“Kardeşler arasına heyhat, sû-i zan düştü
Zedelendi sağduyu; körleşen iz’ân düştü
Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın
İnsanlık bahçemize sensizlik hazân düştü”
mısralarına muhatap olan mevzulara sarihan temas etmeyi sevmediğim bilinir. Sünnet-i Resulullah’a ittiba ederek, şahıs ismi vermeden “ortaya” konuşma adetim alışılmıştır zannederim.
“Bak Şu Konuşana” makalem ( hyilmaz.net) hemen hemen en “münekkid” yazım olmasına rağmen, orada bile sarih bir “has isim” bulamazsınız. Bunun hikmet açısından izahını yapmak sadet haricine çıkmak olur ki o da belağat ölçülerine uymaz biliyorum.
Bir sohbette bulunuyordum geçenlerde. “Muhali talep” ederek “mümkün her hükumete” muhalefet eden “gayr-ı memnun” bir eski dost, iki körün dolma yeme hikayesi gibi bu hükümetin askeri hükümetten de beter olduğunu fısıldıyordu yanındakinin kulağına ( Dava sahibiysen ve hak iddian varsa umuma açık desene.)
Takip ettiğini iddia ettiği Üstad’ının “müsbet hareket” emrini duyan ama bunu “yaşayamayan” birinden sudur eden manayı okulumdaki Eğitim-Sen’li “arkadaşlardan”, Bediüzzaman Hazretlerinin “Azam şer” dediği canipten de ve işitince bir düşündüm ki sormayın.
Bu talihsiz benzetme, bir gazetenin –camiaya ait iddialı gazetenin- manşetinde de kullanılmıştı ve orada çalışan bir “gayretkeş”in şahsi yorumuydu. Bazı “ulusal ya da ulusallaşmış” gazetelerdeki “asparagas” haber yapanların yorumuyla bütün bir topluluğun mesul tutulamayacağı gibi…
“Askeri dönem” yorumuna ATV’deki canlı yayında ne güzel cevap vermişti Başbakan:
“ Dershaneleri teslim alma gibi teklif için diyeceğim ki ne münasebet. Bunu 28 Şubat askeri idaresine yapıp aynı teklifi bize yapmamaları manalıdır. Bunu talihsiz bir beyan olarak görüyorum.”
Hem bir veli, hem de eğitimci olarak üniversiteye hazırlanma haline “ devlet olarak” başka bir zemini denkleme dahil etme projeleri hazırlayıp velileri maddeten zorlayan bir rant kapısına dönen ve sadece dörtte biri camianın olan dershanelerin kapatılıp özel okula çevrilmesi kararını alkışlıyorum.
... Ama bu kararın boşluklarından faydalanılarak tekrar açılan Etüd Merkezlerini de kapatılan Fetö dershaneleri gibi görmek mümkün. Çünkü maalesef aynı fonksiyonu yapıyorlar.
Bu fonksiyonların neler olduğunu sonraki yazımda ele almak istiyorum.