-Vakit yaklaştı dostlar, ölüyorum...
Ağaçların; birbirlerine her daim destek olan, enerjilerini yayan, biri böcek istilasına uğradığında diğerlerine sinyal gönderip uyaran ve uyarılan diğer ağaçların korunma mekanizmasıyla kendini kuşatan muhteşem canlılar olduklarını biliyor muydunuz?
"Her nefs/can ölümü tadacaktır."
-Sevgili kardeşlerim, kıymetli dostlarım. Kısa bir zaman sonunda sizinle olan muhteşem sevgi ve ilgi bağlarımız kopacak. Dünya hayatında bana verilen sürenin sonuna geldim. Görevimi severek ve isteyerek yerine getirmenin huzuruyla ayrılacağım aranızdan. Bana verdiğiniz manevi desteklerinizden dolayı hepinize teşekkür ederim.
Beni tanımayanlara kısaca kendimi tanıtmak isterim: Bitkiler aleminden Çamgiller ailesinden KÖKNAR. Göknar diyenler de var tabi. Asırlardır bu topraklarda yaşıyoruz atalarımla ve yavrularımla. Farkına varıp istifade edenler için o kadar çok faydam var ki. Kozalağımdan, tabakamdan alınan sakızımdan ve yağımdan faydalanılır. İğne yapraklarımdan elde edilen köknar yağıyla birçok hastalığın tedavisinde kullanılabiliyorum. Mesela; enfeksiyonu temizlemede, kansere karşı korumada, masaj yağı olarak ağrıları kesmede, stresi yok etmede, toksinlerden arındırmada, kemikleri güçlendirmede, solunum sistemini korumada, terlemeyi önlemede ve ter kokusuna karşı kullanılıyorum. Antiseptik özelliğiyle köknar sakızı, yara ve çıban gibi cilt sorunlarını gidermek için de kullanılıyor. Ayrıca sadece bedeninizi onarmakla kalmayıp aromaterapi olarak evinizin temizliğinde de kullanıma hazırım. Yani anlayacağınız başta oksijen deponuz olmakla beraber birçok derdinize derman olmak için yaratıldım. Her gün bana bahşedilen hayatın hakkını verebilmek için dimdik durup güneşi selamlıyorum. Kara, borana, yağmura karşı dayanıklıyım. Hatta onlar benim besin kaynağım. Lakin bir sorunum var: Biliyorum her canlı ölümü tadacaktır. Ama isterdim ki bana ve diğer köknar, kayın, gürgen, meşe, karaçam kardeşlerimle eğrelti otlarından tutun da çeşit çeşit rengarenk ve üstelik her biri farklı şifa deposu olan bitkilere zarar vermeden hareket edilmesini...
Kurumuş dallarımızı tabiki yakmak için kullanacaksınız. Ama LÜTFEN içtiğiniz birkaç bardak çay, yediğiniz iki lokma et, içinizi zehirlediğiniz ve dolayısıyla sevdiklerinizi de kedere boğduğunuz üç dakikada efkar dağıtsın diye içtiğiniz sigaranızla BİZİ YAKMAYIN.
Bırakın da vazifemizin hakkını doya doya verelim. Hepimiz biliyoruz vakti geldiğinde öleceğimizi. Biz ölelim ki arkamızdan yetişen yeni fidanlara yer açılsın.
Siz yine de DİKKAT EDİN, olur mu?
Ölmek üzere olan bir ağacın serzenişi...