Ankara kulisinde bu hafta Kemal Kılıçdaroğlu'nun vazo kırmış çocuk ruh hali ve parti içi öz eleştiriler ve her nedense Enis'in mahkemesi ve olası yansımaları üzerine konuşuluyor. CHP kulisleri aslında çok hareketli. Ama bu hareketlilik maalesef basına yansıtılmıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun darbe günü kontrollü olarak güven içinde Bakırköy belediye başkanının evine gönderilmesinden çok çok önce darbeyi basın yoluyla ilk kınayan kişinin Öztürk Yılmaz olup yakın dönemde, FETÖ ile partinin etkin , net söylem ve duruş sergilemesi gerektiğini belirten tek Genel başkan yardımcısı olarak hatırlanacağı üzere bir talimatla MYK'daki görevinden alınmıştı.
Tuncay Özkan, Bülent Tezcan ve Aykut Erdoğdu’nun taban tarafından eski itibarlarının olmadığı için belediye başkanlıklarına aday gösterilmemesi gibi bir durum oluştu.
Muharrem İnce’nin ise aynı şekilde düşen performansı ve rüzgarının sönümlenmesi CHP tabanı içindeki Atatürkçüleri hareketlendirdi. Belediye seçimlerinden sonra bir delege devrimi ile başlayacak süreçte Kemalist hareketin lideri kim olacak sorusu gizemini korurken; FETÖ iltisaklısı masonluk yapı ile Kemalistler arasında geçecek zorlu kurultayda Mason Oğuz Kaan Salıcı' ya düşük profilli aday gözüyle bakılmaya başlandı bile...
CHP'nin önümüzdeki kurultayı varoluş ve beka kurultayıdır diyen "ulusalcı üst akıl temsilcileri" CHP'nin HDP gibi marjinal bir parti haline getirilmesine izin verilmeyeceği ve dış uzantılı varlığı hakkında Kılıçdaroğlu'nda bilgisi ve himayesi dahilinde olan bu şaibeli siyasi çetenin ise, tamamının deşifre edilip tasfiye edileceği ve ait oldukları yere gönderileceği öte yandan ortak akıl ve ortak ilkeler doğrultusunda CHP'nin tekrardan Atatürkçü kuruluş ayarlarına ve ruhuna döndürülmesinin ilk etapta acilen gerçekleştirilmesini ; parti içi ve siyasi iç tehdidinin önlenmesi için elzem olduğu görüşündeler.
Ankara Kulisi