Modern zamanlarda şahsiyetini insanlığı ile inşa edememiş, cinsiyeti /dişiliği ile arz-ı endam eden, bir taraftan da Müslüman kimliği ile yer edinmeye çalışan kadınlar, bana Resulullah (S.A.V.)’in “kasiyatün-ariyatün” (giyinmiş-çıplaklar) hadisini hatırlatıyor. Hadis’in ahir zamandaki bu tecellisini bir de cemal temelli yorumlayanlar var ki; zeka seviyelerini bilmem ama tam bir trajikomik ve dramatik halimizi anlama derdi olanlar için yeterli imkanlar sunuyor bize.
Ömürlerimiz, ömrü verenin huzurunda hesap vereceğimizin sorumluluk bilincini kuşanmakla mamur olur. Bu şuura sahip olmadan ömür mamur olmaz. Kalbin ve ruhun derece-i hayatına uruc edememek bunun baş sebebi. Ve içsel hicretini tamamlamadan nakıs bir halde kemalatın peşinde koşmak...
Böyleleri seslerini de, yüzlerini de gizlemeli...
Kendi gerçek yüzleri ile Vahyin huzurunda yüzleşinceye kadar. Çünkü nakıstan kamil çıkmaz. Kur’an ve Sünnet ile şahsiyetimizi inşa etme cehdini erteleyerek, hiç gündemimize almayarak, medyanın ürettiği kültür içerisinde Müslüman kimliğimizi eritiyoruz. Taleplerimiz, arzularımız, kadın-erkek ilişkilerimiz, sevinçlerimiz büyük oranda bu medya tarafından şekillendiriliyor. İslami hassasiyetimiz ve seçiciliğimiz kayboluyor.
İnsanlar televizyona çıkmazlarsa, seyirlik hale gelmezlerse, karşı cins tarafından beğenilmezlerse kendilerini bir hiç sanıyorlar. Bu popüler kültür bir kara delik gibi herkesi içine çekiyor.
Eğer hakikatin peşinde isen ey kardeşim gizle kendini!
Eğer kendini bulma diye bir derdin varsa, zaman çok geç olabilir.
Eğer bulursan bir gün kendini, onu sahibine teslim et! .
Açıklığın sadece hürriyet hakkını kullanmak olduğunu da sanmıyorum. Bu konuda erkekler kadınlara göre daha hür iken, O (kadın) erkeğin açmaya gerek duymadığı daha pek çok yerini açmaktadır. Demek ki burada nefsin, şehvetin, modanın, yabancı erkeklerin hakimiyeti de söz konusudur. (Buradaki zikrettiğim hususa açıklar kadar kapalı açıklarda dahildir...
Açıklığın azı çoğu olmaz. Bir kadın ya kapalıdır yahut çıplak! ) Kadın vücudunun dişiliğinin karşı cinse etkisini yok sayamayız. Yani öbür taraftan erkekler mahkum. Görülüyor ki; basit bir hürriyetin meydana getirdiği sayısız esaretler vardır. Ve sonuçları da çok feci olmaktadır.
Nur DİNÇKAN