Mehmet Görmez, Fetö Projesi "Kutlu Doğum Haftası" kutlamaları için sağda solda,."28 yıllık emek heba oldu" diye yakınıyormuş.
Halbuki Din İşleri Yüksek Kurulu'nu toplayıp, "Yavuz hırsız ev sahibini bastırır" misali kutlamaların sadece adını değiştirerek bir de millete "hurafeciler" deyip artistlik yaparak konuyu tereyağından kıl çeker gibi halletti.
Millet yedi mi, tabii ki yemedi.
Bu Kutlu Doğum meselesi Diyanetin, milletin tepkisi sonucu devreye giren devlete attığı ikinci goldür.
İlki; bundan 4-5 yıl önce atılmıştı.
Başbakan, Recep Tayyip Erdoğan'dı ve millet Bimer'e şöyle bir yazı yazmıştı:
"Sayın başbakanım, biz fıkıh kitaplarını araştırdık, camilerde tabure, sandalye bulunması ve bunlarda namaz kılınması ile ilgili herhangi bir bilgiye rastlamadık. Vatikan'ın 'camileri kiliseleştirme projesi' kapsamında ibadethenelere tabure vb. yerleştirme uygulaması AK Parti döneminde yaygınlaştı. Bu nedenle AK Parti'yi eleştiriyoruz. Lakin, ülkeye yapılan hizmetleri ve canhıraş çalışmaları da görerek AK Parti'yi eleştirmek istemiyoruz. Sayın başbakanım lütfen tabure sandalyede namaz kılınmasıyla ilgili bir fıkhi bilgi varsa bizi bilgilendirin, AK Parti'yi eleştirmeyelim. Yoksa Diyanet'i uyarın, bu yanlıştan dönülsün."
Bu yazı sonrasında ne mi olmuştu?
Diyanet, Numan Kurtulmuş, "Kutlu Doğum Haftası mevlid kandiline denk getirilir, islamiyete uymayan programlar da kaldırılır" der demez nasıl hemen toplantı düzenleyip, "Kutlu Doğum Haftası Siret Haftası olacak ve yine Nisan'da kutlanacak" diyerek nasıl millete ve devlete gol attıysa, camileri kiliseleştirme projesinde de, aynı, devleti ve milleti bastırma metodunu uyguladı.
Tabure konusunda BİMER'e giden yazı hemen aynı saat işleme konuldu. Din İşleri Yüksek Kurulu toplandı. Taburede, sandalyede ayaklar sarkıtılarak namaz kılınabileceğiyle ilgili hiçbir kaynak göstermeden kıvıran Diyanet, "Tabureler vb. cami kültürüne uygun değildir" kararı aldılar. Ama hiçbir camiye, "Tabureleri vb. kaldırın" yazısı göndermediler. Aldıkları kararın son cümlesinde de tabureyi kültür meselesi (!) yapan Diyanet o cümlesini de, "Ayakta duramayanlar taburede kılabilir" diyerek hükümsüz kıldı. Yani camilerden taburelerin kaldırılmasının önüne geçen çakallık cümlesini karara ekledi. Yani Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez sadece Numan Kurtulmuş'u değil. Geçmişte de Recep Tayyip Erdoğan'ı takmadı!
Müslümanlar için çok önemli iki konuda devlet devreye girince hemen toplanıp karar alan ancak hiçbir kaynak göstermeden "dinlerarası diyalog" projelerine sahip çıkan Diyanet... Bakalım... Kandır kandır nereye kadar... Çekirge bir sıçrar iki sıçrar... Sanır mısın senden nemalanan sendika başkanlarının açıklamaları seni kurtarır? Kurtarmaz efendi...
Ayhan GONCA