Başbakan Muhalefete Soyundu

Sayın Başbakanımız sanki on yıldır iktidar değil de iktidara gelmeye aday bir partinin genel başkanı gibi konuşmaya başladı.
 
Diyor ki;
 
“… Öğretmenler az çalışıyor, aldığı parayı hak etmiyor, biz iktidara geldiğimizde öğretmenleri çalıştıracağız, elli binin üzerinde sıfır çeken üniversite adayının hesabını soracağız, hatta tatil aralarını kısa tutup öğretmenleri yeniden eğitime alarak onların standartlarını yükselteceğiz. Sıfır çeken öğrencinin, öğretmenini hesaba çekeceğiz.
 
Ama bunun için iktidara gelmemiz lazım!.”
 
 
“… Sezaryen gereksiz uygulanırsa sakıncalıdır, bunları herkes biliyor; fakat batılıların bize dayattığı şey; hem kadınlarımızı yarım bırakma hem de gizli doğum kontrol aracıdır.
 
Bebek ya da annenin hayati tehlike riski yoksa uygulanmamalıdır…”

 
Aynen kabul ediyoruz, destekliyoruz ama bu sözü iktidara gelmeyi planlayan bir partinin genel başkanının söylemesi gerekiyordu.
 
Ya başbakanımız bunu söylerken on yıldır iktidarda olduğunu unuttu ya da muhalefete; muhalefet sizin yaptığınız gibi değil böyle yapılır, diyerek yol gösteriyor.
 
Evet, Türkiye’de sezaryen Dünya ve Avrupa ortalamasının çok üzerinde..
 
Genelde oran % 15 seviyesindeyken bizde % 50 civarında olduğu söyleniyor. Birçok ülke bu yolu zorunlu hallerde kullanırken bizde farklı gerekçelerle uygulanıyor.
 
Bunun sebeplerine baktığımızda performans sistemi, rahata düşkünlük, çevre etkisi gibi sebepler başta geliyor. Bazı yerlerde normal doğum geri kalmışlık olarak bile algılanıyor.
 
“Haksız yere bir insanı öldürmek, insanlığı öldürmek gibidir.”

Bu kürtaj için de geçerlidir, normal hayatta da geçerlidir. Ya da Irak’ta bir buçuk milyon insan ölürken öldürenlere yardımcı olurken de geçerlidir.
 
Az önce ifade etmeye çalıştığım gibi, ya başbakan iktidar olduğunu unutuyor ya da beceriksiz muhalefete nasıl muhalefet yapılacağına dair yol gösteriyor.
 

Şimdi biz de bir soru soruyoruz..
 
Sezaryen, kürtaj gibi konular başbakanın gündemini meşgul etmemesi gerekmez mi?
 
Çünkü bölgenin lider ülkesiyiz!
 
Başbakanımızın daha önemli gündemleri olmalı. Bu bir teknik konu başbakan ne bilir gibi söylemlere katılmıyoruz
 
Başbakanın da kendine göre danışmanları vardır. Gerekli bilgiyi pekala alabilir ama bu konu daha alt düzey bir yetkili tarafından gündeme getirilmeliydi.
 
Ve bunun bir cinayet olduğu düşünülüyorsa, on yıldır neden müsaade edildi?
 
Bir soru da zina ile ilgili soralım..
 
Hani şu başbakanımızın ‘bu konu bizim iç meselemiz buna kim karışabilir’ deyip Brüksel’e gidip orada her ne oldu ise, apar topar meclisi toplatıp çıkartılan zina yasası.
 
Acaba ilgililer, din adamları zinayla ilgili ne düşünüyor merak ediyoruz…
 
Esen kalın..