İyi Parti çok büyük tartışmaların ardından yerel seçimlere “Hür ve Müstakil” olarak katılma kararı aldı.
Yani dedi ki, bizim var oluş nedenimiz ittifaklar değil. Bir önceki seçimde 6’lı masanın hem izlerini silmek hem de önümüzde ki genel seçimlere hazırlık anlamında “büyük” bir karar alındı.
Karşı çıkanlar, bu siyasi bir intikam diyenler, siyasi intihar diyenler, tavanda olmasa da tabanda ittifak olur diyenler oldu.
Aylarca tartışıldı, son anda da olsa bazı büyükşehirler üzerinde ittifak yapılabilir diyenlerde hiç azımsanmayacak sayıdaydı.
Meral Akşener, güçlü çıkışları olan, sert virajlara girmekten çekinmeyen, bedel ödemekle ilgili pek korkusu olmayan bir genel başkan olarak partisini alternatif durumuna getirmiş, ancak yine belki de tam da bu nedenlerden dolayı bugün yaşanan büyük düşüşün de nedeni olarak da değerlendirilen bir lider oldu.
Sadece bu seçim değil, geçtiğimiz iki seçimi de göz önüne alarak, hem hür, hem müstakil hem de kahraman diyeceğim isim İmren Nilay Tüfekci olmuştur.
Bir önceki seçimden sonra yaptığımız “Bir İmren Nilay Tüfekci Hikayesi” başlıklı yazıyı hikayenin giriş kısmı olarak düşünürsek, bu seçim süreci ve yazıyı ise gelişme bölümü olarak değerlendirilebiliriz.
Evet İmren Nilay Tüfekci hür ve müstakil kararıyla da bir seçim yaşadı, ittifak ile girilen de bir seçim de yaşadı. Her ikisinde de partisinin bayrağını en güçlü şekilde hem temsil etti, hem de Samsun’da iddialı hale getirdi.
Hür ve müstakil kararı bir hikaye ise, bu hikayenin kahramanlarından biri İmren Nilay Tüfekci oldu.
Başka biri ya da birileri var mı bu sıfata uygun araştırmak lazım. İyi Parti’nin ülke genelinde aldığı oy oranı, partinin gerçek gücünü yansıtıyor mu bilmiyorum ama İmren Nilay Tüfekci, partisi yüzde üçlerde seyrederken hem aldığı yaklaşık yüzde 15, hem de bu yüzde 15’in çok üstünde oluşan değer ile ciddi bir fark oluşturdu.
Bu yaklaşık yüzde 15’lik oran, İmren Nilay Tüfekci’nin hanesine yazdı.
Oluşturduğu potansiyel alan ise bu oranın çok daha üzerinde oldu. Bir önceki seçimde Samsun’un geliniydi, bu seçimde Samsun’un kızı oldu. Bir önceki seçimde sempatik, sevecen, gülen yüzlü biriydi, bu seçimde çok önemli bir seçmen kitlesi için Samsun’a umut oldu. Mücadeleci duruşu net bir şekilde ortaya çıktı.
İddiasının sadece doğallığından değil, donanımlarından da olduğunu herkese gösterdi. Seçimin başladığı ilk günden, sandık sonuçlarının açıklandığı güne kadar konsantrasyonunu hiç bozmadı. Odak noktası Samsun oldu. Kampanyasını vatandaşın ve şehrin ihtiyaçlarına göre kendi vizyonu çizgisinde kurguladı, inandı ve bu inancını kitlelere ulaştırmak için parti desteği neredeyse yok denecek durumdayken güçlü bir kampanya sürecinin mimarı oldu.
Ne partisinin durumunu, ne de teşkilatların durumunu mazeret göstermedi. Tek başına başladı, devam etti ama bir zaman sonra kendi kitlesini oluşturdu. Bugün, kazanan isimler de dahil olmak üzere şehirde tabanı olan tek isim dersek çok abartmış olmayız. Samsun’un bir türlü harekete geçmeyen potansiyelini çok iyi işledi ama bu arada kendi potansiyelini de çok güçlü bir şekilde ortaya koymuş oldu.
Yarınlar ne getirir bilinmez. Umarız Samsunumuz gibi kalmaz. Yani hep bahsedilen ama bir türlü hayata geçmeyen o “Potansiyel” meselesi gibi. İmren Nilay Tüfekci, ülke siyasetinin geleceğine yön verecek isimlerden biri olması oldukça muhtemel.
Önce genel seçimlerde milletvekilliği adaylığı, peşinden GİK üyeliği, ardından bölge koordinatörlüğü, sonra büyükşehir belediye başkan adaylığı ve şimdi ise olağan üstü kongre süreci. Bütün bunların sığdığı zaman aralığı ise yaklaşık 2 yıl. Tüfekci, hem çok ciddi bir tempo, hem büyük bir tecrübe, hem de siyasal koordinat çizebilecek bir deneyime kavuştu. Ve elbette kendini siyasi rakip olarak gören dahili ve harici düşmanlara...
Şehrimizin de, ülkemizin de “yeni” başlığında isimlere değil, bugün ve yarını okumayı başaran, siyaseti makamlardan uzaklaştırıp halka yaklaştıracak aktörlere ihtiyacı var. Aldığı oy, oluşturduğu inanç ve sevgi çemberi ona bir “umut” gözüyle bakılmasını sağladı.
Partisinin önemli isimlerinden biriydi, bu seçimlerde apoletlerine bir yenisini daha ekleyerek, Hür ve Müstakil bir Kahraman sıfatını ben ona çok yakıştırdım.
Samsun’da onu seven ciddi bir kitle var artık. Siyasetçinin en büyük gücü, halkta bulduğu karşılık olduğunu düşünürsek, benden söylemesi;
“Hikaye” daha yeni başlıyor….