https://www.akasyam.com/files/uploads/user/-15e34aaf99.png
Ümit Zeynep KAYABAŞ

Erguvan, Diriliş Ve İstanbul

12-04-2019 10:27

Bir şehri anlatıldığı kadar anlatılamadığı halini de bağrına basmak koşulsuz, beklentisiz bir sevgidir.

Birçok kültürde canlılığını korumuş olan erguvanlar, Osmanlı’nın gözdesi ve bahar nefesi olmuştur. Asaletin ve zarafetin simgesi olan erguvanlar, İstanbul boğazının en güçlü rengidir. Sadık bir dost edasında, büyüleyici güzellikleri ile huzurun sembolü, aşkın da ev sahibidirler. Şairlerin, yazarların, ressamların baş tacı olan erguvanlar, kısa ömürleri ile yolcu oluşu hatırlatırlar. Şehrin gürültü yaşamı, stresi, bunaltıcı havasında nerden geldiğini ve kim olduğunu unutan insana, aslını fısıldar erguvan ağaçları. Yani şehir kimliğinin ardındaki köklü tarihi. Yaşamak için hızlı koşuyu tempo edinen günümüz insanı, beton duvarların gölgesinde arar manevi dokuyu. İstanbul’un yeşil ve mavi duruşunu, betonlara gömen modern algı, bir iç kıyımdır aslında. Erguvanların o muazzam renk yelpazesi, kaybolan insanlığa vurgudur. Güçlü ve asil bakışları, kısacık ziyaretleri ile dostluğu tazeleyip, veda ederler hemen. Sevgiyi, aşkı, vefayı, bağlılığı hatırlatıp, hızla uzaklaşırlar. Erguvan unutulmuşluğa sitemdir. Bahar başlangıç çizgisidir. Toprak içine çektiği nefesi bırakınca her şey yeniden canlanır. Yeşilin, beyazın mavinin, pembenin kollarını sonuna kadar açışı, görsel şölene dönüşür. Bu kışkırtıcı güzelliği, hafif vuruşlarla tabloya çizen nisan, heyecan ve umut demektir. Başlangıcı bestesini, (toprağa ait oluşluğu) renklerin melodisi ile yüreğe fısıldayan nisan, insana kendini hatırlatır.

Yorgunluğumuz, kırgınlığımız, küslüklerimiz ve güvensizliğimiz yani yaralarımız, baharın gelişi ile diriliş ezgisine sarılır. Bir devir daim nöbeti olan bahar, ruha hoş görü ve affı giydirir. Şairin dediği gibi ‘erguvan imparatorluğu’ ve tarih kokusu, şehrin uyumu, düzeni ve adaleti ile birleşen estetik duruşu, bizi geçmişe taşır.

Erguvanların şehre hükmedip, ardından da hemen terk edişleri yolculuk telaşıdır.

Öze düğümlenişi öne çıkartan erguvan ağaçları, iç dünyayı toparlayarak aniden kaybolurlar. Dur diyesi gelir insanın bu tatlı akışa. Ama zaman hep kendi bildiğini okur. İstanbul’a âşık olan herkes şehrin eski, sade duru güzelliğini arar. Boğaz’da, tepelerde erguvanlarla selamlaşmak, geçmişi anımsamak şehrin eski manevi güzelliğini teslim almak gibidir.

Sabahın ilk ışıkları, erguvanların yüzüne vurdukça İstanbul, coşkulu İstanbul olur.

Nisanın yağmurları, erguvan kokulu mektuplar yazar kendine. Ve bütün gözleri kendine hayran bırakır. ‘Erguvan hep sevmiştir utangaçlığı/Kim bilmiş ki, görmeye gelmez sırrın.’ diyen Tanpınar geliyor yanıma. Üsküdar da yürürken, sessizlik aramızı açıyor. Kızıl bir tümseğe saplanmanın heyecanı ile ikimizde aynı şey düşünüyoruz, erguvanları. Yeryüzünden geçiş dansını, rüya renklerini bize sunan erguvanlar, İstanbul’u ölümsüz kılıyor içimizde.

Bir şehri anlatıldığı kadar anlatılamadığı halini de bağrına basmak koşulsuz, beklentisiz bir sevgidir. Günden bir mendilin etrafını erguvan ile teyellemek, hayallerin içini sabır ile döşemek gibidir. Kim bilir kaç hatıranın kıymığı saplı ruhumuza; kimisi kin, nefret! Kimisi de af, sevgi. Erguvanlar biraz da kimsesizlik ve yalnızlık demektir. Kaçıp gitmek isteyen bir huzurdur adeta. Gücünü tarihten alan, sanatkârların dokunuşunu bugüne taşıyan, şiirlere ilham olmuş İstanbul’ da erguvan mevsimi, merhamet ve diriliştir. Bugünün kapısına bir erguvan dalı bırakıyorum  -yani af ve vefayı.-

Ümit Zeynep KAYABAŞ

Neler Söylendi?

DİĞER YAZILARI Güven Zor Bir Duygudur… Sabır Sanatı! Dijital Çağda Edep… Sanat Günlükleri ve Sezai Karakoç… Müslüman’da Adalet… Tarımda problemler ve toprak disiplini… Bir duruşu olmalı iyiliğin de… Nafaka mağdurları, şiddet ve aile… Doyumsuzluk Şehveti… Vicdan Ve İsraf Kadına şiddet, ahlak ve adalet zayıflığıdır! Kültürde Çürüme, Moda İle Tükenme… Sevginin samimiyeti ve mutluluk… Erkek Ve Kadın Üstünlüğü İle Yıkılan, Parçalanan Aileler… Ahlaki paradoks Müslüman’ın Ego İle İmtihanı İstanbul Ve Adalet… Aile Birliğini Bozan Medya Ve Boşanmalar… Üretemiyoruz, Birbirimizi Suçluyoruz Ve Yalnızlaşıyoruz… Kendini hesaba çeken insan ve “Çağrı” Şehir Ve İnsanca Yaşama Sanatı… Çalışan kadın sorunu ve aile… Harem-i Şerif’te selfie ve tüketim… Huzuru nasıl tüketiyoruz! Paris’i selamlayan kitaplar… Şehir Kimliği Ve Aile… Toprak huzuru ve tarımda çöküş… Nerede o eski dostluklar mı diyoruz… Avrupa’da Müslüman Aileler, Kadınlar Ve Çocuklar… Başörtüsü Ve Medeniyet… Gençler Kültüründen Kopmuyor, Koparılıyor… Nokta kadar menfaat için, virgül kadar eğilme! Televizyon Dizilerinin Aileye Etkisi… Sosyal Medya Çılgınlığı… Hayaller Ve Gerçekler… Anne, Kadın Ve Şiddet… Gençlik, Bizler Ve Doğruluk… Ramazan’da yardım kolisi geleneği ve belediyeler İnternet, mahremiyet ve gençlik! Arayış İçinde Olan İnsan Halleri… İç yolculuğumuz Anne Rızası, Umut Kin ve öfke; Kalbin Hesaplaşması Paris’te şiir ve şiir ne istiyor? İyilik Tutulması Ve Azalan Bereket Gençler Anlaşılmak İstiyor -Yarının Türkiye’si- Vefasızlık, Toplum Güvensizliği -Robotlaşma- Dostluk, Kalp Huzuru Ve Duyguların Bedeli Sevginin Estetiği Toplum Huzuru Ve Güven… İnsani Değerler Tablosu -Haz- Mutluluk Tanımımız Yanlış Aile Kültürü Ve Huzur Kültürde Şaire Bir Parantez Anlama Biçimleriyle Yüzleşmek İnsanlık Kaybı Ve Umut Sarı Yeleklilerin Protestosu Sarı yeleklilerin dinmeyen tansiyonu! ​Sevginin dili paylaştıkça anlaşılır! Bobigny Müslüman Mezarlığı Yarına Samimiyet Bırakmak Paris‘te Akşamüzeri… Çocukluğum Ve Necip Fazıl Vel asr’i Başlangıç Kaybediş – Bir Medeniyetin Durdurulması Vel Asr’i - İnsan - Diriliş… İnsanın İç Haritası –Denge- Değişirken Kirleniyoruz… Akif İnan’da sanatsal duruş: Şairin İç Haritası… Sait Faik ve Gerideki Adam