Türk Dili Ve Tarihi Gelişimi

Esat BEŞER

13-04-2020 14:53

Türk Dili’nin yazıyla takip edilemediği devirler, yer almıştır.

Karanlık Devirler

Öyle ki; Türkçe’nin yazıyla takip edilemeyen devirlerine Türkçe’nin Karanlık Devirleri denilmektedir.

Altay Dil Birliği Dönemi

Moğol, Tunguz ve Kore Dilleri’yle, Türkçe’nin ve Japonca’nın ortak olduğu dönem, Altay Dil Birliği Dönemi’dir.

İlk Türkçe Dönemi (Çuvaş – Türk Dil Birliği Dönemi)

Türkçe’nin Ana Altayca’dan ayrıldıktan sonraki ilk dönemi, İlk Türkçe Dönemi, kabul edilmektedir. Böyle bilinmektedir.

Ki; bu döneme Çuvaş – Türk Dil Birliği Dönemi de denilmektedir.

Ana Türkçe Dönemi

Ana Türkçe Dönemi, Hun Çağı ile ilişkilendirilmektedir.

Neden?

Çünkü; bu dönemin olası tarihlendirilmesi, Hun Çağı’na tesadüf etmektedir.

Ana Türkçe, üç kola bölünmektedir.

Nedir Bu Kollar?

Kuzey, Doğu ve Batı Hunca…

Eski Türkçe Dönemi

Eski Türkçe Dönemi, Türk Dili’nin en eski belgelerinin bulunduğu dönemi içermektedir.

Dahası, bu belgelerin tümü de yazılıdır. Birer yazılı kaynaktır.

Belgelendirilebilen En Eski Dönem

Öyle ki; Eski Türkçe Dönemi’nde, Türk Dili, dinamik bir yazı dili olarak kullanılmıştır.

Keza, bu yapısıyla, Eski Türkçe Dönemi, Türk Dili’nin belgelendirilebildiği en eski dönemdir.

İki Grupta, Eski Türkçe Dönemi

Oluşturulan, ortaya konulan metinlere göre, Eski Türkçe Dönemi, Göktürk Metinleri ve Uygur Metinleri olmak üzere, iki grupta toplanabilir. İkiye ayrılabilir.

Göktürk Metinleri

Bu metinler, taşlar üzerine, Göktürk Alfabesi’yle yazılmıştır.

Göktürk Alfabesi

Göktürk Alfabesi’nde, 9 birleşik, 4 sesli ve 25 sessiz olmak üzere, 38 harf vardır.

Göktürk Yazısı

Göktürk Yazısı, sağdan sola, yukarıdan aşağıya doğru bitiştirilmeksizin yazılmaktadır.

Göktürk Yazıtları

Tonyukuk, Kültigin ve Bilge Kağan Anıtları, Göktürk Yazıtları’nı oluşturmaktadır.

Tonyukuk Anıtı

Tonyukuk Anıtı, 724 – 726 yılları arasında dikilmiştir.

Bu anıtı diktiren ve üzerindeki yazıları yazdıran Bilge Tonyukuk’tur.

Anıtta, Ne Anlatılmaktadır?

Anıtta, Türkler’in Çin tutsaklığından kurtuluşu anlatılmaktadır.

Anıtta, ayrıca, Göktürkler’in Oğuzlar’la, Kırgızlar’la ve özellikle de Çinli’lerle savaşları anlatılmaktadır.

Kültigin Anıtı

Kültigin Anıtı, 732 yılında, Kültigin için, Yollug Tigin tarafından yazılmıştır.

“Bengi Taş”

Yollug Tigin tarafından yazılan bu kitabelere “Bengi Taş” denilmektedir.

Kültigin Anıtı’nda, Ne Anlatılmaktadır?

Kültigin Anıtı’nda, Kültigin’in ölümü ve yas töreni anlatılmaktadır.

Bilge Kağan Anıtı ve Anlattıkları

Bilge Kağan’ın aktarımıyla, devletin nasıl büyüdüğünün anlatıldığı anıtta, Bilge Kağan’ın Türkler’e iletmek istediği mesajlar, yer almaktadır.

Anıtta, ayrıca, Bilge Kağan’ın cesaretli oluşu anlatılmaktadır.

Uygur Metinleri

Bu eserleri, Uygurlar, kendi alfabeleriyle, 14 harfli Uygur Alfabesi’yle yazmışlardır.

Bazıları, birkaç kelimelik olan bu taşların çoğu, 5 – 10 satırlıktır.

Gerçi, içlerinde, 10 satırı geçenleri de vardır.

Budizm’le İlgili Yüzlerce Eser

Bu yüzlerce esere Doğu Türkistan’daki arkeolojik kazılar sonucu ulaşılmıştır ve bunların çoğu, Budizm’le ilgilidir.

Ki; bu yazıtların ilki, Uygurlar’ın ikinci hükümdarı Moyunçur adına dikilmiştir.

Zaten, yazıt, Moyunçur Devri’nden bahsetmektedir.

Buna ilaveten, Kutlug Bilge Kül Devri’nden de söz etmektedir.

Yazıt, Nerede Bulunmuştur?

Yapılan araştırmalar sonucunda, yazıt, Moğolistan’da, Sine Usu Gölü civarında bulunmuştur.

Eski Türkçe Dönemi’ndeki Yapıtlar

Sekiz Yükmek (Sekiz Yığın), Altın Işık ile Kalyanamkara ve Papamkara Hikâyesi, Eski Türkçe Dönemi yapıtlarıdır.

Sekiz Yükmek (Sekiz Yığın)

Sekiz Yükmek (Sekiz Yığın), çeviri eserdir.

Budizmi benimsemek, tanıtmak ve yaymak amacıyla, Çince’den çevrilmiştir.  

Altın Işık

Altın Işık, aynı şekilde, çeviri eserdir.

Çince’den Uygurca’ya çevrilmiştir.

İçeriği

Altın Işık, lirik bir üslûpla, ağıtları andıran şiirler içermektedir.

Öyle ki; bu şiirlerden biri, Şehzade İle Aç Pars Hikâyesi’dir.

Şiirde, açlıktan ölmek üzere olan bir pars ve onu ölümden kurtarmak isteyen bir şehzade vardır.

Özverili Şehzade

Şehzade, öylesine özverilidir ki; ölmemesi için, kendisini parsa yem etmektedir.

Kalyanamkara ve Papamkara Hikâyesi

Bin Buda Mabetleri’nde bulunan bu eserde de yine bir şehzade vardır.

İyi Yürekli Şehzade

Şehzade, öylesine iyi yüreklidir ki; tüm canlılara yardımcı olmak ve onların birbirlerini öldürmelerine engel olmak istemektedir.

Bunun üzerine, şehzade, çok değerli bir mücevheri ele geçirmek gayesiyle, maceralı bir yolculuğa çıkmıştır.

Hikâyede, bu yolculuk anlatılmaktadır.

Soğd Alfabesi’yle, Budizm ve Mainheizm Üzerine Eserler

Uygurların ikinci devresinde ortaya konulan eserlerde, önemli değişiklikler, kaydedilmektedir. Fark edilmektedir.

Öyle ki; Göktürk Yazısı bırakılmıştır.

Göktürk Alfabesi yerine, Soğd Alfabesi’yle, eserler verilmiştir.

Mainheizm ve özellikle de Budizm dinlerine ilişkin eserler ise, bu devirde, üstün gelmektedir.

ÖZET

Özetleyerek ifade etmek gerekirse, yazıyla takip edilemediği devirleri, Türkçe’nin Karanlık Devirleri’dir.

Türkçe’nin özellikle, Korece ve Japonca ile ortak olduğu dönem ise, Altay Dil Birliği Dönemi’dir.

Türk Dili’nin Ana Altayca’dan ayrıldıktan sonraki ilk dönemiyse, Çuvaş – Türk Dil Birliği Dönemi’dir. Bir başka deyişle, İlk Türkçe Dönemi’dir.

Türkçe’nin Hun Çağı’na denk geldiği dönem ise, Ana Türkçe Dönemi’dir. Öyle ki; bu dönemde, Türkçe, üç kola ayrılmıştır: Kuzey, Doğu ve Batı Hunca.

Türk Dili’nin yazılı en eski belgelerinin bulunduğu dönem ise, Eski Türkçe Dönemi’dir. Ki; bu dönemde, Türkçe’nin etkin bir yazı dili olarak kullanıldığı belgelendirilebilmektedir. Dahası, bu dönem, Göktürk ve Uygur Metinleri olarak, iki gruba ayrılabilir. İki grupta incelenebilir.

Çince Çeviriler

Her ikisi de Eski Türkçe Dönemi eseri olan Sekiz Yükmek (Sekiz Yığın) ve Altın Işık, Çince’den çevrilmiştir.

Çinli’lerle Savaşlar ve Çin Tutsaklığından Kurtuluş

Bir Göktürk Yazıtı olan Tonyukuk Anıtı’ndaysa, bu defasında, Göktürkler’in Çinli’lerle savaşları ve Türkler’in Çin tutsaklığından kurtuluşu anlatılmaktadır.

Dipnot: Şüphesiz; gerçek inanç sahibi tüm insanlara saygıda kusur etmemek gerekir, değil mi? Peki ya, bir Hacı’nın fötr şapkası takması, ne anlama gelmektedir? Üstelik, bu şehir dışında, başka herhangi bir şehirde veyahut bir başka Müslüman ülkesinde, böylesine görünümde, Hacı var mıdır? Fötr şapkalı o Hacı ise, kendi ulvi değerleriyle, gerçek bir inanç sahibidir elbette. Buna ne şüphe? Selâmetle… 

DİĞER YAZILARI Gerger Gençliğinin Bayrak Sevdası 01-01-1970 03:00 Anadolu Arkeolojisi & 1923 Süreci 01-01-1970 03:00 Türk Dili Ve Tarihi Gelişimi – II 01-01-1970 03:00 Gizemli Hastalık Kovid – 19 01-01-1970 03:00 Anadolu Hazineleri Ve Talan Edilişleri 01-01-1970 03:00 Kültürle Dil Ve Aralarındaki İlişki 01-01-1970 03:00 Koronavirüse Karşı, Batılı Arkadaşımın Çabası 01-01-1970 03:00 İnsan Ve Dil, İnsan Ve İletişim 01-01-1970 03:00 Tarihçesiyle Birlikte, Atlı Cirit Ve Dünyaya Tanıtımı 01-01-1970 03:00 Anadolu’da, Vurgun Arkeoloji 01-01-1970 03:00 Şinto 01-01-1970 03:00 Müslüman Olan Hırvat Bayan 01-01-1970 03:00 ABD Kıskacında Balkanlar Ve Toprak Değişimi Fikri 01-01-1970 03:00 Allah, Duanı Kabul Etti 01-01-1970 03:00 2019 Türk Dünyası Kültür Başkenti 01-01-1970 03:00 Kerbela Hâdisesi 01-01-1970 03:00 Tanrı’nın Eseri Opus Dei 01-01-1970 03:00 Batı Trakya’ya Destek, Kesintisiz Devam Etmeli 01-01-1970 03:00 Anadolu Kazıldıkça Kazılıyor 01-01-1970 03:00 Üstün Özellikteki Karıncalar 01-01-1970 03:00 Bofa Balıkları Ve Faydaları 01-01-1970 03:00 Anadolu Arkeolojisi Suiistimali 01-01-1970 03:00