Nasıl ki Stalingrad, Rusya İçin herhangi bir şehir değilse, Elazığ da Türkiye için herhangi bir şehir değildir ...
Devlet, hiçbir imkanını , Elazığ'a seferber etmeseydi , hiçbir yardım ekibi gitmeseydi, çadır battaniye v.s tek bir yardım malzemesi ulaştırılmasaydı, hatta bu felaket haberlere dahi konulmasaydı, Asil Elazığ halkı Devletine gene de küsmez, Vatan sevgisini bir an olsun sorgulamazdı ....
Türkiye'nin hiçbir yerinden, Elazığ’a gönderilen yardım kolilerinin içinden tek bir Türk Bayrağı çıkmazdı... O enkazların hepsinin altında, sandıklarda, çekmecelerde, yıkılan duvarlarda, çeyizliklerin içerisinde, ütülenmiş özenle katlanmış Türk Bayrakları zaten mevcut...
Elazığ, herhangi bir şehir değildir...
Elazığ’ın Zazası, başka yerin Zazasına benzemez ... Alevi’si başka yerin Alevi’sine benzemez... Kürdü başka yerin Kürdüne hiç benzemez ...
Sün köyündeki Cem Evi için yollanan malzemeleri indirenlerin arasındaki Ülkücüleri size isimleriyle sayabilirim ...
Elazığ'da, Özel Harekatçı şehidin cenazesinde Zaza'ca ağıtlar dinmez ...
Ramazan ayında sizi Alevi komşunuz iftara davet eder ...
Aşure ayında o Alevi’nin kapısı çalınır, aşureyi getiren karşıdaki Sünni komşudur ...
Elazığ, herhangi bir şehir değildir ...
Apo şerefsizi, kongra-gel toplantılarında defalarca “Elazığ’ı istiyorum" diye kendini yırtmıştır. Elazığ giderse, Türkiye gider bunu en iyi o bilmektedir. Çünkü uşaklık ettiği tüm istihbarat örgütleri bunun farkındadır ...
Bu memleketin tüm varlık mücadelelerinde en kilit noktalarda, isim reklam peşinde olmadan, vazifelerini kusursuzca yapanların başında Elazığ’lıları görürsünüz ...
Pkk ve Fetö ile yapılan mücadelede, Emniyet ve Adliyelerin omurgasını gene Elazığ'lılar oluşturur...
Elazığ, herhangi bir şehir değildir ...
Poyraz kıraathanesi teröristler tarafından tarandığında , kaçan katillerin üzerine, balkonlardan çaydanlık, terlik fırlatan kadınların şehridir ...
Aynı teröristlere, İstasyon Caddesinde, gizlendikleri inşaata, Özel Harekat operasyon yaparken, yerde kar maskesi ve silahı ile sürünerek binaya yaklaşmaya çalışan Özel Harekat Polisine, başındaki sekiz köşe kasketi ve yalamaya devam ettiği elindeki dondurma külahı ile yaklaşıp ; “Nettüüzz, daha gebertemedüz mü itoğluiti?“ diye soran amcaların şehridir ...
Emniyete bombalı araçla düzenlenen saldırıdan sonra, kullanılamaz haldeki emniyet binasına akın akın yardıma koşanlara , polisler “gelmeyin , ikinci bir bomba olabilir“ diye bağırdığında, “biz de geldük kü, onun üstüne yatak gadan alam“ diyenlerin şehridir ...
Elazığ, herhangi bir şehir değildir ...
1986 da, Ramazan ayında , Erzurum'spor un attığı son dakika golü ile küme düştükten sonra, tüm şehir , Elazığ'spora sahip çıkılmadığı İçin, Kulüp Başkanının işyerlerinden başlayarak, her yeri yıkıp dağıtırken, ne polis ne takviye gelen askerler , halkı dağıtamazken, bu olaylar daha da bitmez haftalar sürer diye düşünülürken, akşam ezanının okunması ile birlikte , olayları bırakıp, eve iftara koşanların şehridir ...
Dünya'nın her yerinde , yapılmış olan kalelerin harcına su koyulurken, Harput Kales'inin harcına, su yerine süt konulmuştur ...
Başka illerin delileri dışlanırken, Elazığ’ın delileri o şehrin gülleridir. Toplumda yerleri, halk içinde rağbetleri vardır ...
Elazığ , herhangi bir şehir değildir ...
Elazığ, olması gereken TÜRKİYE’dir !!!