Ciddiyet Mezhebinin Kalite Mektebi

2000'lerin başında bir dergi yayınlıyordu arkadaşlarım. Aylık bir strateji dergisi. Fırsat buldukça içeriğe yardım ediyordum. Dergimiz "neocon" ve "moderated İslam" konularını ilk işleyen yayındı desem yanlış olmaz. Neoconlar, yeni Amerikan muhafazakarları ve onların yönlendirdiği ABD devlet mekanizmasının "moderated İslam" plan projesi sık işlediğimiz ama o günün muhafazakar ve dindarına bırakın söz anlatmayı birkaç kelimeyle olsun ulaşmak bile başaramadığımız bir husustu.

Köşe Yazıları - 28-12-2017 14:38

Ciddiyet Mezhebinin Kalite Mektebi

Moderated İslam medyalarda bilinir bir konu halini almaya başladıkça "ılımlı İslam" diye tercüme edilir oldu. Bu konuda işin en başında, ifadenin Türkiye'de ilk duyulmaya başladığı zamanlarda moderated kelimesini ılımlı diye değil "ayarlı" diye tercüme etmeliyiz diye ısrar ettiğimi hatırlıyorum. Evet, ılımlı İslam değil ayarlı İslam. Dilimize giren moderatör ve moderasyon gibi kelimelerin anlamlarıyla da örtüşür biçimde moderated kelimesi ayarlı olma, yönlendirilme, kullanılma hallerini içerir. Küresel sistemin neoconlarca yönlendirilen kanadı veya kanatları Türkiye ve bölgesinde ayarlı bir İslam istiyordu. Bu iki iki dörttü. Ama Fethullahîlerin köşe başlarını gizli değil ama kapaklı biçimde tuttuğu o dönemde bunu kalan dindar, muhafazakar veya milliyetçi kardeşlerimize anlatmak mümkün değildi. Solcular da ancak işin "dinci"lerin galip geleceği kısmını görüyor, onu da yanlış anlıyorlardı.

Bu ülkede cari ve hakim taşralı alt kültürün temel bir yanılgısı da içinde bulunduğu durumu çoğu zaman okuyamaması, önceden benzerini yaşasa da eski olayın yeni versiyonlarında okuyamadığı kısımları görmezden gelerek, her defasında aynı hatayı başka açılardan, başka pozisyonlardan tekrar tekrar yapmasıdır. Siz bir kaç adım öncesini görebiliyorsanız, benim tavsiyem, görüşlerinizi kendinize saklamanızdır. Çünkü "bu adam ne diyor" demek yerine sizi de düşmanları arasına katabilen akılsız dostlar karşısında yapılabilecek en akıllı iş budur. Hele de tescilli millet düşmanı gavurlar da böyle kalabalık ve göğsü geniş, aklı dar bir kitleyi perde gerisinde, çaktırmadan, bu kadar rahat yönlendirip, terbiye edebiliyorsa sakın ha, aman ha, zinhar dikkat! Doktorunu linç edecek bir akıl hastalığı bu. Almazlık diyoruz; boru mu sandınız.

Moderated İslam, yani "ayarlı İslam" bir Amerikan projesiydi. Ve diğer coğrafyalarda, diğer iklim ve ülkelerdeki Amerikan projelerine bakarak diyebiliriz ki Amerikan projelerinin asla tek aktörü, alternatifsiz tek şeytanı olmaz. O yüzden plan - projeyi yapanların FETÖ'nün bizzat en düşmanı görünen hareketler de dahil pek çok alternatifi belki FETÖ'den de önce hazırladıkları, kullandıkları portföyün de "e herhalde" sıradan adama, sokaktaki vatandaşa en inanılması güç gelecek isimlerle, hatta belki kahraman(!)larla dolu olma ihtimali en azından milletin akıllı evlatlarının gözden kaçırmamaları gereken bir ihtimaldir.

 Ne diyorum ki, kime diyorum. Hadi selametle.

Neyse, bir tüyo daha vereyim. Truman doktrinine ve akabinde İslam dünyasında özellikle Amerikalılar hangi fikirlere, hangi sosyal hareketlere destek vermişler, şöyle bir incelenmeli. Aslında her şey o kadar açık ki. Daha açıktan olarak sadece şunu diyebilirim: ülkemizdeki ana yaygın damarların çoğu neoconların isimlendirmesinden çok çok önceki zamanlarda da ayarlı, cilalı idi. Amerikalılar ve onların "kanka"sı İngilizler "ters manyel" taktiğini pek severler. Aklı düşkün toplumlarda onların asıl adamları halkın en ummadıklarıdır. Öylelerini kendilerine düşman göstertip, onu destekleyenler sayesinde asıl planlarını tıkır tıkır yürütürler.

Soğuk Savaş bitti, Amerika eskisi kadar hakim değil, eski tarzı ve tavrıyla takip yapamıyor ama zamanında çeşmelerin, suların başını tutanlar itibar görmeye devam ediyor. Bunu değişmez sanmak da yanlıştır. Bir zamanlar Altavista diye bir arama motoru var idi, şimdi adını bile hatırlayan yok. Aynısı Google'ın da başına gelecektir. Nasıl mı? Bu coğrafyada alkışlar hakikat değil alışkanlıklardan ileri gelir. Alışkanlıklar da her nesil yeniden inşa edilir. Asıl mesele, nesiller ötesine uzanan bir anlayışla ana damar, kolon, orta direk inşa etmektir.

Kurtuluş mu? Yeni şeylerden, yeni bir kültür anlayışından, ancak içerden açılan bir cümle kapısından gelecek. Çalışkan, kaliteyi çok önemseyen, günlük tavırlardan başlayarak bütün hayata ciddiyetle bakan insanlardan gelecek. "Ne fark eder ki", "böyle gelmiş böyle gider", "aman etraf ne der" diyenlerle ne dünyevi bir hedefe ne de cennete gidilebilir. Ciddiyet mezhebi en yaygın mezhep olmalıdır. Başka her türlü başkalaşım ve ayrım ağır bölücülüktür. Herkese duygu durum kontrollü, karizma dolu, kaliteli günler.

Ahmet Kubilay

Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli

Şule öğretmen ve yeni maarif modeli

29-04-2024 - Köşe Yazıları

İmamoğlu’nu Yedirtmeyiz!

İmamoğlu’nu Yedirtmeyiz!

29-04-2024 - Köşe Yazıları