Türkiye Ve Kritik Mayıs Ayı-1

Türkiye ve Kritik Mayıs ayı-12016 Nisan ayının son günlerinde Mayıs ayı hem ay olarak hem de siyaset olarak Türkiye açısından oldukça sıcak günlere doğru hızla yol alıyor… Yurt dışı gezileri ile başlayacak olursak eğer; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2 günlük Azerbaycan ziyareti öncesinde Ermenistan’ın yeniden ateşkes şartlarını ihlal ettiğini görüyoruz

Türkiye - 03-05-2016 09:55

Türkiye Ve Kritik Mayıs Ayı-1
Türkiye ve Kritik Mayıs ayı-12016 Nisan ayının son günlerinde Mayıs ayı hem ay olarak hem de siyaset olarak Türkiye açısından oldukça sıcak günlere doğru hızla yol alıyor… Yurt dışı gezileri ile başlayacak olursak eğer; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2 günlük Azerbaycan ziyareti öncesinde Ermenistan’ın yeniden ateşkes şartlarını ihlal ettiğini görüyoruz. Burada dikkat edilecek nokta Ermenistan saldırılarının hemen sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan’ı ziyaret etmesi. Bir anda neden böyle bir ziyaret oldu diye bakacak olursak eğer Ermenistan’a Türkiye’nin Azerbaycan‘ın her şartta yanında olduğunu göstermektir diyebiliriz. Zira Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İslam İşbirliği Teşkilatı Konferansında İstanbul’da bir araya gelmelerinin tarihine bakacak olursak eğer daha 15 gün bile geçmedi! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan ziyareti daha önce kurulan ve Türkiye için olduğu kadar da Azerbaycan için son derece önemli olan Avrasya Askeri Statülü Kolluk Kuvvetleri (TAKM) Ermenistan’a karşı başarılarını da gözlemleme noktasında önemli! Zira Ermeni tarafı (TAKM) nin gücü karşısında hem asker kayıpları hem de teçhizat kayıplarına uğradı. Daha önce işgal ettiği toprakların bir kısmından da geri çekilmek zorunda kaldı. Geri çekilmek zorunda kaldığı topraklar için ise stratejik öneme sahip olmadığını açıkladı yetmedi bu başarısızlıktan ötürü üst düzey komuta kademelerinde ki görevlileri görevden aldı. Bu arada çok önemli bir detay da gözlerden kaçtı! Ermeni askeri yetkililer Azeri tarafının daha önce hiç görmedikleri silahları kullandıklarını açıkladı. Demek ki (TAKM) görevini sorunsuz olarak yerine getiriyordu. Ermeni tarafı da askeri başarısızlığını Azeri köylerini ve sivilleri uzaktan top ateşine tutarak kendince intikam almaya çalıştı. Ancak Askeri olarak herhangi bir harekete cesaret edemedi. Türkiye-Azerbaycan-Ermenistan Bermuda üçgeninde uzun uzadıya atlattığımız süreç belki bir kaç aylık sarkma ile bu yıl içerisinde gerçekleşeceğinin sinyallerini de Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan ziyareti ile de gördük. Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ın “SAVAŞ” sözü ise iç politika da kendilerine güven verme amacı gütse de Askeri anlamda hezimetin tarifinden başka bir şey olamaz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Hırvatistan ziyareti ile de bir nevi Avrupa’nın göbeğinde ki Türkiye’yi Ağabey gören Devletlere “Yanınızdayız” mesajı verildi. Başbakan Ahmet Davutoğlu da bir anda bu arada Katar ziyareti yapıyor. Katar ile ilişkilerimizin son derece iyi seviye de olduğunu söylememize gerek yok. Ancak Katar’da kurulan Askeri Üssün bölgenin en büyük Askeri Üs olduğunu Amerikan Askerinin tamamen Katar’dan çekildiğini de söylememiz de fayda var. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Katar ziyareti Askeri Üssün son aşamaya gelmesi ayrıca Suriye harekatının da yaklaşmakta olduğunun sinyali olarak değerlendirilebilir. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Katar’da, “Türkiye ve Katar arasında en üst düzeyde önceliklerden biri savunma sanayisinde ortak projeler üretilmesidir. Katar’ın bu konudaki güvenine müteşekkiriz.” sözlerinin altında aslında çok şey yattığını da görmemiz gerekiyor. İslam İşbirliği Teşkilatı konferansı esnasında Suudi Kral Salman’ın ABD’nin ikiz kulelerin vurulması ile ilgili olarak Suudi Arabistan’ın ilişkilendirilmesi halinde 750 Milyar $’lık ABD Ekonomisine katkı sağlayan fonları satacağını söylemesi ile birlikte ABD Başkanı Barack Obama’da bir anda kendini Riyad’da buldu. Amerikan yönetimi senatonun bu şekilde bir kararına karşı olduğunu da açıkladı. Ancak ABD Başkanı S. Arabistan’ın sıcağında soğuk duş aldı dersek yeridir. Zira Obama, S. Arabistan’ın ziyaretinde beklenen ilgiyi görmediği gibi Barack Obama’ya senin görev süren bitti senin yerine gelecek olan gelsin tavrı hakimdi. Barack Obama’nın ısrarla İran, Irak ve Suriye’nin Şİİ Mezhepsel yönetimlerine yatırım yapması ve S. Arabistan’ı da bu gurubun içerisine almaya çalışması kısacası tam bir fiyasko ile sonuçlandı. Kral Selman’ın İslam İşbirliği Teşkilatının toplantısı için Ankara ve İstanbul ziyaretleri ve geçtiğimiz ay düzenlenen İslam Ordusu tatbikatının meyvelerinin alındığı bu dönemde Amerikan yanlısı tekrar politikalara dönmeyeceği bir gerçek. Ve bunu da bizzat ABD Başkanı Obama Riyad’da test etmiş oldu. Mayıs ayının ilk haftasında ise Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bir ABD ziyareti olacak. Bu ziyaret ise Müttefik! ABD ve Türkiye’nin sürekli olarak birlik mesajı vermesine rağmen aslında çok ciddi karşı karşıya kaldığı konuları içerecek. Bunlardan en önemlisi elbette ki PYD ve Suriye. ABD tarafı her ne kadar dillendirmese de İslam Ordusundan rahatsız. Zira Ortadoğu’yu yeniden şekillendirme ve yeni harita üzerinde ki en büyük sıkıntıları şu ara İslam İşbirliği Teşkilatı ve İslam Ordusu. Haliyle Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ABD ziyareti hem Müttefiklik mesajlarının verileceği ama diğer yandan da tarafların birbirini sürekli tartacağı bir ziyaret olacak. Burada şunu da atlamamak lazım! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyaretinde Obama ile görüşmesi sonrasında Obama’nın sözlerine oldukça kızan ve bu konular hiç konuşulmadı diye tepki koyan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ziyareti sonrası ABD yönetiminin nasıl bir tepki vereceği de merak konusu. ABD, Başkan Obama’nın Ortadoğu’da politikaları neticesinde tamamen yalnızlığa doğru itildi. Zira Suriye’de PYD ile birlikte hareket etmesi, 500 olan asker sayısına ek olarak ilk etapta 250 asker daha gönderme kararı alması bölge ülkeleri tarafından tedirginlikle karşılanmakla birlikte, Türkiye dahil bölge ülkeleri tarafından da olumlu bakılmıyor. Zira PYD’nin PKK ile birlikteliğini ABD yönetimi her ne kadar kabul etmese de birbirleri ile bağlantıları artık saklanamayacak düzeyde. Irak’ta tabiri caizse tamamen çuvallayan ABD yönetimi Suriye’ye 12.000 kilometre öteden resim çizmeye çalışıyor. Bölge ülkelerine baktığımız da ise Irak ve Mısır yönetimi hariç bölge de ABD’nin neredeyse dostu kalmamış durumda. İsrail ile güvenlik anlaşmasının 2018 yılında son bulacak olması dolayısıyla şimdiden Senato’da yardımların 3.1 Milyar $ daha ek olarak artırılması ve 2018’de bitecek olan sürenin yeniden ileri tarihlere kaydırılması için lobi faaliyetleri de başlamış vaziyette. ABD yönetiminin İsrail’i orada var etme ve büyütme çabaları artık bölge ülkeleri tarafından ciddi anlamda ABD’nin sempatisini düşürdüğü gibi ABD’nin güvenilirliği noktasında da endişelere yol açıyor. ABD yönetimi Obama yönetiminde ki kadar şimdiye kadar hiç bölge de bu kadar prestij kaybetmemişti. ABD Başkanı Obama’nın şuan ise yapmaya çalıştığı mevcut durumu daha kötüye götürmeden başkanlık süresini sona erdirmek. Zira bölge ülkeleri ABD’yi ve politikalarını sorgular hale geldi. Bu kadar peş peşe gelen yoğun yurt dışı ziyaretler elbette Suriye noktasında kilitleniyor. Sürekli olarak DEAŞ’ın Türkiye’ye Suriye’den attığı roketler ile de Türkiye yeni bir dönüm noktasına giriyor. Zira daha ne kadar Türkiye’nin istemiş olduğu “Güvenli Bölge” ve “Uçuşa Yasak Bölge” talebi ertelenebilir bu da tartışılır bir durum. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ABD ziyaretinde bu konu da muhakkak ki masada olacaktır. Bununla birlikte Türkiye Doğu ve Güneydoğu’da PKK’yı büyük çoğunlukla temizledi ve bir nevi Suriye harekatı öncesi arkasını sağlama aldı. DEAŞ’ın taciz atışları ise PKK ile uğraşan Türkiye’nin bir an evvel Suriye’ye girip içeride PKK ile uğraşırken kendilerine Türkiye’nin konsantre olmasını önlemek. Türkiye ve Kritik Mayıs ayı-1Toparlayacak olursak eğer Dünya Liderlerinin Yoğun yurt dışı seyahatleri ve Bölgesel Politikaların hız kazandığı Ortadoğu’nun daha da ısındığı ay Mayıs ayı olacaktır. Zira Almanya’nın İncirlik Üssünde Asker konuşlandırma talebi Türkiye Hükümeti tarafından kabul gördü. Aynı keza mevsim itibariyle de çatışmaların hızlanacağını da göz önüne almamız gerekiyor. Almanya Başbakanı Merkel’in ise yine geçtiğimiz günlerde Türkiye ziyareti ve Gaziantep’teki Mülteci kampını ziyaret etmesi ve Avrupa Birliğinin Türkiye’ye vizesiz seyahat kartı da Mayıs ayının son derece sıcak gündem konusu olacaktır. Putin’li Rusya ise bir yandan Suriye’de Esed’den vazgeçemeden Ülkesi içerisinde ki Ekonomik Kriz ile daha da çok yoğunlaşacağını söylememiz yanlış olmaz, Çünkü düşen Petrol fiyatları ve Mevsim itibari ile Doğalgaz tüketiminin azalması ile Petrol ve Doğalgaz ihracatı düşecek olan Rusya ekonomisini toparlamaya daha çok vakit ayıracaktır. Ancak Sözcüleri vasıtasıyla sansasyonel açıklamalar ile bende varım diyecektir her zaman ki gibi. İsrail ile Türkiye arasında ki görüşmeler ise tüm hızıyla devam ediyor. Türkiye’nin 3 şartı vardı bunlardan ilki Özür dilenmesi idi bu özür Netanyahu tarafından dilendi. İkinci şart Tazminat konusu idi bu konu da önemli aşamalar kaydedildi. Son şart ise Gazze’ye uygulanan ambargonun kaldırılması idi ki bu Mayıs ayı içerisinde İsrail ve Türkiyeli yetkililer bir araya gelecek ve bu konu da sıcak Mayıs ayı gündeminde yerini alacak. Her ne kadar bazı yayın kuruluşlarının Türkiye’nin İsrail’e mecbur olduğu gibi bir hava verilmeye çalışılsa da Türkiye’nin İsrail’e mecburiyeti olmadığı gibi yayılmacı ve Siyonist İsrail ile masadan bir sonuç çıkar mı çıkmaz mı onu da göreceğiz zira Türkiye İslam İşbirliği Teşkilatının da artık dönem başkanı… Haliyle, Mayıs ayı ile birlikte hem havaların hem de siyasi ve askeri atraksiyonların daha da hız kazanacağını ve ısınacağını söylememiz gerekiyor. Ve tabii ki bu atraksiyonların tamamının merkezinde Türkiye’nin olacağını da…  
Neler Söylendi?
DİĞER HABERLER
İstanbul Gruplara Özel Teknede İftar

İstanbul Gruplara Özel Teknede İftar

21-02-2024 - Türkiye

Eskişehir'in doğal güzellikleri

Eskişehir'in doğal güzellikleri

07-02-2024 - Türkiye