"Kedi Terapi" yazımızda Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in kedisi Müezza’ dan ve kedilerin özel yönlerinden bahsetmiştik. Efendimiz’in (s.a.v) nurlu yolundan giden ashabının ve Allah dostlarının hayatlarındaki kedileri öğrenmeye devam ediyoruz.
Maneviyat şehri Konya’nın merkezinde 18 Peygamber ve 500'e yakın büyük evliya medfundur. (Rabbim şefaatlerine himmetlerine nail eylesin). Bugün yerlerini öğrendiğim ve ziyaret ettiğim evliyaları hikâyeleri ile sizlerle paylaşmak istedim.
Hazreti Pir Mevlana Celaleddin Rumi ile muasır velilerden biri halkın Pisili Sultan diye bildiği Pir Esad Sultandır.
Selçuklu döneminin meşhur şeyhlerinden, alimlerinden biridir. Hz Mevlana’dan 10 yıl önce ahirete göçmüştür. Adından da anlaşılacağı üzere, kedileri çok çok çok seven Şeyh’in vasiyeti üzerine, kedisi de sandukasının sol tarafına ayakucuna doğru gömülmüştür.
Zira bu nasipli kedi, sahibi olan Mübareğin vefatından sonra kırk gün yemeden içmeden kesilerek ölmüştür. Halen bu kediciğe ait minik sanduka, Pir Esad Sultan hz.’nin sandukasının yanı başındadır.
İslamiyet’in özünde yer alan mahlûkata merhamet ve sevginin böyle bir örneği dünyanın hiçbir yerinde yoktur.
Pir Esad mahallesinde, eski garaj dolmuş duraklarının yanında yer alan türbenin doğusunda Karamanoğulları dönemi meşayıhına ait kabirler hala mevcuttur. Alimlerin topluca yer aldığı bu nurlu mekan ziyaretçilerini ağırlıyor, dileyen herkese nasip olsun.
Ashabın ileri gelenlerinden Ebu Hureyre (r.a)’de kedi sevgisi ile meşhurdur. Gerçek ismi Abdurrahman olan merhametli sahabe bir gün elbisesine sardığı yavru kedi ile yolda giderken Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem ile karşılaşır. Efendimiz (s.a.v):
-“o nedir?” diye sorunca, Abdurrahman (r.a) de kedi olduğunu söyler. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v); “Ente Ebu Hureyre”, Sen kedilerin babasısın buyururlar.
Bundan sonra Abdurrahman (r.a), kendisine Efendimiz (s.a.v)’in söylediği bu ismi kullanmaya başlar. Ezberi çok güçlü olan ve Efendimiz (s.a.v)’in yanından ayrılmayan bu güzel sahabe, en çok hadis rivayet eden sahabedir ve ömrü boyunca sahipsiz kedi yavrularını besleyip büyütmüştür.
Sultan II. Mahmud’un eşi ve aynı zamanda İstanbul Aksaray’daki Valide Camii’ni yaptırmış olan Pertevniyal Valide Sultan hayır hasenata çok önem verirdi, birçok okul ve çeşme yaptırmış ayrıca başka camilerin yapımlarına da destek olmuştur.
Ayrıca borç yüzünden hapsedilenlerin borçlarını ödeyerek salıverilmelerini sağladığı da rivayetlerde yer almaktadır. Vefat ettiğinde, kendisini salih bir kimse rüyasında güzel bir makamda gördü ve sordu:
- Yaptırdığın mabed nedeniyle mi Allah seni bu makama yükseltti?
Pertevniyal Valide Sultan: -Hayır, dedi.
O salih zat şaşırarak:
- O halde hangi amelinle bu mertebeye ulaştın? diye sordu.
Valide Sultan şu ibretlik cevabı verdi:
- Çok yağmurlu bir havaydı. Eyüp Sultan hz.ne ziyarete gidiyorduk. Yol üzerinde kaldırım kenarında oluşan su birikintisi içinde küçük bir kedi yavrusunun çırpındığını gördüm.
Faytonu durdurdum. Yanımdaki bacıya: “git hemen şu kediciği al, yoksa zavallıcık boğulacak” dedim. Bacı ise: “Aman sultanım! Senin de benim de üstümüz kirlenecek” deyip getirmek istemedi.
Bende onu kırmamak için hemen arabadan inip çamurun içine girdim ve o kedi yavrusunu kurtardım. Kedicik titriyordu, onu kucağıma alıp sarıldım ısıttım. Çok geçmeden zavallıcık canlanıverdi. Allahu Teala bu yüce makamı, işte o kediye olan bu küçük hizmet ve merhametimden dolayı bana ihsan eyledi….
“Yeryüzündekilere merhamet edin ki, gökyüzündekiler de size merhamet etsin” hadisi şerifini hayat düsturu edinen ecdadımızın yolundan gitmek bizlere de nasip olsun duasıyla, Allah’a emanet olun.
Emine Aydemir
Ek alanı