https://www.akasyam.com/files/uploads/user/-71c4d9ce51.png
İsa ÇOLAKER

Asabiyet Çukuru

16-10-2023 16:33

Millet-i İslamın her ferdi,bir kavme istinatla açıklanır.Merhum Akif’in ifadesiyle ; insan, önce İslam ‘ ın bir ferdi ,sonra da bir kavmin mensubudur.

İnsan , kavmini de seçemez .Yani seçemediğimiz ırkımızı tartışmaya da gerek yok . Kendini hangi ırka mensup hissediyorsan , sen o ‘ sun . Dolayısıyla modern zamanlardaki ırk tanımlamaları asabiyet tezahüründendir. İnsanın kimliği sadece ırktan mürekep de değildir . Başka hayatî değerler de kimliğin yapıcı unsurudurlar . Din , dil vb .

İnsanların aidiyetini sevmesi gayet doğaldır . İbn-i Haldun üstadın tabiriyle asabiyet yasak, aidiyet esastır.Türkçe ifadesiyle ırkçılık yasak , kimlik esastır. İslam’ın potasında eritilen ırkları öne çekerek , birini diğerine vurmak ırkçılığın günümüzdeki adıdır. Irkçılık da kızamık gibidir , ara ara nükseder .Yani sen ırkçı olduğunu anlamazsın bile . İnsan milletini sever ve korur. Kültürel kotlarını ; mimariyi , estetiğini , dinini vb. kurumsal ve kimlik unsurlarını sevmek , millet sevgisi için esastır.Vatan sevgisinin işaretleri de bunlardır. Boşu boşuna mı camiler vatanın işaretleridir demiş Yahya Kemal ? Bu vatan toprakları seven ve sayan herkese yeter de artar bile . Dinsiz vatanseverlik olamayacağı gibi, vatansız dindarlık da olmaz. Irkçılar dinî yönelişleri kendine engel görürler.

İslam ‘ la müşerref olmuş Türk milleti , tarihin hiçbir döneminde ırkçılık tezahürlerine pirim vermemiştir. Ara ara bazı kafalar , tarihsel yenilgilerimizi İslam’a yükleyerek açık ırkçılık yapmışlardır. Bizi İslam geri bıraktı ,Türkler daha ilerleyebilirlerdi vs  . Ya da Osmanlı, Türkleri geri bıraktı safsatası gibi . Osmanlı potasında meczedilen halkların “kışkırtıcı milliyetçiliklerini” gerekçe göstererek tüm kadim ırkları düşman görme hastalığı gibi . Batı tahrikiyle ayaklanan milletlerin “hastalıklı premilliyetçiliklerine” inat , biz de o milletlere ve mensuplarına saldıralım mantığı ! Arızalı bir mantıktır . Bilakis bizim milletimiz bir arada yaşama iradesini en iyi uygulayan tarihsel bir kafaya sahiptir . Bunu da sürdürmekte fayda var . Anadolu tüm insanımıza yeter bir an kucağının adıdır . Yeni ötekilere gerek yok .

Bu mağlubiyet ideolojisiyle hareket edersek , yanımızda hiçbir unsur bulamayız. Balkan harbindeki Arnavut isyanına kızıp Arnavutlara ; iç çatışmalardaki Kürtçü bölücü  isyancılara kızıp Kürtlere düşmanlık yapmak doğru değil . Bu düz mantıktan hareket edersek , milli mücadeledeki Türk kökenli isyancılara kızıp , kendi kimliğimize mi saldıracağız? Beceriksiz yöneticilerin ya da şahısların faturası topluluklara çıkarılamaz. Tarihte bizi seven ve yanımızda duran her Müslüman , Müslüman-Türk’ün dostudur. Giresun 42.alay komutanı ve sevgili dedemin biricik Ağası , Topal Osman’ın fedaileri arasında Ermeni vatandaşlarımız vardı ! Kötü günde kardeştik de , iyi gündemi kardeş değiliz?

Ortaklık ve  kardeşlik bitti naralarıyla dolaşan bölücü  ırkçılar , biribirine de çok benziyorlar. Biri Türk’e sövüyor , diğeri Kürt’e sövüyor. Sonuçta ikisi de kardeşliğe sövüyor. İmanı olmayanın, kardeşliği olur mu? Alnı secdeye gelmiş bir Türk-Kürt kardeşliğini, kimsecikler bozamaz. İnsanların takvada eşitlendiği bir anlayışta , renk ve sınıfın hiçbir değeri de yoktur. Kafalarında ırkları eşit görmeyenler , hakir görüp aşağıladıkları ırkların mensuplarını karşılarına alırlar. Irkçılık, tam da bu çatışma kültürüne dayanır. Irkçılık bu bakımdan biraz da işsiz güçsüz varoş insan hastalığıdır .

Sizi kavim kavim , boy boy tanışıp bilişesiniz diye yarattım diyen Allah’ın işareti de diller ve renklerdir. Onların birini modern teorilerle  yok saymak ne haddimize . Biz , bir kimliği inkar ettiğimiz zaman, o ırk yok olmuyor ki ! Yaradılanı Yaratandan ötürü hoş gören bir geleneğin  sahibi olan bizler, birbirimizi severek ayakta kalabiliriz .Yoksa , birimiz diğerini  aşağılayarak bir yere gidemeyiz.

Asabiyet duygusunun tarihsel geçmişi , Habil-Kabil kavgasına dayanır. Daha eski bir versiyonu da şeytanın Allah(cc )a yaptığı itirazdır. Allah(cc) , şeytana Hz. Adem’e biat et dediği zaman, şeytanın itiraz kelimeleri ırkçıların ilk kelimeleridir. Ben topraktan yaratılana inanmam, ben daha üstünüm. Çünkü, ateşten yaratıldım der . Her ırkçıda bu kibir vardır . Allah’(cc) ın adaletine değil, üstünlerin hukukuna yapılan bu vurgu , ırkçılığın ilk tesisidir. Dolayısıyla ırkçılığın ilk teorisyeni ;  asabiyet şeytanı İblis’tir. Şeytanın politik itiraz cümleleri ; bugünkü kibirli , ırkçı cümlelere ne kadar benziyor : Türk-Kürt eşit olamaz…, bırakın şu pis Arapları… ,Türkler bizi eziyor… ,pis yamyam(Zenci) vb.

Bu hastalıklı kafa yapısından kurtulmanın yolu : İnsanları adilce sevmek , değerlerine saygı duymak , dillerini dillerimiz bilmek ,dinlerine inanmalarına imkan sağlamaktır. Kardeşlik tesis etmenin basit yolu budur .Gök kubbenin altındaki tüm insanlar birbirinin kardeşidir .Ne diyor “Bu Ülke’de Cemil Meriç usta : ” Bu ülkenin ırklarını , tek ırk , tek kalp , tek insan haline getiren İslamiyet olmuş. Biyolojik bir vahdet değil bu .  Ne kanla ilgisi var , ne kafatasıyla . Vahdetlerin en büyüğü , en mukaddesi . İster siyah derili , ister sarı... inananlar kardeştir. Aynı şeyleri sevmek, aynı şeyler için yaşamak ve ölmek . Türk’ü, Arap’ı , Arnavut’u düğüne koşar gibi gazaya koşturan bir inanç ; gazaya, yani irşada . Altı yüzyıl beraber ağlayıp , beraber gülmek…” Olay budur . Güzel bir birlik ve dirlik şiiriyle bitirelim. Aşık Veysel usta , Birlik Destan ‘ ında : “Allah birdir Peygamber Hak / Rabbül alemindir mutlak /  Senlik benlik nedir bırak /  Söyleyin geldi sırası “. Evet , birlik ve dirlik olmanın sırası geldi , geçiyor bile.

Neler Söylendi?