https://www.akasyam.com/files/uploads/user/-15e34aaf99.png
Ümit Zeynep KAYABAŞ

Bir duruşu olmalı iyiliğin de…

13-12-2019 09:09

İyiliğin memleketi kalptir. Kalbinden ayrılanın, huzuru yoktur. Güzel olan her şeyin bir bir sömürüldüğü, tüketim çağında dik bir duruş, yeniden mutluluk istiyorsak, iyilik evine geri dönmeliyiz. Masum olduğumuz, birbirimizin elini çıkarsız tuttuğumuz günleri özlemeyen var mı?

En küçük yanlışta utanıp, kızardığımız anlara sarılamıyorsak bilin ki insanca yaşamdan çok uzaktayız. İyiliğin kalbi vicdan, gözleri adalet, elleri merhamet, ayakları vefa, kolları güven, yüzü mütevazı ! iyiliğin kanı, sır. Damarları haysiyet, Teni hoş görü, nefesi saygı. İyiliğin yüzü alın teri, bakışları kul hakkı. Kokusu teslimiyet. Evet, sevginin de tarifi değil mi bu! Hani bizi hırpalayan, yoran dostluğun da… Hiçbir şeye geç kalmadık. Kendimizi küçük bir sorguya çekip, içimizdeki iyiliğe şans vermeliyiz. Af adlı duygunun rengidir gün batımları. “İyiliğin ilmine sahip olamayana, bütün diğer ilimler zarar verir.” Diyen Montaigne’nin bu cesur ve haklı cümlesine düğümlenip, nefes almak hepimizi rahatlacaktır.

Orijinal adı, “Chaharshanbeh,19 Ordibehesht olan İran yapımı film, Vicdanın Sesi olarak da bilinir. 2015 yılında gösterime giren bu film, oğlunu küçük yaşta kaybeden bir babanın, on bin dolarlık bağış yapmak için, verdiği gazete ilanı sonrası olayları konu alır. Polisin müdahalede zorlandığı kalabalık, ihtiyaç sahiplerinin ürkütücü hikâyeleri ve parayı almak için direnen iki kadın. Vicdanın sesi ile iyiliğe sürüklenen adamın karşısına yeniden vicdan çıkar ve zorlanır. İyiliğin bizi getirdiği yer, mağduriyet ve kargaşa olmamalı. İyilikte de özenli olmalıyız. Ahlaksızlığın temelini teşkil eden menfaat, güçsüzü ezdiren sistemi savundurur. Manevi dünyamızın depolarını hızla boşalttık. Ego denilen zehir, sarmaşık misali yayılıyor topluma. Biz kimiz sorusunu sorun arada kendinize. Ama sorun. Bir iş adamı bir yandan engelliler için dernekler kuruyor, huzur evlerini ziyaret ediyor, cami-çeşme yaptırıyor diğer yandan iş yerinde garibanın hakkı yiyor. Üç kuruşa işçi çalıştırıyor, sigorta yapmıyor, çalışanı aşağılıyor, vergi kaçırıyor. Hem ahlaksız yap hem de temiz toplum için savaş. Hayır hasenat ile göz boya sonra da vicdan ile didiş. Para hırsı kalbi kör edince iyiliği kullanmaktan utanmaz insan. Bu zihniyet toplumun suç oranının yükselmesine hizmet eder. Hırsızlık, dolandırıcılık, zehir tüccarlığı, çocuğu taciz gibi hayvani güdüler girer devreye. İyiliğin altını eştiğinizde yalan, riya gösteriş, israf gibi insanlık dışı haller buluyorsanız bilin ki manevi değerlere karşı hassasiyetiniz kullanılmıştır. “Eğer iyiliğin nedeni varsa, sonunda bir ödül varsa o iyilik değildir.” demiş Tolstoy. Haklı da. Menfaatin cebinde iyilik olmaz ki. Aldatmayalım kendimizi. İyiliğin de bir duruşu olmalı. Fonda zaaf ve alışkanlıklar olmamalı. Merkezine inancını alan kişi, kulluk vazifesini ve iyilik için uğraşırken, diğer uçta birinin mağduriyeti için didiniyorsa, onu zor durumda bırakmaktan adeta zevk alıyorsa geçtiği boyut, zalimliktir. Bunlar gurur ve kibir abidesi,” ene ene” diyenler! Bunlar rezilce yaşayan insan müsveddeleri. İyiliğin elbisesini sökmeye çalışanlar, ölüm ile kaplanışı unutanlardır. İnsanın, insan kalma borcu vardır bu dünyaya. Vurdum duymazlık virüsüne dur demeliyiz. Bugünün penceresinde, Oğuz Atay’ın sesi: “Korkuyoruz. Düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. İnsan olmaktan korkuyoruz. İnsan yerine bir yığın kuklalar yaratıyoruz.”

Ümit Zeynep KAYABAŞ

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI Güven Zor Bir Duygudur… Sabır Sanatı! Dijital Çağda Edep… Sanat Günlükleri ve Sezai Karakoç… Müslüman’da Adalet… Tarımda problemler ve toprak disiplini… Nafaka mağdurları, şiddet ve aile… Doyumsuzluk Şehveti… Vicdan Ve İsraf Kadına şiddet, ahlak ve adalet zayıflığıdır! Kültürde Çürüme, Moda İle Tükenme… Sevginin samimiyeti ve mutluluk… Erkek Ve Kadın Üstünlüğü İle Yıkılan, Parçalanan Aileler… Ahlaki paradoks Müslüman’ın Ego İle İmtihanı İstanbul Ve Adalet… Aile Birliğini Bozan Medya Ve Boşanmalar… Üretemiyoruz, Birbirimizi Suçluyoruz Ve Yalnızlaşıyoruz… Kendini hesaba çeken insan ve “Çağrı” Şehir Ve İnsanca Yaşama Sanatı… Çalışan kadın sorunu ve aile… Harem-i Şerif’te selfie ve tüketim… Huzuru nasıl tüketiyoruz! Paris’i selamlayan kitaplar… Şehir Kimliği Ve Aile… Toprak huzuru ve tarımda çöküş… Nerede o eski dostluklar mı diyoruz… Avrupa’da Müslüman Aileler, Kadınlar Ve Çocuklar… Başörtüsü Ve Medeniyet… Gençler Kültüründen Kopmuyor, Koparılıyor… Nokta kadar menfaat için, virgül kadar eğilme! Televizyon Dizilerinin Aileye Etkisi… Sosyal Medya Çılgınlığı… Hayaller Ve Gerçekler… Anne, Kadın Ve Şiddet… Gençlik, Bizler Ve Doğruluk… Ramazan’da yardım kolisi geleneği ve belediyeler İnternet, mahremiyet ve gençlik! Arayış İçinde Olan İnsan Halleri… Erguvan, Diriliş Ve İstanbul İç yolculuğumuz Anne Rızası, Umut Kin ve öfke; Kalbin Hesaplaşması Paris’te şiir ve şiir ne istiyor? İyilik Tutulması Ve Azalan Bereket Gençler Anlaşılmak İstiyor -Yarının Türkiye’si- Vefasızlık, Toplum Güvensizliği -Robotlaşma- Dostluk, Kalp Huzuru Ve Duyguların Bedeli Sevginin Estetiği Toplum Huzuru Ve Güven… İnsani Değerler Tablosu -Haz- Mutluluk Tanımımız Yanlış Aile Kültürü Ve Huzur Kültürde Şaire Bir Parantez Anlama Biçimleriyle Yüzleşmek İnsanlık Kaybı Ve Umut Sarı Yeleklilerin Protestosu Sarı yeleklilerin dinmeyen tansiyonu! ​Sevginin dili paylaştıkça anlaşılır! Bobigny Müslüman Mezarlığı Yarına Samimiyet Bırakmak Paris‘te Akşamüzeri… Çocukluğum Ve Necip Fazıl Vel asr’i Başlangıç Kaybediş – Bir Medeniyetin Durdurulması Vel Asr’i - İnsan - Diriliş… İnsanın İç Haritası –Denge- Değişirken Kirleniyoruz… Akif İnan’da sanatsal duruş: Şairin İç Haritası… Sait Faik ve Gerideki Adam