GERÇEKLİK ÇAĞINDA BİR EFSANE

Lionel Messi Bu medya zamanlarında, her şeyin bir adımlık mesafede gerçekleştiği ve herkeslerin gözünün önünde başlayıp bittiğini hesap edersek efsaneler çağının geçmiş olduğuna sizde kolayca inanabilirsiniz

Köşe Yazıları - 03-11-2013 13:58

GERÇEKLİK ÇAĞINDA BİR EFSANE
Lionel Messi

Bu medya zamanlarında, her şeyin bir adımlık mesafede gerçekleştiği ve herkeslerin gözünün önünde başlayıp bittiğini hesap edersek efsaneler çağının geçmiş olduğuna sizde kolayca inanabilirsiniz. Evet, bu yargıya katılmak için bir çok sebebiniz var. İlk başta efsaneye öyle kolay ulaşmamak gerektir. Sonra bilindiği gibi efsane dil ile üretime giren bir şey. Söze ve daha ziyadesiyle sukuta dayanan bir tabana basıyor. Efsane de imge gibi bir şey, gerçeklikten belli bir mesafede olmasa asla ete kemiğe gelmeyecek gibi. Bilgide boşluk olmasa efsane oluşmaz. Ve dilde o boşluğu yalnız efsane ve şiir için bırakır.

60 lı yılların efsanesi boldu, ikinci dünya savaşından yeni çıkmış olan fakat kendini uzak doğu felsefeleriyle tanımlamaya kalkışan o asi geçliği sokağa döken bir The Beatles vardı, sürekli devrim fikriyle, vicdanı olmayan bir dünyanın vicdanı olmaya kalkışan normal bir bere takmayı bile karizmatik bir öğeye dönüştüren Che Guevera vardı, kasabanın o sessiz gencini alıp şehre ve kendi yaşıtlarının üzerine taşıyan, adım atması ve saçlarını taramasıyla bile olay olan bir James Dean vardı, sarışın kadına aşık olunur, çünkü ancak bir sarışın bu kadar çekici olur dedirten Marlin Monro vardı ve Ditroit’de, genç yaşlarında beyazlara benzemek için saçlarını ütüleyen fakat daha sonra aynı beyaz adama kendisini olduğu gibi tanıtan ve kabul ettiren bir MalkomX vardı, incinin bile en önemli özelliği olan  rengini zihinlerde tashih edip siyaha çeviren taçsız kral Pele vardı. Olimpiyatlarda aldığı madalyayı ırmağa fırlatan, Vietnam Savaşına çağrıldığında hiçbir Vietkonglu bana şimdiye kadar pis zenci demedi deyip savaşmayı reddeden, üç kere altın kemeri beline takan tek boksör olan Muhammed Ali vardı.

70’li yıllar pek kayda değer efsaneler üretemedi, ne varsa yarıda kaldı bu dönemde, çağ daha bir teknik olmuştu, her şey daha yakındaydı ve dil ile özne arasında mesafe kalmamıştı.

80’li yıllara gelince her genç goooool denen o kelimeyi 4 elif miktarı çekerek, kendine Maradona demeye başlamıştı bile. Evet Maradona yakındaydı ve karşımızdaydı ama onu efsane olmaya taşıyan özellikler başkalaşmıştı bu kez. Kızgındı, hercaiydi, başkalarının yapamayacağı şeyleri bir usulünü bulup yapmayı beceren biriydi. Amerika’ya kafa tutuyordu. Futbol oynuyor ama futbolun Lortlarıyla kafa buluyordu. Michael Jackson ve Madonna kapıyı biraz araladılar ama kapı ağırdı ve herkese ardına kadar açılmıyordu.

90’lı yıllar malum, oda hiçbir üretimde bulunmadan tembel tembel oturdu ve yerinden kıpırdanmadı bile.

10’lu yıllara gelmiştik bir kere, ilk beş yıl hiç bir üretime tanık olmadı dünya, efsaneler çağının kapandığını ilan etmiştik bile. Artık genel kabulümüz bundan sonra efsane üretilemeyeceği üzerineydi. Asla diyorduk bu kadar yakından bu kadar görünür olandan efsane üretilemez. Ama Nietzsche’yi unutmuştuk, üstat bütün genellemeler yanlıştır, hatta bu bile demişti. Bize bu sözü yeniden hatırlatan isim ise o küçücük boyuyla ve fakat büyük yetenekleriyle Lionel Messi oldu.

Daha çocuk denilecek yaşta büyüme hormonu yetersizliğiyle karşı karşıya kalan bir gencin, o zamanlar, bütün futbol dünyasının üzerinde titreyeceği bir isim olacağını kimse tahmin bile edemezdi. Bilemezdik bir çocuğun tedavi olmak için Arjantin’den ta İspanya’lara gelip 20’li yaşlarında gönlümüzün ta tepesine kurulacağını. Ve hepsinden önemlisi efsanenin tanımını bile bir çırpıda değiştireceğini. Bilemezdik Messi isminin İsa Mesih’ten gelip onun gücünü gökyüzüne doğru yakarıp ta ayaklarına indireceğini. Ve futbol sahalarının yalvacı olursa ancak benim gibi olur dedirtecek bir futbol elçisinin 2010’da bizi show dünyasının esiri edeceğini bilemezdik.

Futbolun Gandi’si olabilecek kadar mütevazi, iç dünyasıyla barışık, lokantadaki bir garsonu kırmamak için yemek beklerken bile oyalanacak bir şeyler bulan bu efendi genç, kendi mesleğinin starlarının yaptığı gibi başka dünyaların çirkini olabilecek her hangi bir davranışta bulunmadı şimdiye değin. İki kez dünyanın en iyi futbolcusu ödülünü aldıktan sonra yapılan törende bu ödülü hak edip de alamayan çok iyi futbolcular da vardı diyecek kadar da kadirşinas. Lionel Messi hemen bütün futbol yıldızlarının olduğu gibi aslında oyun kurucu fakat onlardan leblebi gibi gol atmasıyla ayrılıyor, yine diğerleri gibi büyük bir star ama kendisini gizleyerek onlardan ayrılıyor. L. Messi diğerlerine benzediği yerlerde onlardan ayrılmasıyla daha bir büyük futbolcu, daha bir büyük insan olmakla kalmıyor, bu vasıflarının yüksekliği ona bu güne değin efsaneliğin varoluş özelliklerini de değiştirmeyi bahşediyor. Eskiler derler ki tilki kümese girdiği zaman tavukları gözleri ile Bayar ve tavuklarda bundan dolayı ses çıkaramaz olurlar. Evet L. Messi de rakip kalecilerle karşı karşıya kaldığında onlarda genellikle kıpırdayamaz oluyorlar. İnsanın onun soyunda da bir tilkilik var diyesi geliyor. Futbolun dedektiflerine duyurulur; bu çocuğa dikkat edilmesi gerekiyor çünkü bu çocuk futbolu başka bir yere taşımaya başladı bile.

Topla oldukça çabuk, üstüne üstlük oldukça süratli ve o rakip ceza alanının içine girdiğinde sanki o alanın bütün yüzeyine yüksek voltajda elektrik veriyorsunuz. O kadar gücü nereden alıyor bu şaşırtıcı, sanki Tanrı ona durmadan bir güç yüklemesi yapıyor.

Rakip defans oyuncularının bile bizi şimdi nasıl geçecek ve acaba bizi geçerken nasıl bir futbol üretiminde bulunacak dediği bir kişi o. O bir hayali ete kemiğe büründürecek kadar masalsı, sanki top kendine bu kadar yakın olabilecek birisini arıyordu bu yıllara değin. Sanki futbol sahaları bu çocuğu, topu ayağına aldığında mutluluklarını kıpır kıpır olmakla gösteriyorlar. Sanki biz onunla futbolu ve futbol seyirciliğini aşıyor ve daha başka tülü bir keyif yaşamaya başlıyoruz. Bizleri tekrar efsaneye döndürdüğün için teşekkürler Messi.

Onu efsaneler dünyasına bıraktığı için futbola da teşekkür etmek gerekir. Teşekkürler futbol.
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli

Şule öğretmen ve yeni maarif modeli

29-04-2024 - Köşe Yazıları

İmamoğlu’nu Yedirtmeyiz!

İmamoğlu’nu Yedirtmeyiz!

29-04-2024 - Köşe Yazıları