https://www.akasyam.com/files/uploads/user/-338be9def7.png
Dursun Ali Tökel

Edilgenliğe Sığınma Yahut Sezai Karakoç Ne Diyor Ki

03-04-2013 12:30


 Bir dildeki en tehlikeli ifade biçimi "edilgen" yapılı cümlelerle kurulanlarıdır.
Bu cümlelerin özneleri meçhuldür. Eyleyenleri belli değildir. Eğer faili gizlemek istiyorsanız böyle cümleler kurarsınız.

"Bu politikaların ülkeyi uçuruma götüreceği ifade ediliyor." dediğiniz zaman hem bu politikaları eleştirmiş, hem de güya eleştirmemiş olursunuz.

Aslında eleştirmek istiyorsunuzdur da buna pek cesaret edemiyorsunuzdur. O anda açık yüreklilikle konuşmak işinize gelmiyor demektir.

Dolayısıyla niyetinizi kim olduğunu kimsenin bilmediği birilerine söyletmiş olur ve muhtemel tehlikeleri de bertaraf etmiş olursunuz.

Bu, söylemek istediğimi söyleyememenin verdiği ıstırabı hafifletmek için söylemediği halde söylettiğim birinin güya söylemine sığınıyorum anlamına gelir.

 

Bu Ödüller Niye Veriliyor

 

Bizim de bu yazılarımızı yayınladığımız Akasyamhaber'de 31 Mart 2013 Pazar günü Sezai Karakoç'la ilgili bir haber yayınlandı.

Akasyamhaber Bu haber içeriğinde verilen bilgileri Timetürk adlı bir siteden, o da Sansürsüzhaber adlı bir başka siteden almış.

Yani haberin kaynağı o kadar çoğul ki edilgenlik katlanarak devam edip gitmiş.

Haberde Sezai Karakoç'un Hükümetin Açılımla ilgili politikalarına ağır eleştiriler getirdiği yazıyordu.

Sezai Karakoç bir siyasal partinin genel başkanı olması hasebiyle tabiî ki muhalefet görevini yerine getirecek ve beğenmediği politikaları eleştirecek.

Ancak haberin girişinde sarf edilen şu cümleler tam bir edilgen cümle faciası.

Önce cümleleri okuyalım:

"Sezai Karakoç’un AKP ile yıldızının hiç barışmadığını biliyoruz. Ancak mahalleye şirin gözükme gayretinden olsa gerek Karakoç’a zaman zaman çeşitli ödüller de veriyorlar. Şimdiye kadar Karakoç bu ödüllerin hiç birisini gidip almaya tenezzül etmedi."

Bu cümleler yapısal olarak değil ama içerik olarak nerdeyse tümüyle edilgen; söyleyeni, eyleyeni bilinmeyen yargılarla dolu!

Sezai Karakoç'un AKP ile yıldızın barışmadığını bilen kimdir, bu bilgisinin somut kaynağı ve delilleri nelerdir?

Bu şirin gözükmek istenen mahalle neresidir?

Sezai Karakoç'a verilen ödüllerin ona şirin gözükmek için yapıldığını söyleyen kimdir?

Eğer bunun için samimi bir kanıtı yoksa bu cümleleri kuran kişi nasıl bir vebalin altına girdiğini bilmekte midir?

O ödülleri ona verenler, o ödülleri ona vermekle nasıl bir beklenti içindedirler ki şirinlik gösterisinde bulanmaktadırlar?

Verilen ödülleri almak lütfunu göstererek, Karakoç o ödülleri kendisine verenlere neleri ihsan etmiş olacaktır?

Sezai Karakoç kendisine verilen ödülleri "AKP bu ödülleri bana şirin görünmek için veriyor. Onların şirinliği yerin dibine batsın. Eğer ben bu ödülleri alırsam onların 'şirinlik tuzağı'na düşmüş olurum. Öyleyse ben bu ödülleri almayayım. Aslında hepsi de süper ödüller ama ne yapayım. Kahretsin keşke bu ödülleri başkaları verseydi de bende gönül huzuruyla alsaydım!" diye mi almamıştır?


 Tenezzül Ne


Bu "tenezzül etmeme" ifadesi nasıl bir ruh halinin yansımasıdır, anlamak mümkün değil!
Sezai Karakoç  "ben bu ödülleri almaya tenezzül edecek adam mıyım?" diye sarih bir ifadede bulundu da biz mi duymadık?

Hadi diyelim ki Karakoç ülkemizde verilen ödüllere AKP'nin şirinlik tuzağına düşmemek için  "tenezzül etmedi".

 Geçmişte kendisine tevdi edilen diğer ödülleri niye almadığına dair "şirinlikli" bir bilgi var mı?

Mesela şu ödülleri:

Sürgündeki Macar Yazarları Gümüş Madalya Ödülü (1970)

Türkiye Yazarlar Birliği Hikâye Ödülü (1982)

Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü (1988)

Dünya Sanat ve Kültür Akademisi Ödülü (1991)

Cumhurbaşkanlığı Büyük Ödülü (2011)

Uluslararası Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ödülü (2012)

 

Yani Karakoç bu ödülleri kimlere şirin görünmemek için almadı ve bu ödülleri verenler hangi mahalleye şirin görünmek için bu ödülleri ona verdiler?


Karakoç Neyi Eleştirdi

 
Edilgen cümlelerin kayganlığı yazarını rahatlatır belki ama okurunu da o derecede huzursuz eder.

İnsanlar fikirlerini münasip bir dille söylemeli ve bunun bir karşılığı varsa onu da karşılamaya hazır olmalı.

Edilgen cümlelere hiç mi başvurmayacağız? Tabii ki başvuracağız.

Eğer ifademiz, beyanımız, sözümüz fitneye sebep olacaksa o zaman bu cümleler hayati bir önemi haizdir.

Yani "çıkarımızın" olduğu yerde değil "çıkarlarının" olduğu yerde bu cümleler elzemdir.

Haberde edilgen cümlelerle sözleri desteklenen Sezai Karakoç neler söylüyor?

Merak eden habere bakabilir.

Bendenizin görüşü edilgen cümleler kurmaksızın şudur:

Şairler şiirleriyle konuşursa ve şiirleri vesilesiyle konuşulursa çok daha iyi olacaktır.

Karakoç’un eleştirileri bilge bir adamın yüce gönüllü uyarılarından ziyade, sıradan bir muhalefet partisinin ithamları,  meşruiyeti meçhul suçlamaları, öngörüleri muğlak gelecek kehanetleri ile dolu.

Karakoç’un Sessiz Müzik adlı şiirinde şu mısralar var:

 

Olup bitmemiş olması için

 

 

Şu ülkede olup bitenlerin olup bitmemiş olması için canla başla bir şeyler yapma gayretinde olanlar var.

Bir de bu gayreti alaya, hafife alanlar. Çözümlenmesi gerekenin çözümlenmiş olmasının kendilerine çözümsüzlük getireceğine inananlar var.

Karakoç’un tuttuğu safı görünce, o saf insanın o saflarda ne aradığı anlamak için nasıl bir iz’an lazım olduğunu anlamaya çalışıyorum. 

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI Cinnet Buğdayları Âlim Kime Derlermiş Cedel Ve Bedel Bana Geleneğini Söyle... Alâmet Kıyâmeti: Şeysiz Şeyler Üzerine Özgürlük Neyimizdir Kimi Seçelim Samsun Büyüyor, Ya Kütüphanesi? Bu Kadar Aktörü Olan Eğitimden Ne Çıkar? Din Ne Kadar Umûrumuzda? Bu Hastalar Niçin Gülüyor Vefa Bayrağı Gri Alan Münafıkları Bir Süper İnsan Tasarımı Câmilerimiz Ve Kaybolan Rûhâniyetimiz Devletimiz “Akıl”Lanıyor Ben Kendimin Neyi Olurum Balık yemiyormuşuz, peki ama niçin? Tarikat, Cemaat Yoldur Varana da… Aldatanlar kimlerdendir İstemek Türkün Alfabe İle İmtihanı Âkıl Adam Kimdir? Açlıkla Doymak Bir sapma: Ölüm güzellemesi Mandelalar, Harunlar Hayatını Kaybetti De... Sizi Silkeleyenler Var Mı? Ezan deyip geçmeyelim! Bırak (ma) bu hayalleri, bana bir hayal kur! Eğitilmiş İnsan Kimdir? Öğrenci evleri de... TV'lerde Ne Konuşursak Doğru Olur Edepte fukarâ isek hakikate bigâne oluruz BİR UTOPYA: Birlik ve Beraberlik! Ramazan biraz da annedir Ayaklarımız Bize Neyi Hatırlatıyor İbadetin Nihayeti Ne İçindir? İlahi-Yat Gökten Kitaplar Kar Gibi Yağınca… 444 Bu anneler hangi yarışı kaybediyor? Görenedir Görene, Köre Nedir Köre Ne! DersHâne-TestHâne-TesellîHâne Anne-babalık çok mu kolay ki… Öte Dünya Fikri Gerekimizi anlayanlar var! Salâlar kimin için okunuyor/ Çanlar kimin için çalıyor Ruhlardaki Cömertlik Çocuklara sadece isim mi veriyoruz(3) Ahlâka İhtiyacı Olmayan Kim Gençleri Anlamak Meyve Adlarını Da Kaybetmişiz Körsel Vaazdan Görsel Vaaza Dördüncü kişi olmaktan nasıl kurtuluruz? Allah’ın Evleri İçin Layık Gördüğümüz Yerler… Kur’an da tercüme ediliyor da... Bana arşivini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim Güç" Kurdu "Öteki" Ağılına Girerse... Körsel Vaazdan Görsel Vaaza BU ANNELER HANGİ YARIŞI KAYBEDİYOR? ORDULU CANLI BOMBA (LAR) BİR İLACIMIZ BİLE YOKMUŞ! AÇLIK TOKLARDAN, YAZMAK BİLİNÇTEN İSTEMEK