Armutçu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyleydi;
Çember; siyâsî, ekonomik ve sosyal açıdan gittikçe daralıyor ve biz de millet olarak bu çemberin içinde sıkıştıkça sıkışıyoruz.
Ekonomik çıkmaza giren esnaflarımız ve dar boğaza giren dar gelirli vatandaşlarımız intiharlara kalkışabiliyor, aileler dağılıyor.
Ahlâk ve mâneviyat; geçim sıkıntısı, çukur eğitim sistemi ve özendirilen çirkef ve batak yabancı kültürü ile yok edilmeye çalışılıyor.
Bu yüzdendir ki anne ve babalar, evlâtları tarafından gasp edilip öldürülebiliyor!
Anne ve babalar, cinnet geçirip göz bebekleri gibi koruyarak büyüttükleri çocuklarını boğup katledebiliyorlar!
Ne Rusya, sıcak denizlere inme hayalinden vazgeçti...
ne de İsrail bağlantılı ABD, İngiltere ve emperyal güçler, Arz'ı mev'ud'dan vazgeçti...
Herkes kendi yayılmacı politikasını uygulamaya devam ediyor.
Ülke olarak tüm emperyal güçlerin kıskacında kalmanın verdiği sıkıntının zirve yaptığı bir dönemi yaşıyoruz.
Kanlarımızla sahip olup; âdil bir yönetimle Alevî, Sünnî, Türk, Kürt, Çerkez... Bir teknede cem olup binlerce yıldır vatan yaptığımız bu topraklar, zalimlerin iştahını kabartmış ve türlü senaryolarla bizi biz yapan değerleri yok edip, birbirimize düşürerek, işgal etmek için asırlardır vazgeçmeden uğraşmaktadır.
Biz bu zalimlerin oyunlarını çok iyi biliyoruz ve ona göre de gardımızı hiç düşürmeden mücadele ediyoruz.
Bizi üzen tek şey; bizden görünüp karşımızda saf tutanların, bu oyunları göremeyip onlara destek olup stratejik ortaklıklar kurmalarıdır.
Biz yine buradan uyarıyoruz! Olmaz kardeşim, zalimden dost olmaz.
Kurdun dostluğu, acıkana kadardır. Bu siyonistler, kurttan daha tehlikelidir, bunların karınları ebediyete kadar doymaz.
Bu yüzden gelin bu sevdadan vazgeçin İslâm Birliği'ni devreye sokun diyoruz.
Zulüm her yerde zulümdür. Terör her yere terördür. ABD'de de olsa Fransa'da da olsa Mısır'da da olsa biz de de olsa terördür.
Terörün her türünü yaşayan bir ülke olarak, Mısır'da yaşanan terör katliamını kınıyor ve lanetliyoruz.
Konuşarak müzakere ederek halledemediğimiz hiçbir sorun yoktur ki şiddetle çözülebilsin.
Tüm sorunların ana kaynağını kurutacak öncelikle Ahlâk ve Mâneviyat olmak üzere, alınacak iyi bir eğitimdir. Bu vesile ile öğretmenlerimizin en değerli güç olduğunu tekrar ediyor her zamanki gibi onların yanlarında olacağımızı söylüyorum.
Yine buradan, Kadın'a her tür şiddeti kınıyorum ve sosyal yapının güçlenmesi için televizyon programlarında şiddete dayalı sapık ilişkileri özendiren diziler yerine,
aileyi kutsallaştıracak, karşılıklı sevgi ve saygıyı özendirecek, ahlâk ve mâneviyat yüklü dizilere ve programlara yer verilmesini tavsiye ediyorum.
