Bir Eylül Gelsin Hüzün Kokan Öpücüğüyle Dokunsun Yüreğine

Elif Ekşi ZORER

26-09-2016 09:50

Bu aralar iyi bak güneşe, veda vakti yakındır. Yeşillere kur yap, sevgi dolu sözlerinle besle nazlı kelebekleri, rengârenk güllerin kokusuyla ödüllendir ciğerlerini ve sümbüllerden süsler yap gözlerine. Papatyalara son bir kez daha sor "seviyor mu, sevmiyor mu "diye, denizin o en canlı mavisiyle eşlik et martıların neşe saçan sesine... Sahil kenarında, mütevazı bir çay bahçesinde dinlendir adımlarını, avuçlarında adeta tekrar kavrulan çekirdeklerini çıtlatırken, güzellikleri için, teşekkür et bol bol yaz mevsimine ve şükür et yaz mevsiminin sahibine.

Sıcaklık depola yüreğine, kışa hazırlık yapan annelerin kuruttuğu tarhanası gibi, mutlulukla, huzuru birbirine karışmış turuncu bir tebessüm biriktir kalbinde, şifa niyetine. Kahkahalarından reçeller sakla, hislerinin orta rafına. Bu aralar daha iyi bak kendine, yazla helalleş, el salla yüzlerine dondurma bulaştırmış çocuklara. Ömür defterinin tozpembe son yaprağını çevir, yaza imzanı bırakıp…

Vakit sarı yaprakları karşılama vakti. Sen ömür defterinde sararan yapraklara hatıralarını yazmaya başlarken, ağaçlar, düşmeye teslim olan, kurumuş yapraklarıyla eşlik etsin kalemine. Ve bir Eylül gelsin hüzün kokan öpücüğüyle dokunsun yüreğine.

 Adı sonbahar. Hazan mevsimi gül bahçelerinin. Hüzünlerin uyanıp da, yürekte ince bir sızıyla diriliş mevsimi. Veda ederken maviye, yeşile, beyaza ve pembeye. Vakit tepeden tırnağa, sevdanın Eylül renkli nefesi. Şimdi gözlerini yeni açan bir Eylül masalının, kötü sonla biten gözyaşlarındayım. Bulutları kaplayan grilerin, gök gürültüsü gibi sesim. Dilimde bir Eylül türküsü. Aklımda fırtınalar kopuyor, kalbimi dahi etkileyen ve fırtına sonrası sakinliği oluyor sükûnetine gizlenmiş bir şiir. Herkes susuyor, sessizliğe bürünürken hislerim. Tercümanı oluyor Cemal Süreya, güneşini kaybetmiş, Eylüle benzeyen, kalbimin.

 "Eylül’dü. İzlerini çizdiği zaman ansızın gidişin, Şimdi yoktu bir anlamı suskunluğun. Çırılçıplak kalakaldım sessizliğinin orta yerinde. Sonra sesime yankı vermeyen uçurumlar kıyısında yürüdüm bir zaman En çok sesini aradım. Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ. Gözlerini sildi zaman... Dedim ya… Eylül’dü... Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin"…

Elif Ekşi Zorer

DİĞER YAZILARI Güzellik 01-01-1970 03:00 Hayaller, Hayatlar Çelişkisi 01-01-1970 03:00 Serzeniş 01-01-1970 03:00 Hallerimiz 01-01-1970 03:00 Bir elif miktarı soluduğum “hayat" 01-01-1970 03:00 Biraz Aralık Bırak Kendine; Yüreğin Nasiplensin Kıştan 01-01-1970 03:00 Narçiçeğim 01-01-1970 03:00 Sol Yanımız 01-01-1970 03:00 Büyümeyen Çocukluğum 01-01-1970 03:00 Sus Yüreğim 01-01-1970 03:00 Duydum Ki Unutmuşsun, Gözlerimin Rengini 01-01-1970 03:00 Topraklar Yarıldı Şehitlerine Sarılırken 01-01-1970 03:00 Vakt-İ Kasım 01-01-1970 03:00 Martıların serenat yaptığı nazlı “ekim” 01-01-1970 03:00 Kalbinizi Nasıl Bilirdiniz? 01-01-1970 03:00 Temenni 01-01-1970 03:00 Ehli Teslimiyet 01-01-1970 03:00 Kalbimin Mutluluk Mevsimi 01-01-1970 03:00 Mucize 01-01-1970 03:00 Temmuz’un Bulut Kokusu 01-01-1970 03:00 Lanetullahi Alez Zalimin 01-01-1970 03:00 Ruhun Öznesi “Merhamet” 01-01-1970 03:00    Mutluluk Penceresinin: Perisi 01-01-1970 03:00 Güzelliğin Dokunuşları 01-01-1970 03:00 Hayatın Şifa Kaynağı “Sabır 01-01-1970 03:00 Kara Kışın Pamuk Prensesi: Ocak 01-01-1970 03:00     BİZ KİMİZ! 01-01-1970 03:00 Meğer Her Yaş, Farklı Bir Hüznü Misafir Edermiş Kalbine 01-01-1970 03:00 Nerede O Eski Ramazanlar? 01-01-1970 03:00