Selçuklu ve Osmanlı geleneğinde şehirlere, sahip oldukları kültürel vasıflara göre unvanlar verilir ve bu unvanlar yazışmalarda ve halk arasında şehirler ile birlikte zikredilirdi.
Kudüs için Şerif, Amasya için Darü’l-izz, İstanbul için Dersaadet, Konya için Darü’l-mülk, Samsun için Darü’s-sagr, Bağdat için Darü’l-emann, Sivas için Darü’l-ala, Ankara için Darü’l-hısm gibi...
Avrupa’nın kilidi olarak görülen, Tuna ve Sava ırmaklarının kesiştiği bir noktada bulunan Belgrad için ise Osmanlılar hep “darü’l-cihad” ünvanını kullandılar. Osmanlıların elinden çıkıncaya kadar da şehir hep “Darü’l-cihad-ı Belgrad” olarak yazıldı ve söylendi.