İnsanlık, son yüzyılda, büyük çapta, gelişmeler yaşamıştır.
Tıp alanındaysa, salgın hastalıklarla mücadeleye yönelik, girişimlerde bulunulmuştur ve bu girişimler sonucu, kayda değer keşifler gerçekleştirilmiştir.
Böylecene, insanoğlu, kendini geliştirmiştir. Kendini gerçekleştirmiştir.
Gerçi, insanoğlu, kendisini her ne denli geliştirdiyse ve gerçekleştirdiyse, mikroorganizmalar da insanoğluna karşı, savunma sistemlerini geliştirmişlerdir.
Bu süreçte, mikroorganizmalar, kendilerini çoktan beri yenilemiştirler bile.
Küresel Sorun
Günümüzde, dünyayı, dünya insanlarını tehdit eden antibiyotik direnci, küresel bir sorun oluvermiştir.
12 Aralık 2019 tarihinde, Çin’in Wuhan şehrinde, bir virüs, tespit edilmiştir. 31 Aralık 2019 tarihinde ise, bir zatürre vakası yaşanılmıştır.
Sebebi katiyen bilinemeyen, tespit edilemeyen bu zatürre vakası, Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirilmiştir ve Dünya Sağlık Örgütü, bu salgın hastalık nedeniyle, küresel acil durum, ilân etmiştir.
Bunun üzerine, bu hadise, dünya gündemine de gelmiştir.
31 Aralık 2019 gününden sonraki ilk dört gün içerisinde, kırk dört vaka daha meydana gelmiştir.
Dolayısıyla, bu zatürre vakası, daha ciddi bir hal almıştır.
Lancet’te, bir makale yayınlanmıştır. Keza, dünya çapında saygın bu bilimsel dergide yayınlanan makalede, hastaların büyük bir bölümünün aynı pazara gittikleri belirtilmiştir.
Bu pazar, Çin’in Wuhan şehrinde, deniz ürünleri toptan pazarıydı. Burada, ayrıca, yabani hayvanlar da canlı olarak satılmaktaydı.
Wuhan’daki (Çin) bu pazara ilk defa, 10 Aralık 2019 tarihinde gidilmiştir. Öncelikle, bu, tespit edilmiştir. Bunun üzerine, yeni yılın ilk günü 1 Ocak 2020 tarihinde, pazar, kepenklerini indirmiştir.
Salgın hastalığın başlangıç noktası, tam olarak, tespit edilemese de resmî kurumlar, salgının ilk başlangıç noktasının Wuhan (Çin) olduğu görüşünü paylaşmışlardır.
Yeni koronavirüs salgınında, herhangi bir kaynak, katiyen saptanamamıştır.
Buna ilaveten, Wuhan’da (Çin), salgın hastalık, ilk başladığında, sağlık kaynakları, çok kısıtlıdır. Gerçek istatistik edinmek de zordur.
İlk zamanlar, koronavirüsün yılanlardan yayıldığı düşünülmüştür. Buna ilişkin haberler bile yayınlanmıştır.
Ne var ki; 9 Ocak 2020 tarihinde, koronavirüsün genetik yapısı, tümüyle, çözümlendiğinde, genetik diziliminin yarasalarda bulunan koronavirüse yüzde 96 oranında benzediği ifade edilmiştir.
Uzmanlar da aynı iddiada bulunmuşlardır. Bu bağlamda, Çinli uzmanlar, koronavirüsün yılanlardan değil, yarasalardan insanlara bulaşmış olabileceğini iddia etmişlerdir ve iddialarını, tüm dünyaya, tüm dünya insanlarına duyurmuşlardır.
Bu yeni tip koronavirüs, yeni bir salgın hastalıktır. Zaten, “Yeni ve Yeniden Önem Kazanan Enfeksiyonlar” başlığı altında, yer almaktadır. Önem kazanmaktadır.
Keza, daha evvel asla tanımlanmamış bir virüstür. Virüs türüdür.
Hakkındaki mevcut bilgi ise, çok azdır. Çok kısıtlıdır.
Böylesi bir virüs, ilk defa, oluşmuştur. Bundan dolayı, hastalık süreci de bilinmemektedir. Bilinememektedir.
Virüs bulaştıktan kaç gün sonra, hastalık, ortaya çıkmaktadır?
Virüs bulaşan kişilerden kaçı hasta olmaktadır?
Hastalığın süresi, ne kadardır?
Tüm bunların ve benzeri soruların cevapları, an itibariyle, belirsizdir. Muammadır. Muamma yumağıdır.
Yeni tip koronavirüse ilişkin belirsizlik, tüm müdahale süreçlerini de belirsizleştirmektedir. Dahası, plân yapmayı da zorlaştırmaktadır.
Sadece biz değil, bağışıklık sistemimiz de bu virüsü tanımamaktadır. Tanıyamamaktadır. Dolayısıyla, bağışıklık sistemimiz, bu yeni virüse karşı koymak için, yetersiz kalmaktadır. Bu durumda, zatürre gelişmektedir ve akciğerlerin kapasitesi sınırlanmaktadır. Bundan dolayı, hastalar, solunum sıkıntısı çekmeye başlamaktadırlar ve solunum yetmezliğiyle, yaşamlarını yitirmektedirler. Zaten, koronavirüsler, solunum yoluyla yayılmaktadır.
İnsanlık tarihi boyunca, birçok salgında, milyonlarca insan ölmüştür.
Ne var ki; hiçbir salgın, bu hızda ve çapta yayılım göstermemiştir. Uzmanlar, tarihsel kayıtlar ile bunu ispatlamaktadırlar. Bunun böyle olduğunu desteklemektedirler.
Kovid – 19 salgını, SARS (2003) veyahut MERS (2019) salgınlarından da tamamıyla farklıdır.
Birçok bilim insanı, bu salgın hastalığa yönelik, pek çok sorunun cevabını bulmak için, gece gündüz çalışmaktadır. Çabalamaktadır.
Dahası, yeni yöntemler geliştiren pek çok bilim insanı, bu salgın hastalığa karşı, ilaç ve aşı için, günbegün çalışmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü, dünya genelindeki bilim insanlarının bulgularını, bir sayfada yayınlamaktadır.
Sonrasında, her biri birer rehber niteliğindeki bu bulunanları, bu buluşları, tüm laboratuar çalışanlarının dünya genelinde, açık erişimine sunmaktadır.
Kovid – 19 kaynaklı, bilinen ve tespit edilen en küçük yaştaki hasta, henüz iki yaşındadır. İki yaşında, Çinli bir kız çocuğudur.
Uluslararası basın, Son Dakika koduyla, bir haber duyurmuştur. Bu habere göre, salgının merkezi Wuhan’da, 6 Şubat’ta, bir ABD vatandaşı ölmüştür. 60 yaşındaki bu kişi, virüs salgını başladığından beri, ölen hem ilk ABD’li hem de ölen ilk yabancı şahıstır. Bu vaka, ayrıca, kayıtlara da geçmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, uluslararası toplumun ortak sınavı olan bu koronavirüs salgınına ilişkin açıklamada bulunmuştur:
“Tehlikeli bir durumla, karşı karşıyayız.”
Buna ilaveten, Etiyopyalı mikrobiyolog ve sıtma araştırmacısı Ghebreyesus, bu yeni tip koronavirüsün dünya genelinde yayılmasını önlemek için, tüm ülkelere “mümkün olabildiğince agresif” mücadele verilmesi çağrısında bulunmuştur.
Virüse kaşı geliştirilecek ilk aşının bir yılı aşkın süre içerisinde tamamlanabileceğini aktaran Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü, “Bugün, mevcut silâhları kullanarak, elimizden gelen her şeyi yapmalıyız” diye ifade etmiştir.
Selâmetle…