Sevgili okurlarım bugün sizlerle Avrupa’da basında yer alan bir kaç makale örneği ile İslam karşılığının ne kadar vahim bir seviyede olduğunu ve basının İslam karşıtlığı yayılımında ki oynadığı rolü aktaracağım.
Bildiğiniz üzere genel olarak Bati da yaşayan Türkler ve Müslümanların asimetrik bir sardırı içerisinde olup, sosyal ekonomik ve hayatın her alanında baskı ve zulüm görmektedirler.
Basının ve sosyal medyadaki ultra fanatik aşırı kesimlerin bu gergin ortamın oluşmasında şüphesiz çok büyük rolü var. Örneğin «Ouest France gazetesi ; « la reforme de l’islam, une solution ? : islam da bir reform, çare mi? » başlığı ile resmen İslam dininde reform gereksimini ve bu reform ile arupai yaşam ve « medeniyet anlayışının » kabullenmesi ve entegre edilmesini önermiştir ». Evet yanlış duymadınız Martin Luther'in Protestanlar için yaptığı « reform » çalışması benzeri bir çalışmanın, İslamiyet’in bugünün yaşam tarzı ve « modern hayat » koşullarını entegre etmesi gerektiği anlatılmıştır.. Ayrıca « La reforme de l’islam un besoin plus qu’une proposition » : « yani islam da reform öneriden çok bir ihtiyaç ve gereksinim » olarak aktarılmıştır. Vah ki ne vah…
İkinci bir örnek de Le taurillon gazatesinin atmış olduğu şu başlıktır : « İslam une religion européenne ? : İslam bir Avrupa Dini mi ? »
İslamı avrupa vatandaşlarının hür ve özgür hakları doğrultusunda tercih ettikleri şekilde kabullenmek yerine İslamiyet’in Avrupai bir din olup olmadığını sorgulamayı kendilerinde cüret görmüşlerdir ki bu şekilde Avrupa vatandaşlarının inanç özgürlüklerini kısıtlamaya ve onları bir şekilde yönlendirme çalışmasına girişmişlerdir.
Yazılı basın dan tutun haber bültenleri ve politik sempozyumlarda bile artık bu konular sıklıkla gündemde tutulmaktadır ve bir şekilde Avrupalı Müslüman’ı baskılamak ve onları psikolojik, sosyolojik ve asimetrik « savaş »ortamına sokma hedefindelerdir. .
Aynı basın Almanya da İtalya da ve diğer AB ülkelerinde de benzeri başlıklar ve haberlerle İslam karşıtlığını başka bir evreme sokma niyetlerini göstermektedirler. Tüm bu olayların arkasında gizli bir akıl, bilinçli uygulanmaya sokulan bir politika vardır. Bu « proje » İslamiyet’i direk hedef alarak « birlikte yaşam » fikrini her geçen gün daha güç hale getirmektedir.