1. Depremde vefat eden kardeşlerimize rahmet diliyoruz. İnşallah onlar masum ve mazlum olarak, bir musibetle vefat ettikleri için manevi şehit hükmündedirler. Zayi olan mallar ise zekat hükmündedir.
2. Arama ve kurtarma ekiplerimizin profesyonelliğini tebrik ediyoruz. O kadar kardeşimizi, saatler sonra bile enkaz altından çıkarabilmek muhteşem bir başarı. Demek ki çalışınca, hazırlıklı olunca her şey yapılabiliyor.
3. Şehircilik ve şehirlerimizin depreme hazırlığı konusunda bir defa daha sınıfta kaldık.
4. Devlet erkanı, koca koca uzmanlar, profesörler konuşup duruyor ama hala çok fazla yol alamamışız. Bu kadar konuşacağımıza biraz iş yapsak…
5. Bu ülkede işlerin neden hep böyle ağır yürüdüğünü anlamak mümkün değil. Riskli bölgelerdeki konutlar tespit edilse ve bunların yerine TOKİ konutlar yapsa insanlar neden taşınmasın? Kimse fay hattı üzerinde eski, çürük binalarda oturmak kendisini, çocuklarını riske atmak istemez.
6. Fay hatları üzerindeki evler hızla yıkılıp buraları park, bahçe olarak değerlendirilebilir. Fay hatları üzerine yeni evler yapılmasına izin verilmemeli. Ama bunu herkes söylüyor, gelin görün ki her yerde belediyeler rant için sağlam, dağlık bölgeleri değil; sulanan, ekilen tarlaları imara açıyorlar.
7. Şehir merkezlerinde bazı eski devlet binaları yıkılıyor. Şehir nefes alacak, güzel bir park, bahçe yapılacak diye düşünüyoruz. Ama şehrin en güzel yerine koskoca bir beton yığını, betonlaşmış alanlar, rant için betondan AVM’ler yapılıyor.
8. Bir şehrimizde devletin/milletin şehir merkezindeki kapalı stadyumu yıkılıyor. Meydana çıkan devasa alanın altına ve üstünün yarısına alışveriş merkezleri yapılıyor. Park diye yapılan yer dökülüyor, işin ilginci buraya insanların oturabileceği bir bank bile koyulmuyor, ta ki herkes gidip paralı yerlerde oturmak zorunda kalsın. Daha da ilginci devletin/milletin bu alanına yine devlet kurumları tarafından NOVADA ismi veriliyor. Cumhurbaşkanı da şirketlere Türkçe isimler koyalım diye çağrı yapıyor.
9. Diğer taraftan AKP’nin büyük başarısı olan TOKİ’lerin de son zamanlarda tökezlediğini görüyoruz. Fiyatlar, taksitler çok çıktı. Malzeme kalitesi çok düştü. TOKİ’nin yıllar önce yaptığı evler sapasağlam dururken, yakın zamanda yaptığı evler dökülüyor. Toki bölgeleri kurulduktan sonra verimli ve gelir getirici bir şekilde kullanılamıyor. Yaptık, verdik, bitti mantığı ile, devletçi bir zihniyetle geliştirilebilir yerler güdük kalıyor.
10. Ben şehirbilimci değilim. Ama bu kadar uzmana, mimar, mühendis, belediye ekiplerine rağmen şehirlerimizin bu kadar kötü, zayıf, deprem riski gözetilmeyen, yeşilden, parktan, ağaçtan uzak hallerine üzülüyoruz. Milyonlarca lira harcıyor, yıkıyor, ancak şehirlerin nefes alacakları alanları ranta kurban ediyoruz.
11. Şehirlerimiz belediyelerin çıkar ilişkilerine bırakılmayacak kadar önemli. Akıllı, trafik derdi olmayan, yeşil, bol ağaçlı, geniş yolları, alanları olan, tarihi dokusu ön plana çıkarılmış, kendine özgü bir kimliği olan şehirlerde yaşamak hepimizin hakkı ve arzusu.