https://www.akasyam.com/files/uploads/user/-40e467240f.png
Ahmet Fatih AKKAŞ

Bizimki yapınca doğru, öteki yapınca yanlış mı?

05-08-2019 11:38

Bu yazımı yazmak için yaşanan olayların yatışmasını gündemden düşmesini bekledim.

Belki de naçizane, tekrardan hafızalarda tazelenmesini sağlarım diye düşündüm.

Herhangi siyasi partili bir şahsın şöyle yaptığını veya söylediğini düşünün;

Haksız yere çift maaş alır,

Vatandaşa şov yaptırmam der,

Özel kalemliğe yakınını getirir,

Vatandaşa hizmet gitmezken kapısının önüne kadar asfalt döşetir,

Bu örnekleri çoğaltabiliriz lakin meselemiz çoğaltmak değil yanlışa değinmek.

 Anlamlandıramadığım iki mesele var bunlara değinmek istiyorum.

Örnek veriyorum seçim zamanı tercihini A Partisinden yana kullanan vatandaş bir sonraki seçim sürecine kadar oy verdiği partiden herhangi bir kişi yanlış yaptığında görmezden gelir ve sindirir hatta büyük bir özveriyle bu olayı unutur hatırlamaz, hiç bir şekilde yanlış varlığını da kendisine kanıtlayamazsınız, eğer ki biraz daha iyi huylusuna gelirseniz yanlışı kabullenir ama sürekli bir kılıf uydurma peşindedir.

 Ama oy vermediği partiden yanlışı fark ettiğinde önce konuyu ev ahalisine açar sonrasında Sosyal Medyada bu konu hakkında tercih ettiği siyasi partili bir kişinin açıklamasını aynen ya da kendisine ait tarzıyla yorumlayarak paylaşır sabah olur işine gittiğinde iş arkadaşlarına dünyayı kurtarmış edasıyla durumu anlatır.

Diğer örnek seçim zamanı tercihini B Partisinden yana kullanan vatandaş bir sonraki seçim sürecine kadar oy verdiği partiden herhangi bir kişi yanlış yaptığında tutumu yukarıda A partisinden farklı değildir

C partisine oy verenin de tutumu da A partisine oy veren kişiyle tutumu aynıdır.

Bu olayı tek bir kısmının değişmesiyle A’dan Z’ye olan partiler olarak sizlere 79 tane örnek verebilirim. 

Neden böyle, rahatsız olmuyor musunuz? Yapan bizdense görmezden mi geleceğiz, alttan mı alacağız? Yani benden olan bu hatayı yaptıysa görmezden mi geleceğiz? Diğeri yaptıysa “hayır yapamaz en ağır cezayı almalı bir daha asla yapmamalı mı” demeliyiz? Bu tür söylemlerle, davranışlarla ilerleyen zamanlarda önüne geçilmesi zor bir problemle karşılaşacağımız aşikâr. Buna dur demezsek; Benim, kardeşimin, evlatlarımın, babamın, annemin, en sevdiğim arkadaşımın, hanımımın hatta senin, kardeşinin, evlatlarının, babanın, annenin, en sevdiğin arkadaşının, hanımının hakkını yiyerek senin daha huzurlu bir hayat sürmene engel oluyorlar. Senin içinde bulunduğun durumu en iyi sen anlarsın bu zorlu hayatın çilesini çekip, engellerini aşıp bulunduğun durumu sen bilebilirsin, ama sen yanlışı fark etmekten sürekli kaçıyorsun neden?

Aslında herkes kendisine ait durumu en iyi kendisi anlar ama bakıyorum da hiçbir kimse kendisinin bulunduğu durumu anlamak istemiyor. Şu anda alacağın hizmetler 8 iken 4 alıyorsun bu senin yüzünden. Kendi hakkını savunmalısın alacağın hizmet senin hakkın, sana ait olanı geri almalısın dün almadın, bu gün de almadın, yarın da almazsan, yarından sonra bir daha asla alamayacaksın. Çünkü; çoktan herkes senin şikâyetini ulaştıracağın kanalları kapatmış şikayetinin gerekli yere ulaşmaması için uğraşıp bir yandan senin benim ve diğerlerinin hakkını yemektedir. Eğer sen kendi hakkını aramıyorsan bir başkasının senin hakkına sahip çıkmasını bekleme.

Tevfik Fikret’in şu mısraları hepimize gelsin;

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!

Yarın bakarsınız söner, bugün çıtırdayan ocak!

Bugünkü mi’deler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,

Atıştırın, tıkıştırın; kapış kapış, çanak çanak…

Ahmet Fatih AKKAŞ

Neler Söylendi?