Birçoğunuzun hayatın günlük koşuşturmaları ve sıkıntılarıyla uğraşmaktan, boğuşmaktan MİLLETİN ve ÜMMETİN yüz yüze olduğu tehlikeler ve sıkıntılarının neler olduğunu anlamaya ve bu sıkıntılara, dertlere derman olmaya zamanınız olmadığının farkındayım.
Aslında Şeytanın Köpekleri’nin tam olarak istediği de bu.
Yani BİREYSELCİLİK, SADECE BEN/ENE merkezli düşünen, sözde modern, gerçekte ise sadece biyolojik olarak yaşayan “Köleler ve Robotlar” oluşturmak.
Şeytanın en büyük silahı olan bu kandırmacasının tek ve mutlak gerçek olduğunu insanlara kabul ettirmek isteyen şeytanın köpekleri de “gemisini kurtaran kaptandır”, “herkesin evi de kapısı da ayrı” “her koyun kendi bacağından asılır” ve “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” sloganlarıyla milletin ve ümmetin felaketine sebep olacak bu şeytani düşünceyi her fırsatta insanların hafızalarına, algılarına ve beyinlerine işliyorlar.
Yurdumun insanı da günlük sıradan yaşamında ki söylemleriyle, eylemleriyle, yaptıklarıyla ve yapması gerektiği halde yapmadıklarıyla Allah’ın Kur’an’ında ki “Ümmet olun, bir olun, birlik olun” sözlerine, emirlerine inat Şeytanın “sen varsan dünya var, sen yoksan dünya da ki hiç birşeyin anlamı yok” aldatmacasına inanıyor; hatta inanmakla kalmıyor farkında olmadan da olsa şeytanın yanında Allah’a karşı savaşıyor.
Ama bu tür de inanarak ve nefsini put yaparak şeytana köpek ve gönüllü köle olmuş insanların göremediği, bilmediği veya unuttuğu çok önemli bir detay var.
O detay ne mi?
Anlatalım, o detayın ne olduğunu birlikte görelim.
İçinde yaşadığımız bu topraklarda kurulu olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti kocaman bir apartman ve bu apartmandaki her aile ise apartmanın bir dairesidir. Dairelerimizin (ailelerimizin) içinde kendimize göre önemli sıkıntılarımız, problemlerimiz ve eksikliklerimiz (boya badana, sıva çatlağı, eşyaların eskiliği veya eksikliği, tartışma ve kavgalar) var, bunları biliyor ve inkar etmiyoruz.
Ancak, bu apartmanda ki bağımsız hanelerin halkı olan bizler evimizin içindeki bu problemlerle uğraşırken Türkiye Cumhuriyeti Devleti isimli apartmanı yıkarak yerine yeni ve istedikleri gibi yönetecekleri, hükmedecekleri bir bina yapmak isteyen şeytanın yeryüzü halifesi ve gayri meşru piçleri ( AB, ABD, İNGİLTERE, ALMANYA, FRANSA, RUSYA, İSRAİL Rumuzlu/maskeli kapitalist tapınakçı Piçler) fırsatı ganimete çevirmek suretiyle “tadilat ve tamirat” görüntüsü altında, en büyük desteği de içimizdeki basiretsiz aptallar ve satılmış hainlerden alarak hep birlikte içinde yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti apartmanının altını oyuyor, onu parçalamak, yıkmak ve yerle bir etmek için uğraşıyorlar.
Ben de bu apartmanda sizlerle birlikte yaşayan vatanını, milletini ve devletini seven bir kardeşiniz, akrabanız ve komşunuz olarak size diyorum ki;
ALLAH RIZASI İÇİN KISA BİR SÜRE DE OLSA İÇİNE GÖMÜLDÜĞÜNÜZ KÜÇÜK AİLEVİ PROBLERDEN, ARANIZDA Kİ FARKLILIKLARDAN VE KÜÇÜK HESAPLARDAN KAFANIZI KALDIRIN; NEFSİNİZİ, KENDİNİZİ ADINA “BİREYSELCİLİK, POPÜLER KÜLTÜR, ÇAĞDAŞ ve MODERN YAŞAM ” DENİLEN ŞEYTANIN ALADATMASINDAN, DAYATMASINDAN KURTARIN, DÜŞÜNEN, SORGULAYAN AKLI BAŞINDA İNSAN ve KUL OLMAYA ÇALIŞIN.
Çünkü sizler apartmanda ki dairenizin boyası, badanası, tadilatı, rantı vb. küçük problemler ve hesaplar peşinde koşmaya devam ederseniz kısa bir süre sonra TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ, MİLLETİ isimli apartman yıkılacak, yerle bir olacak ve ne ortada boya badana, tadilat yapacağınız, nede satarak rant/kar elde edeceğiniz, para kazanacağınız bir daire kalmayacak. İşin daha da vahim tarafı sizler ve bizler yıkılan bu apartmanın altında kalacağız. Tıpkı “Mısır, Irak, Libya, Afganistan, Filistin ve Suriye” isimli apartmanlarda yaşayanların yıkılan devletlerinin enkazı altında kaldığı gibi.
Bu nedenle Allah rızası, dünya huzuru, devletimiz, milletimiz, Müslüman alemi, İslam ümmeti, kendimiz ve çocuklarımızın geleceği için kafanızı kumdan çıkartın.
Adı şekli, görünüşü, (bizim parti taraftarı, muhafazakar, Falan cemaatte hoca, filan ihvanda şeyh, Müslüman adam/kadın, İslam alimi, Türk Milliyetçisi, şunun kızı, bunun oğlu, ötekinin karısı vb) ne olursa olsun bu millete kötülük yapan basiretsiz aptalların ve ihanet eden hainlerin kimler olduğunu, bu devleti yıkmak ve parçalamak için hangi alanlarda,(özellikle çocuklar, kadınlar, aile, eğitim ve adalet üzerinden) nasıl ve neler yaptığını anlamaya çalışın, fark edin, görün.
Hatta görmekle de yetinmeyin, ilminiz, basiretiniz, gücünüz elverdiği ölçüde içimizdeki hainlerin desteği ile bizi yok etmek isteyen bu zalimlerin planlarına, yapmak istediklerine engel olmaya çalışın, daha önceden yaptıklarıyla bu millete ve devlete verdikleri zararların yaralarını sarmaya çalışın.
Bunu yapmaya karar verdiğinizde ve yaparken de;
ASLA TEREDDÜT ETMEYİN, HİÇ KİMSEDEN, HİÇ BİR ŞEYDEN ÇEKİNMEYİN, KORKMAYIN…
ALLAH’IN KENDİSİNDEN ve RIZASINDAN BAŞKA HİÇ KİMSEDEN, HİÇ BİR BEKLENTİNİZ OLMASIN.
Çünkü, niyeti şan, şöhret, para, makam kazanmak olanların veya sahip olduğu dünyalıkları kaybetmemek için korkakça ve sefil bir yaşam süren leşlerin, zalimin zulmüne sessiz kalanların, onlara yardım eden ve “dünya menfaati” peşinde ömür tüketen şerefsizlerin akibeti ve sonu “hüsran ve perişanlık” dan başka bir şey değildir.
Şeytana köpeklik yapan aptallar, basiretsizler ve hainler eninde sonunda dünyalarını ve ahiretlerini kaybetmeye mahkum birer zavallı ve aşağılık bir mahlukdan daha fazlası değillerdir.
Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da bu topraklarda, bu ülkede sadece ve sadece Allah Rızası için malı ve canı pahasında olsa korkmadan ve tereddüt etmeden zalimlerin zulmüne dur diyen, engel olmaya çalışanlar ise belki üç günlük dünyasında değil ama ebedi hayatında Allah’ın Rızasını kazanmış kul olarak rahat edecek eşsiz kahramanlardır.
Şimdi sonu hepimiz için ölüm-kalım olan karar zamanı.
Siz/Biz yukarıda tarif edilenlerden hangisiyiz.
Basiretsiz aptal, Şeytanın kölesi hain mi, yoksa Allah Rızasının peşinde olan cesur kahraman mı?
Karar sizin.
Ama unutmayınız ki;
“ İnsanları diğer canlılardan ayıran en temel ve belirgin özelliği TERCİH YAPMA HAKKI’dır ve her bir tercih aynı zamanda birçok şeyi reddetmektir ve insanlar tercihlerinin sonuçlarına katlanmak zorundadır”
Kararlarınızın, tercihlerinizin “Türk Milleti ve İslam Ümmeti” için doğru ve hayırlı olması duasıyla…
Abdullah Bir
Fatih Murat
Bence yazar ilk bakışta birbiriyle alakasız, anlamsız gibi görünen bu yazıları laf olsun diye yazmıyor, Abdullah beyin aklında önemli bir konu var ve onun alt yapısını oluşturuyor gibi geliyor bana. ne zaman oluır bilmiyorum ama yazar sonunda ağzında ki baklayı çıkartacak gibi görünüyor. 6 yıl önce