Konuşmacılar, “Çarşamba Konuşmaları” gibi etkinliklerin serbest düşünce platformu olarak üniversite kavramının gerektirdiği faaliyetler olduğunu vurguladılar. Çarşamba Konuşmalarının, disiplinlerarasılık bağlamında ancak üniversitenin farklı bölümlerindeki öğretim üyelerinin konuşmalarıyla amacına ulaşabileceğini söyleyen konuşmacılar, ayrıca bu konuşmaların en etkin konuşmacılarının üniversite öğrencileri olmasını temenni ettiklerini bildirdiler.
Prof. Dr. Yavuz Demir konuşmasında, önermiş olduğu “story-based üniversite” modeline, yani hikâyesi olan bir üniversitenin varlığının önemine dikkat çekti. Prof. Demir, “Hikâye varlığın esasıdır. Binbir Gece Masalları’nda, sultanın otoritesi ne mahkûmu öldürmeye yeter ne de başka bir şeye. Binbir Gece Masalları’nın kazanan tek kişisi vardır: Hikâye.” dedi. Demir, üniversite kavramını sorgularken ayrıca, ülkemizin sorununun biraz da “üçüncünün varlığını bilmeme” sorunu olduğu vurguladı. Demir, “Biz hep iki şey arasında kaldık. Biz de batı var doğu var, kültür var medeniyet var. Ama üçüncü yok. Bizim sorunumuz medeniyetler krizi bağlamında iki aynanın arasında kalan insanın sorunudur. İki aynanın arasında kalan kişi kendi bedenini görmek yerine bir ucubeyi görür. Üniversite bu iki ayna arasında kalan insanı kurtarabilecek tek alandır.” diye konuştu.
Programa öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
ÇARŞAMBA KONUŞMALARI BAŞLADI
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından 2008 yılından beri sürdürülmekte olan “Çarşamba Konuşmaları”nın 2013-2014 güz yarı dönemi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yavuz Demir, Prof. Dr. Şaban Sağlık ve Yrd. Doç. Dr. Dursun Ali Tökel’in, “Az Gelişmişlik, Düz Gelişmişlik Dere Tepe Düz Gelişmişlik” adlı konuşmaları ile başladı.
admin
