Son günlerde üzülerek ve kızarak takip ettiğimiz dini ve manevi değerlerimizi tahribe yönelik haberler, gösteriler, programlar..
Hz. Mevlâna'nın diyarında mesnevi ile büyümüş ve sayısız sema izleme şansına sahip olmuş biri olarak içim sızladı.
Hz. Pir Mevlana Celaleddin Rumi'nin hemen hemen bütün Mevlevihaneler de yer alan "Dam sema çi büved" (sema nedir bilir misin?) diye başlayan Farsça gazeli semanın ne olduğunu ne güzel anlatır:
SEMA'NIN NE OLDUĞUNU BİLİR MİSİN?
Sema dostun hallerini görmek, lahut perdelerinden Hakkın sırlarını duymaktır.
Sema'nın ne olduğunu bilir misin?
Kendindeki varlıktan geçmek, mutlak yoklukta, devamlı varlık tadını tatmaktır.
Sema'nın ne olduğunu bilir misin?
Dostun, aşk darbeleri önünde başını top gibi yapıp; başsız, ayaksız dosta koşmaktır.
Semanın ne olduğunu bilir misin?
Yakub'un derdini ve devasını bilmek, Yusuf'a kavuşma kokusunu, Yusuf'un gömleğinden koklatmaktır.
Sema'nın ne olduğunu bilir misin?
Musa peygamberin asası gibi her an Firavun'un sihirlerini yutmak, yok etmektir.
Sema'nın ne olduğunu bilir misin?
"Benim Allah ile öyle bir vaktim vardır ki o vakitte ne Allah'a yakın bir melek, ne de bir peygamber aramıza girer" hadisindeki o yere aracısız girmektir.
Semanın ne olduğunu bilir misin?
Sema, Şems-i Tebriz! gibi gönül gözlerini açmak ve kudsi nurları görmektir..
Hz. Mevlana'ya göre sema, Hakkı bilmek, tanımak ve Hakka ulaşmak için bir vasıtadır..
Yine Hz. Mevlana, sema etmek isteyenlere şöyle tavsiyede bulunur:
"Evvela sema ehliyetini elde et, ondan sonra sema yap. Nitekim ben, dün şekeri burnuma tuttum, burnum şekerden bir şey anlamadı; çünkü o anlamaya istidadlı değildi."
Hazırlıklı olmadan bir madene bile gitsen bir habbe alamazsın.
Buğdayı olmaksızın değirmene gidenin ancak saçı, sakalı ağarır, başka bir şey elde edemez.
Bu misalin sonu gelmez, sözü kısa kes, yürü isti'dad elde etmeğe çalış."
Ehliyet ve liyakate bu kadar önem veren, ehliyet ve liyakati Mesnevisinin ekseni yapmış olan Hz. Mevlana'nın mirası bugün ehliyetsiz ve
liyakatsiz kimselerin elinde yağmalanmaktadır.
Mesnevî ve Mevlevilik kültüründen, hassasiyetinden, estetiğinden uzak programların; "Mevlâna'nın çağrısı", "Döngüsel Kültür" vs gibi isimlerle yarı çıplak semazen, ney ve oyun havasıyla dans gösterisi yapılmasını kınıyoruz.
Kültür ve Turizm Bakanlığının kendine yakışır şekilde tüm manevi değerlerimize mirasımıza ve kültürümüze saygı duyduğunu, değer verdiğini, sahip çıktığını görmek istiyoruz.
Selam ve dua ile.
Emine AYDEMİR