Sedat Peker için kaçıp gittiği ülkeden içişleri bakanımı Süleyman Soyluya yaptığı ağır hakaretleri Devletçi- Milliyetçi yapımdan dolayı hazmedememiş "Mafya Sedat Peker kendine gel" diye ağır eleştirilerde bulunmuştum.
Sedat Peker benim gözümde bir mafya lideriydi.
Hâlâ benim gözümde bir mafya lideridir.Tıpkı ülkede 7 den 77'e kadar herkesin bildiği gibi.
Böyle biri Devletimin İçişleri Bakanına hakaret etmemeliydi.
Kendisine özgü tutum ve davranışları olan, insanlara faydalı bir çok konuyu çözüm yolu olarak gayri kanuni halletmesi bazılarına göre doğru olsa-da benim devletçi anlayışımda yapılan kanun dışı herşey illegaldir.
Devletin içerisine sızmış olan bazı çetelerin yaptıkları yanlış ve çirkin işleri deşifre etmek kimilerine göre doğru olsa-da bana göre bu deşifre şekli gayri yasal yollardan olmamalıydı.
Bir mafya lideri olarak toplumun tanıdığı Sedat Peker şimdiye kadar yaptıkları neredeyse her gayri yasal iş "Robin Hood" misali iyi olarak bilinsede Türkiye Cumhuriyeti Devleti anayasal bir hukuk devleti düzeni ile yönetilmektedir.
Sedat Peker ise ülkenin en tepesindeki isim olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile sarayda dahi görüşme kabiliyeti olan biri olarak sistemdeki bütün aksaklıkları, satılmışları, ihanet içerisinde olanları deşifre etmeyi tercih etmeliydi.
Sonuç olarak gelinen noktada geri dönüşü olmayan bir yolu seçerek eskiden her köyde bulunan bir deli olmayı seçme yerine, adeta ülkenin delisi olmayı tercih ederek gemileri yakmasının mutlaka kendince haklı bir nedeni vardır.
Sedat Peker ve yakın çalışma arkadaşlarının zamanla yaptıkları paylaşımlar ülkedeki vatan haini dahi denemeyecek kadar aşağılık işlere imza attıklarını öğrenmemize neden olurken başta vatandaşlarımızın hayal kıırıklığına uğramasını sağladı.
(Z) Kuşağı denen genç neslin ise bu aşağılık adamların deşifre olmasından dolayı şaşırmaları devlete ve bu millete olan güveninin tamamen yok olmasına vesile olmasını sağladı.
İş dünyası başta olmak üzere hayatın hangi evresinde olursa olsun milletin yapılan bu ahlaksızlıklardan dolayı yaşama bakış açısını değiştirip vatan, millet, bayrak , devlet gibi duyguların adeta törpülenmesine neden olmuştur.
Peker tanıdığı alçak, kahpe ve bu ülkedeki haramzadeleri intikam alma duygusundan çıkarak milliyetçi duygularla oyunun dışına atılmasını devletin hesap soracak duruma getirmesini sağlamalıydı.
Sonuç itibarı ile bildiklerini belgeleri ve kanıtları ile açıklama cesaretini tüm çıplaklığı ile anlatan Sedat Peker kendisini ülkesi için feda ederek "Ülkenin delisi" ilan ettiyse eğer Ülkenin savcılarından Türkiye'nin deli savcısı unvanını alacak şekilde birkaç Cumhuriyet savcısına ihtiyacı olduğunu göz önünde bulundurma cesaretini gösterip derhal gereğini yapmalıdır.
Millet bir umutla bu savcı ve savcı adaylarını beklemektedir.
Bu ülkemiz için bir milad olmalıdır.
Ülke artık aydınlığa çıkmalıdır.
Gerekli tüm bilgi, belge Sedat Peker'in açıklamalarında mevcuttur.
Ülkenin kuytu köşelerini tutan devletin içerisine çöreklenmiş herbir vatan haini tek tek deşifre edilerek görevden derhal el çektirilmelidir.
Ülkenin kanını emen, görünürde iş dünyası içerisinde olup yaptıkları kan donduracak hırsızlık, yolsuzluk olan bu alçakların her bir kuruşunda tüyü bitmedik yetimlerin hakkını yemeleri engellenmelidir.
Bu ve benzeri yapıların devletin imkanlarını kullanarak çeşitli kılıflar uyduranlarla bu milleti soyan, çalan, talan ederek iş dünyası içerisinde saygın gibi görünen bu alçak baronlar ülkemiz için Fetö ve PKK denen alçak örgütten daha tehlikelidirler.
Peki kim bunlar?
Sedat Peker ve arkadaşlarının paylaşımlarında kimi saygın medya patronu, kimi eski bürokrat, kimi yeni kimi eski vekil, kimii
leri ise iş dünyasının en saygınları olarak adlandırılıyor.
Sadece görmek için bakmak gerekir.
Bunu yaparken "Öküzün trene bakması " gibi değil görmek için bakması gerekir.
Kalın sağlıcakla.