Gençlik demek, aylak olmak değildir,
Yüreği her geçen gün daha da aydınlatmaktır.
Bilgi ve donanımı ile zihnini parlatmaktır,
Örnek hayatı ile toplumu derinden sarsmaktır.
Hep dinç kalacakmış gibi yaşamak değil,
Her an ölebilecekmiş gibi dünya ile ahireti bir arada yürütebilmektir.
Gençlik demek sorgulamaktır, anlamaktır, anlamlandırmaktır.
Derin mana denizinin içinde çırpınarak dahi olsa yüzebilmektir,
Gençlik demek kalp ile bedenin temizliğini hissetmek ve sürdürebilmektir,
Gençlik demek ümmetçilik demektir,
Gençlik demek, kılınan nafileyi, zulüm görmüş mazlumu, dava ehli olan asımı simgelemektir.
Gençlik demek farz ile edinilen yeri, nafile ile göğe yükseltebilmektir,
Gençlik demek; Abdullah bin Me’sûd, Zübeyr bin Avvam, Hz. Aişe ve daha nicesi demektir.
Gençlik demek Allah'a hizmette yarışan en dinç kul demektir,
Gençlik demek, baharda açan çiçek misali etrafına ilmi, kültürü, hoşgörüsü ve ahlakı ile hoş koku yapabilmektir,
Gençlik demek, geçmişin eseri, bu günün simgesi ve geleceğin umudu demektir.
Gençlik demek, sen, ben ve biz demektir,
Gençlik demek, Mescidin gülü, Kâbe’nin bülbülü olmaktır,
Gençlik demek, Allah’a yakınlaştıracak olan her yolu keşfedebilmektir,
Genç olmak, tam olarak Resul'e yaraşır ümmet olabilmektir.
Gençlik demek, İslamiyet’in bulunduğu yolda, emektar olabilmek için can atmaktır.
Sevgili gençler; İslamiyet dini cesur insanların ve davasına sıkıca sarılarak sadık bir şekilde kendini hak olan İslam davasına adamış olan insanların omuzlarında ilelebet yükselecektir. Bizlere düşen asıl vazife bu şeref dolu davanın bir neferi olmak için gayret içerisinde bulunmaktır. Rabbimin izniyle İslamiyet’in neferi olmak ile şereflendiğimiz takdirde, davamıza yaraşır bir şekilde davranmak gerekmektedir. Ancak İslamiyet’in neferi olmak, Müslüman olarak doğmak ile tam anlamıyla ilişkili bir husus değildir. Dinimizin tüm kaidelerini yerini getirmek aynı zamanda nafile olan ibadetler ile de sağlamlaştırmaktır.