Sol Yanımız

Elif Ekşi ZORER

20-11-2017 12:31

Uçmayı bilip de, göğe değemeyen kelebekler gibi bir yanımız. Kendi kendine konuşan ve mutluluğun hisli namelerine kur yapan, bir nota defteri taşıyoruz adeta içimizde.

Bazen sözlerini bilmediğimiz bir türkünün melodisine emanet ediyor hislerini dokunaklı şarkıya.

Bazen ardı arkası kesilmiyor dinlemelerin. Çok sevince kesilmiyor bu ardardalar. Sonra dakikaların hesabı yapılıyor; yanında bir dakika daha fazlası için.

Kelimeler patlamış mısır taneleriyle yarışıyor adeta; gönlümden uçarken gönlüne. Sırf tevafuk olsun diye mutluluğumuz, sevmeleri çok severiz biz ..gökyüzünü severiz, mavileri

severiz, yağmurları, bulutların o karmaşık şekillerine mânâ yükleyen çocuk yanımızı severiz.

Hayatı yaşanır kılan her bir hisle nefes alır içimiz. Dokunduğumuz ne varsa bu alemde o kadarız aslında, hissettiğimiz kadar, gülümsediğimiz kadar, üzülebildiğimiz kadar bazen de. Peki, ya suskunluğumuz. Gönlümüze tercüman edemediğimiz kimsesiz cümlelerimiz. Kaybolan neşeli virgüllerimiz. Yerini bıraktığı üç noktalarla öyle sükûta hapsolup da, uyur yüreğimizde. Bir kıpırtısı

binlerce çığlıklara nasıl da kapı açar bazen…

"Yetmez mi hüzünler perim yetmez mi?

Sana bir İnşirah Sûresi neşesi

Yetmez mi hüzünler perim

Bana bir Yasin sessizliği..." diyor ya dizelerinde Hüsrev Hatemi; ben hep o Yasin sessizliğinin ellerinden tutup da binlerce hüzünler perisi uçuruyorum yüreğimden.

Sessizliğin; karanlıklar arasında sıkışan ve duvarıma yansıyan gölgesinden korkarım bazı geceler... Sahipsiz tüm hislerimin sitemlerine, teselli olamayan yanıma yenilir gururum... Hep bir ümit der yine içimden bir ses; bilirim ki beslediğim güvercinlerin hatırına eser bu şefkat rüzgarı... Sen

susarken, bozacının sesinden korkan saçı örgülü yaşlarımın gözleri açılır; korkar ama sever yine de seni…

Aslında herkes mahcuptur kalbine karşı. Kimi umursamaz; tıpkı kendisine hediye edilen ömrü gibi, lezzetini bilmediği ve çiğnemeden yuttuğu sayısız hisler ve gönül kırdığı kişilerle aynı muamelede.

Kimi sever kalbini ve siler mahcubiyetini narin bir kıymetle. Bu döngünün içinde benimle birlikte yaşlanan bir mevsimsin sen. Bazen yazdan sıcak bir kelamla, bazen de yürek donduran buz gibi bir soğukla...Ne vakit gülüşünden sürersen gözlerime; bilirim ki o vakit baharı gelir yüreğimin...

Bahar dediğin hayat ve memat arasında ikram edilen bir rengin dramı değil mi? Herkes gönül renginin etkisiyle nasiplenir bahardan. Çokça yağmurlar gerek bize gökkuşağına kavuşmak için.

Yağmur baharda sol yanımızı yıkayan bir iksir misali, tane tane bazen; bazen sağanak sağanak arındırır bizi tüm haksızlıklardan...

İlkin hayat kokulu çiçeklerle nefes alırken; sonrası hep bir yaprak dökümünden ibaret. Ömür gibi, gönül gibi, huzura maya çalan sol yanımız gibi değil mil? Her şey kelebeğin etkisiyle bir varmış bir

yokmuş gibi…

Elif Ekşi ZORER

DİĞER YAZILARI Güzellik 01-01-1970 03:00 Hayaller, Hayatlar Çelişkisi 01-01-1970 03:00 Serzeniş 01-01-1970 03:00 Hallerimiz 01-01-1970 03:00 Bir elif miktarı soluduğum “hayat" 01-01-1970 03:00 Biraz Aralık Bırak Kendine; Yüreğin Nasiplensin Kıştan 01-01-1970 03:00 Narçiçeğim 01-01-1970 03:00 Büyümeyen Çocukluğum 01-01-1970 03:00 Sus Yüreğim 01-01-1970 03:00 Duydum Ki Unutmuşsun, Gözlerimin Rengini 01-01-1970 03:00 Topraklar Yarıldı Şehitlerine Sarılırken 01-01-1970 03:00 Vakt-İ Kasım 01-01-1970 03:00 Martıların serenat yaptığı nazlı “ekim” 01-01-1970 03:00 Bir Eylül Gelsin Hüzün Kokan Öpücüğüyle Dokunsun Yüreğine 01-01-1970 03:00 Kalbinizi Nasıl Bilirdiniz? 01-01-1970 03:00 Temenni 01-01-1970 03:00 Ehli Teslimiyet 01-01-1970 03:00 Kalbimin Mutluluk Mevsimi 01-01-1970 03:00 Mucize 01-01-1970 03:00 Temmuz’un Bulut Kokusu 01-01-1970 03:00 Lanetullahi Alez Zalimin 01-01-1970 03:00 Ruhun Öznesi “Merhamet” 01-01-1970 03:00    Mutluluk Penceresinin: Perisi 01-01-1970 03:00 Güzelliğin Dokunuşları 01-01-1970 03:00 Hayatın Şifa Kaynağı “Sabır 01-01-1970 03:00 Kara Kışın Pamuk Prensesi: Ocak 01-01-1970 03:00     BİZ KİMİZ! 01-01-1970 03:00 Meğer Her Yaş, Farklı Bir Hüznü Misafir Edermiş Kalbine 01-01-1970 03:00 Nerede O Eski Ramazanlar? 01-01-1970 03:00