Saadet Partisi, AK Parti'nin karşısındaki blokta ve de CHP şemsiyesi altında yer almaya karar verdikten sonra kamuoyunda ciddi anlamda tartışılmaya başlandı.
Çünkü, kuruluş felsefesinin temel taşlarından olan Güçlü Türkiye, kalkınma hamlesi ve toplumun tabanıyla tavan arasında uzlaşı anlayışı mevcut iktidarın da programlarında hedeflerinde ve uygulamalarında olunca, genel kanaat SP'nin AK Parti'nin yanında yer alması konjöktürel olarak bir zorunluluk arz etmekteydi.
Böyle olmak yerine SP yetkilileri işi daha ileriye götürerek CHP'nin içinde yer almanın faziletini (! ) kendi tabanına dikte etmenin gayreti içindedir.
Çok derinlemesine incelemeye gerek yok, azıcık etrafımıza bakındığımızda bu gün CHP saflarında milletvekili adayı olmuş onca aday, gerek sosyal medyada gerek gazete köşelerinde gerekse meydanlarda bu toplumun değerlerinden rahatsız olduklarını, ezandan camiden imamdan hoşlanmadıklarını beyan etmişlerdi.
Bu açılardan baktığımızda SP'nin iki açmazı ve çıkmazı olduğu çok aşikar görünmektedir. Milli Görüşün temel felsefesi önce ahlak ve maneviyat çizgisi, tarihsel bağlamda asr-ı Saadet’ten başlayıp Osmanlıya kadar uzanan ve ileri hedefin yeniden Osmanlı Devleti gibi adaleti merkezine almış bir anlayıştan vazgeçmiş olacaklar.
Yani yıllardır gömlek üzerinden AK Partiyi zayıflatma çabaları ile şu anki mevcut konumları çelişki oluşturmuyor mu? Şimdi kalkıp birileri de ''siz de gömleği yeşilden kızıla dönüştürdünüz'' derlerse haklı sayılmaz mı?
Ayrıca, SP, hükümetin 16 yıldır gerçekleştirdiği ve toplumu özüne dönüştürme hedefi olan kazanımlara nasıl bakacak Eğitimdeki dönüşümlerden, temel hak ve özgürlükler adına kazanılan haklara varıncaya kadar elde edilmiş birçok değer ne olacak. Yakın tarihin hafızalardan silinmeyen başörtülü öğrencilerin üniversite kampüslerinden kovulmalarını ve o zulmü yapan zihniyetle kol kola seçime gitmeyi nasıl izah edecekler.
Mesela savunma sanayi alanında yerli ve milli hamleleri, havaalanları, yolları, küresel emperyalist ve siyonist çetelerin içerdeki maşalarını kullanarak toplumu komple çökertme gayretine rağmen dimdik ayakta duran ülkeyi hangi argümanları kullanarak başarısız gösterecekler ve buna karşılık oy isteyecekler?
Gerçekten, SP CHP şemsiyesi altında seçim çalışmalarını hangi stratejik tabana oturtacak?
Ve SP sempatizanları gerçekten vicdanları rahat olarak oy kullanabilecekler mi?
Recep Tayyip Erdoğan varken Meral Akşener'e ya da Muharrem İnce'ye destek vermeye gönülleri rahat edecek mi?
Bana sorarsanız SP tabanı sandığın başına vardığında çoğunluk asla karşı ittifaka oy vermeyecektir...
Münekkit