Küçücük!

Levent BİLGİ

17-06-2019 12:08

Küçücük!

Ötelerden, ama sahipsiz değil, kimsesiz değil, yapayalnız değil,

Sadece küçücük.

Gözle göremeyeceğimiz kadar küçük, aciz ve kuvvetsiz.

Bazen virüs, bazen bakteri diye isimlendirdiğimiz o küçücük şey,

Bizim dışımızdan, ötelerden, bilmediğim bir yerlerden gelip, yine bilmediğim bir yerlerime yerleşince karardı dünyam.

Üç gün,

Üç gün boyunca ne bir yudum su, ne yemek, ne bir koku.

Üç gündür hayatım yatak, lavabo ve zar zor kılabildiğim namazlarımdan ibaret.

Ne bir tad, ne bir nefes, ne bir renk. 

Küçücük!

Küçücük bir virüs, o dünyalara meydan okuyan bedenimi yerle bir etmeye yetti.

Ne kadar da aptalız!

Ne kadar da kandırıp duruyoruz kendi kendimizi.

İdeallerimiz, hedeflerimiz ne kadar da küçük ve arzi!

Biz ne kadar küçücüğüz!

Küçük!

Küçücük, gözle bile göremediğimiz, ne zaman gelip çatacağı belli olmayan, ama kesinlikle tesadüfi gelmeyen bir küçük mikrop, dünyamıza girip bütün planlarımızı, programlarımızı, her şeyimizi alt üst edebilirken, nedir bu gurur, nedir bu hiç bitmeyen istekler, hırslar ve hiç doymayan midelerimiz, gözlerimiz? 

Küçük!

Yoksa küçüklerle büyükler yer mi değiştirdi dünyamızda?

Ne güzel söylemiş Gazali:

“Kabir ehlinin kaçtıkları, korktukları, nefretle uzaklaştıkları şeyler yüzünden dünya ehli birbirlerini yiyorlar.”

Büyük!

Çok büyük bir söz bu.

Öyle vay be deyip geçemeyeceğimiz, günlerce aylarca yıllarca düşünmemiz gereken bir söz.

Küçük!

Küçücük bir virüs,

Belki bir gece vakti,

Gelip giriverir bedenimize.

Ne dostlar,

Ne sevgililer,

Ne laptoplarımız, ne sınırsız internetler, ne iphone telefonlarımızın bir anlamı kalır.

Ne planlar, ne programlar, ne hayaller kalır ardımızda.

Bir gün ansızın gelip çatınca ölüm denilen bilmece ellerimiz kurur, kanımız çekilir ve gerçek sandığımız her şey bir rüyaya dönüşüverir.

Küçük!

Küçücük bir gerçekle hayal arasında sıkışıp kalırız.

Hangisi gerçek, hangisi yalan bilemeyiz

Tıpkı İnception  (Başlangıç) filmindeki gibi.

Gerçekle rüyayı ayırt edecek bize özgü bir şeyimiz, ölçülerimiz olmalı.

Yoksa gerçek dediğimiz hayal, hayal sandığımız gerçek çıkabilir.

Tam gerçeğe ulaştığımızı düşündüğümüz an, rüyanın en derin bölgesinde bulabiliriz kendimizi.

Dünya hayatı bir rüya gibidir, insan ondan ancak ölünce uyanır!

Bir gün Cebrail Peygamberimize geldi ve şöyle seslendi:

Ey Muhammed, istediğin kadar yaşa, sonunda öleceksin; istediğin kimseyi sev, sonunda ayrılacaksın, istediğin şeyi yap, sonunda karşılığını göreceksin.

Hangisi gerçek, hangisi rüya?

Dünya mı, ahret mi?

Dr. Levent BİLGİ

DİĞER YAZILARI Fehmi Koru, Said Nursi Ve Susmak 01-01-1970 03:00 İtibar 01-01-1970 03:00 Zencilerin Protestolarında Beyazların İşi Ne! 01-01-1970 03:00 Bu Yazıyı Okumayın, Öleceksiniz 01-01-1970 03:00 Broadway Ve Fitne 01-01-1970 03:00 İnsanlığa Koronavirüs Mesajı 01-01-1970 03:00 Kassandra Damgası veya Koronavirüs 01-01-1970 03:00 Carpe Diem Veya Derviş 01-01-1970 03:00 Neler Yapmadık Şu Vatan İçin 01-01-1970 03:00 Özgür Ve Özgün 01-01-1970 03:00 Çağdaş Müslümanın Çağdaş Prensipleri! 01-01-1970 03:00 Şehir, Deprem, Toki Ve İş Bilmek! 01-01-1970 03:00 Dinî Değil, Din Algımızı Değiştirmek. 01-01-1970 03:00 2020 düşünceleri: söz sükut olmak, ilham filan…! 01-01-1970 03:00 İnternet Kasırgası 01-01-1970 03:00 Davamız sağ olsun! 01-01-1970 03:00 Kendimden Haberim Yok, Dünyadan Haberim Olsa Ne Olacak 01-01-1970 03:00 Tenkit, Muhalefet Veya İktidarların Körleşmesi 01-01-1970 03:00 Soğan Severler Derneği 01-01-1970 03:00 Elimizden gelenin en iyisini yapmak artık yeterli değil. imkansız görüneni yapmalıyız 01-01-1970 03:00 Bin Can İle Arzu Edilir Bir Seyahat: Ölüm 01-01-1970 03:00 Kurban, Kalp Ve Dost 01-01-1970 03:00 Dostlukların/Aşkların Son Kullanma Tarihi 01-01-1970 03:00 Darbeler Ve Fareler -1 01-01-1970 03:00 Good Words Anoint A Man, İll Words Kill A Man 01-01-1970 03:00 Kırmızı Işık Ve Ramazan -1 01-01-1970 03:00 Mehmet Akif’te İstiklal, Hürriyet Vurguları 01-01-1970 03:00 Profesyonel Yöneticilik Çağı 01-01-1970 03:00