Profesyonel Yöneticilik Çağı

Levent BİLGİ

01-12-2018 10:17

İnsanlık tarihinde temel ve en önemli devir atlamalarını çağ olarak adlandırıyoruz. Bu dönemlerde meydana gelen evrensel olaylar, kullanılmaya başlanılan malzemeler, yazının icadı, ateşin bulunması, fetihler, coğrafi keşifler, sanayi devrimi vs. hep bir başka çağın habercileri olmuşlardır.

Bizde Cumhuriyet’in kuruluşu ile beraber devletin her köşesine tek bir parti, tek bir zihniyet, tek bir ideoloji hakim oldu. Dolayısı ile bakanlarından, vekillerine, valisinden, belediye başkanlarına, bütün müdürlüklere, hatta en basit memurluklara bile hep iktidardaki partinin adamları, yakınları, yakınlarının yakınları, aynı ideolojinin savunucuları yerleştirildi.

Daha sonra DP tek parti geleneğinden aldığı bu mirası devam ettirdi. Günümüze kadar iktidarın hep yakınında olmak, iktidarların taraftarı, iktidarın mutlak savunucuları olmak bir idareciliğe atanmak için tek ve en önemli şart oldu. Dolayısıyla hayatlarında beş kişiyi yönetmeyenler bir torpilini bulunca bir gecede binlerce kişinin, milyonlarca liranın yöneticisi oluverdiler. Parti liderleri, atamalarda söz sahibi olanlar, kendi bakkal dükkanlarına çırak yapmayacakları insanları sadece bizdendir diye koskoca kuruluşların başına oturtuverdiler.

Said Nursi 100 yıl önce yazdığı Münazarat adlı kitabında bu sorunu tartışır:

Bir iş yaptırmak istediğimizde, mesela saatimiz bozulursa tamir için dindar bir Müslüman mı yoksa işini iyi bilen bir sanatkâr mı ararız? Saati bozulan insan bu işte maharet sahibi olan, saatini yapabilecek birisini arar. Bu kişi Ermeni veya sarhoş bir usta da olabilir. Bizim derdimiz adamın hayatı, seçimleri vs. değil, saatimizi yapma kabiliyetidir. İdeal olan hem hayat tarzı iyi hem de sanatkâr birini bulmaktır. Ancak der Nursi bu zamanda maharet ile salahati birleştirebilenler çok azınlıktır ve işlere kafi gelmemektedir. O zaman saatimizi yaptıracaksak kişinin sanatına, maharetine bakmalıyız. Dinine, yaşama şekline değil. Fetva soracaksak da kimya profesörüne değil bir müftüye gideriz.

Bu küçük kitap ve şu küçücük cümleler zamanında dikkate alınabilseydi bugün çok farklı noktalarda olabilirdik. Ancak particilik, taraftarlık, akrabalık, hemşerilik vs. ağır bastı ve biz bugün hala “ilkel yöneticilik” çağını yaşıyoruz.

Onun içindir ki devlet kuruluşlarımızın çoğu dökülüyor. Milyarlar harcanan yerlerden bir türlü tam verim alamıyoruz. Özel sektörün yüz kişiyle çok daha kaliteli yönettiği bir müessesenin aynısı devlette bin kişi ile yönetilemiyor. Almanya’da 3, bizde 8 milyon üniversite öğrencisi varken Almanya’nın ilminin, teknolojisinin, refah düzeyinin, demokrasisinin bu kadar gerisindeysek, hala bir Alman arabasına binmek prestijimizi arttıran bir şeyse ortada bir yönetim sorunumuz var demektir.

Şirketimize bir müdür, hatta alt kademelerden bir idareci veya bir çalışan alırken on defa kalitesine, kabiliyetlerine, şirketimize katacaklarına bakıyoruz.

Bence artık devlette de siyasi, ideolojik, taraftar idarecilik çağını bırakıp, “profesyonel yöneticilik çağı”na geçmemizin vakti çoktan geldi. Şehirlerimizin yapılaşması, şehir içi ulaşımlarımız, eğitimimiz vs. dökülüyor. Para var, eleman var, zaman, mekân her şey var. Ama işin başındakiler hep birilerinden torpille, kayırmakla geldikleri için ehliyetsiz, bilgisiz, beceriksiz. Daha da kötüsü layık olmayarak bir koltuğa oturanlar etraflarını da layık olmayan dalkavuk insanlarla doldurup günlerini gün etmeye bakıyorlar.

Bundan da kötüsü partilerine büyük para destekleri ile bir yerde idareciliğe seçilenler o koltuğa oturur oturmaz verdikleri parayı milletin sırtından çıkarmanın derdine düşüyorlar. Ve belediyelerde, ihalelerde yolsuzluklar hiç bitmiyor. Bozulma tepelerden aşağılara kadar her yana yayılıyor.

Şimdi artık Nursi’nin ısrarla vurguladığı maharet ve sanatı ön plana çıkarmanın zamanıdır. Benden, partimden, taraftarım olduğu için değil. İdareciler layık oldukları için, o işi yapabilecekleri için seçilmelidirler. Artık devlet dairelerimiz, okullarımız, üniversitelerimiz, hastanelerimiz vs. yi birer şirket olarak düşünmeliyiz. Hepsinin başına o işin ehli CEO’lar yerleştirmeliyiz.

CEO idarecisi olduğu yerde bugünü ve geleceği planlayabilen, stratejiler geliştiren, uygulayan, şirketi daha, çok daha ileriye götürebilen, elemanlarını aktif hale getirebilen, maksimum verim alan kişidir. CEO’nun işi pratikleştirmek, en güzeli en kısa zamanda, en az kişi ile yapabilmektir.

Bir kuruluşu veya bir şehri yönetmek aslında teknik bir iştir ve uzmanlık gerektirir. Ancak bizde buraların idarecisi olmak küçük birer kralık gibi olmuştur.  Her şeyin bir kanunu, kuralı olsa, istismarlar önlense, uygulamalar idarecilerin keyfine bırakılmasa yöneticilik bir krallık olmaktan çıkacak. Bir uzmanlık halini alacak. O zaman senden bendene değil, kişinin uzmanlık alanına, kabiliyetine, becerisine bakılacak.

Dünyanın her köşesinde, aynı devirde aynı çağın yaşanmadığını biliyoruz.

Acaba profesyonel yöneticilik çağının çok mu gerisindeyiz?

Levent Bilgi

DİĞER YAZILARI Fehmi Koru, Said Nursi Ve Susmak 01-01-1970 03:00 İtibar 01-01-1970 03:00 Zencilerin Protestolarında Beyazların İşi Ne! 01-01-1970 03:00 Bu Yazıyı Okumayın, Öleceksiniz 01-01-1970 03:00 Broadway Ve Fitne 01-01-1970 03:00 İnsanlığa Koronavirüs Mesajı 01-01-1970 03:00 Kassandra Damgası veya Koronavirüs 01-01-1970 03:00 Carpe Diem Veya Derviş 01-01-1970 03:00 Neler Yapmadık Şu Vatan İçin 01-01-1970 03:00 Özgür Ve Özgün 01-01-1970 03:00 Çağdaş Müslümanın Çağdaş Prensipleri! 01-01-1970 03:00 Şehir, Deprem, Toki Ve İş Bilmek! 01-01-1970 03:00 Dinî Değil, Din Algımızı Değiştirmek. 01-01-1970 03:00 2020 düşünceleri: söz sükut olmak, ilham filan…! 01-01-1970 03:00 İnternet Kasırgası 01-01-1970 03:00 Davamız sağ olsun! 01-01-1970 03:00 Kendimden Haberim Yok, Dünyadan Haberim Olsa Ne Olacak 01-01-1970 03:00 Tenkit, Muhalefet Veya İktidarların Körleşmesi 01-01-1970 03:00 Soğan Severler Derneği 01-01-1970 03:00 Elimizden gelenin en iyisini yapmak artık yeterli değil. imkansız görüneni yapmalıyız 01-01-1970 03:00 Bin Can İle Arzu Edilir Bir Seyahat: Ölüm 01-01-1970 03:00 Kurban, Kalp Ve Dost 01-01-1970 03:00 Dostlukların/Aşkların Son Kullanma Tarihi 01-01-1970 03:00 Darbeler Ve Fareler -1 01-01-1970 03:00 Küçücük! 01-01-1970 03:00 Good Words Anoint A Man, İll Words Kill A Man 01-01-1970 03:00 Kırmızı Işık Ve Ramazan -1 01-01-1970 03:00 Mehmet Akif’te İstiklal, Hürriyet Vurguları 01-01-1970 03:00