İngiltere ve ABD'yi yöneten, bu ülkelerin başbakan ve başkanlarını ellerinde tutan, onları seçim süreçlerinde satın alıp uşağı yapan masonlar aynı uygulamayı Türkiye'de bir türlü başaramadı.
Devlet içinde hep varlardı ama istediklerini hiçbir zaman elde edemediler.
Son darbe kalkışması masonların bir özelliğini bir kez daha ortaya koydu. Bunlar aslında yalnız ve güçsüz. Sızabildikleri kadarıyla ayaktalar. Ve asla kendi paralarını kullanmıyorlar. Tek yaptıkları satın aldıkları kişilere makam mevki vaadi. Bu vaade kanan ahmaklarda zaten bu devletin, bekledikleri göreve getirecekleri kişiler. Göreve geldiklerinde gerizekalılar sanıyor ki, "Bizi göreve masonlar (yani kullandıkları bugün adı fetodur, dün Çanakçıdır, yarın İslamoğlu'dur!) getirdi. Ve devletinin, milletinin imkânlarını ve parasını masonlara akıtıyorlar. Darbe yapacakları ülkenin silahıyla darbeye kalkışıyorlar.
Bu masonlar ve uşakları zayıf, aciz, hainler. Sülük gibi yapışıyor ve yaşıyorlar.
Bu masonların İslam coğrafyasında kullandığı köpeklerini çözmenin, anlamanın tek yolu İslamiyet’i bilmekten geçiyor. Fıkıh bilmeden bunları bilmek tanımak imkansız. Çünkü bu yavşak münafıklar biz Müslümanlardan bile daha çok "Allah" diyor.
Allah diyene kâfir denir mi? Evet denir, zira ayetleri inkâr ediyorlar. Dini kitaplara geçirip bize ulaştıran İslam alimlerini inkâr ediyorlar.
"Kur'an-a sarılın" deyip hadisleri, kıyası, icma birliğini inkar ediyorlar. Halbuki Allah-ü tealâ Kur'an-ı kerimde, mealen "Peygamberim ne derse din odur" diyor. Peygamberimiz, "Eshabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine sarılırsanız kurtulursunuz" buyuruyor. İşte o eshabın talebeleri olan mezhep imamı müctehid alimler onlardan duyduklarını kitaplara geçiriyor. Mason uşağı köpekler de bize, "Bu kitapları okumayın" diyor. "Mezhepsiz meşrepsiz ol" diyor. "Kur-an yolu" diyor Kur-an yolunu inkâr ediyor. "Kur-an yolu" diyor, Kur-an'dan namazın nasıl kılınacağını gösteremiyor.
Velhasıl, biz Ehl-i Sünnet Müslümanlar olarak bu itleri iyi biliriz. Hangi kanaldan girdiklerini de iyi biliriz.
E biraz da devletimiz, istihbaratımız, seçilmişlerimiz, atanmışlarımız da bilsin kardeşim. Bu itleri başımıza musallat etmesin. Bunları adam yerine koyup emirlerine gitmesin. Sonra millet olarak güvenlik hizmeti vermesi gerekenleri korumak zorunda kalıyoruz. Ayıptır yahu. İnsanda biraz, utanma arlanma olur.
Ayhan Gonca