İnsanları tek bir nefisten yaratan ve ondan eşini var eden ve her ikisinden kadınlar ve erkekler yaratan Allah’a hamdolsun!
Allah’ın en büyük ayetlerinden biride içimizden kendileri ile huzura kavuşacağımız eşler yaratıp, aramıza sevgi ve merhamet koymasıdır. Kur’an-ı Kerim, yeryüzünde insan hayatının bir aile ile başladığını haber verir. Adem ve zevcesi Havva insanlığın temelinde, bireyin bireyselciliğini esas almaz. İnsanlık; aile, cemaat ve ümmet doğrultusunda bir seyir takip eder.
Vahyin dışında hevadan kaynaklanan düşünce biçimleri birey, toplum ve ulus kavramlarıyla bu süreci anlamlandırırlar. Hareket noktası aile değil, bireydir. Kur’an-ı kerim eş anlamında zevc kavramını kullanır. Zevcin sözlük anlamı, çift demektir. Çift birbirinin tıpkısı aynısı anlamına gelmez. Bu kavramı anlamak için ayakkabı kavramını kullanabiliriz. Eşitler fakat özdeş değiller. Kadın ve erkek birbirlerini tamamlamak için bu şekilde yaratılmışlardır. Birbirlerine rakip olmak için değil. Ailenin oluşum mekanı evlerdir. Bir kadın ve erkeğin evlenmesi ile kurulan mekanın adıdır ev. Kur’an’daki ifadesiyle, bir adı da “ mesken”dir. Mesken; sekinet kelimesinden gelir. Sakinliğin, sekinetin, huzurun, kadın ve erkeğin birbirlerine sekineti verdiği mekanın adıdır mesken. Apartman, konut, dairelerimiz meskenden koptuğumuz mekanların adı olmuştur artık. Evler, İslam ailesinin oluşum mekanlarıdır. Ev, Müslüman ümmetin beşiğidir, teknesidir, potasıdır. Küresel savruluşun tehdit ve işgal ettiği iki önemli mevziden biri; yüreğimiz veya kalbimiz sonra ailemizdir. Evler, Allah’a kulluk bilincinin inşa edildiği yerler olmalı . İslam düşmanlarının küresel saldırılarına karşı direniş hareketimiz, ilk önce evlerin İslam kişiliğini kuşanmasıyla olmalıdır. Evlerimizin adeta bir emarını çekmeliyiz. Modern cahiliyenin tüm kirinden , pasından, vahye ait olmayan değer yargılarından temizlemeliyiz.
Müslümanın hassasiyet gösterdiği bir ev düzeninin olması gerekiyor. Eve, evdeki hayata emek vermek gerekiyor. Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın evi Beytullah (Kabe) ev deyince aklımıza gelen ilk mekandır. Kur’an bize İbrahim ve İsmail (a.s) peygamberlerin Allah’ın evi Kabe’yi temiz tutmalarını emrediyor. Şirk ve şirk bağlamındaki her şeyden temizliğin, Allah’ın evi Kabe’den tüm müminlerin evlerine taşınacak bir durum olduğu bildiriliyor. Kur’an-ı Kerim’de ; Allah Hz. Musa ve kardeşi Harun(as.)’a fravun zulmünden korunmaları için evler inşa etmesini emrediyor. Yunus suresi 83-88. Ayetlerde Allah Hz. Musa’ya şöyle emretmektedir: “ Kavminiz için Mısır’da evler hazırlayın ve evlerinizi namaz kılınacak yerler yapın. Namazgah edinin. Namazınızı dosdoğru kılın . Müminleri müjdele ! “
Ayetlerin devamında ise; İsrailoğullarının fravunun zulmünden kurtuluşu anlatılır. Fravunun zulmüne karşı direnişin başlangıç mekanı evlerdir. Ve evler Allah’a kıyamın ve secdenin yapıldığı , Tevhid’in ve kulluk bilincinin öğrenildiği yerler olmalıdır. Küresel ve toplumsal anlamda bir savruluşun yaşandığı günümüzde çağdaş fravun düzenlerine karşıda harekete geçilecek ilk yer, sakinlerine sekinet kazandıran Beytullah’ın bir parçası hassasiyetini kazanan meskenlerimiz olmalıdır.
Hz. Peygamber Hıra(Nur) dağında ilk vahyi aldığında onu duyurduğu ilk yer , evi ve eşi Hz. Hatice annemiz olmuştur. Mekke döneminde bu evden sonra karşımıza çıkan İslam’ın ilk evi Darul Erkam (Erkam’ın evidir). Hz.Peygamber orada, Mekke’nin fravunun Mısır’ını aratmayan kuşatmasına rağmen eğitimle sevgi ile kalbi yaraları sararak İslam ümmetinin temellerini atmıştır. Medine-i Münevvere’nin darül İslam oluşu Darul erkam ile başlamıştır. Evet! Bu ev ilk İslam neslinin şahsiyetini vahiyle dokumuş, oradanda İslam’ın geleceğini inşaa edecek nesillerin temeli atılmıştır. Onun için bugünde yola, evlerin İslam kişiliğini kuşanmasından başlamamız gerekiyor. Kur’an-ı Kerim böyle evlerden ikisi hakkında örnek aile olarak bizlere, İbrahim’in ailesinden ve İmran’ın ailesinden bahseder. (Al-i İbrahim, Al-i İmran)
İbrahim ailesi, baba İbrahim , oğul İsmail ve anne Hacer ile bize tevhidi, Allah’a teslimiyeti kısaca İslam olmayı öğretiyor. Böyle bir evde yetişecek İslam nesli İbrahim aleyhisselamın duasında şöyle bildirilmektedir: “ Ey Allah’ım! bizi Sana teslim olanlardan kıl, soyumuzdan da Sana teslim olan bir ümmet yetiştir. (Bakara, 127) “
“Rabbim ! beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle.(İbrahim,40)”
Evlerimizi yepyeni bir İslami heyecanla yeniden inşaa ve imar etmeliyiz. Önceliklerimiz ne olmalıdır?
İsrafsız bir ev. Kapitalizmin tüketim alışkanlıklarını ve davranış kalıplarını terk etmeliyiz.
Muhabbetin fertleri arasında hakim olduğu bir ev.
Namaz hassasiyetinin korunduğu bir ev.
Tüm fertlerinin Allah’ın verdiği nimetleri paylaşabilme anlamına gelen infak ahlakını kuşandığı bir ev.
İçinde yer alanları ateş yolculuğuna çıkarmayan bir ev.
Modern cahiliyenin tüm kuşatma ve saldırılarına karşı savunma sedleri geliştirmiş, inşaa etmiş bir ev düzeni.
Allah insanları Kura’n’ında bir adıda Darül selam olancennete çağırıyor. Sonu cennete çıkaracak, kendiside selam diyarı olacak bir ev düzeni.
Değerlerin altüst olduğu, cahili şirk yaşam biçimlerinin tüm insanlığı kuşatmasına aldığı bir çağda yaşıyoruz. Ümmet olarak önceliklerimizi kaybetmiş durumdayız. En büyük kaybımızda İslam önceliği fikridir. Bunu idrak ettiğimizde az iş de yapsak çok kazanmış olacağız.
Hayatı İslam önceliği ile yaşamak dua ve niyazlarımızla. . .
Nur DİNÇKAN