişeli ve sürekli diken üstündedir. Kişinin içini kemirir, enerjisini emer; önünü göremez haldedir.
Tüm seçeneklerin var olduğu, seçebildiği ve bireysel özgürlüklerin dalgalandığı bir yaşama modelinde, beraberinde yürüyen kaygıları fark eder etmez kuşkuya düşer. Aslında modern yaşam, bireysel özgürlüğü giderek kutuplaşan bir tarzda dağıttıkça, onu yoksun ve normatif kuralları olanlar arasında neredeyse var olmayacak ölçüde incelttikçe, özgürlüğün hacmi artmayacağı gibi yaratılan korku, kaygı ve kuşkuların tetikleyeceği tüm yakma ritüelleri devreye sokulmuştur.