Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 27-05-2012 10:28   Güncelleme : 27-05-2012 10:28

Yaşamın Anlamı

Yaşamın ne olduğu, ne anlam ifade ettiği, neden varolduğumuz yüzyıllardır insanoğlunun kafasını meşgul etmiş bir sorudur

Yaşamın Anlamı
Yaşamın ne olduğu, ne anlam ifade ettiği, neden varolduğumuz yüzyıllardır insanoğlunun kafasını meşgul etmiş bir sorudur. Bugüne kadar yapılan tanımlamalar ve analizlere baktığımızda ise birbirini tutmayan pek çok tanımlama olduğunu görmekteyiz. Tanımlayan kişinin içinde bulunduğu sosyolojik ortam, ruh hali, ekonomik düzeyi, hayattan beklentileri, yaşam tarzı ve her şeyden önemlisi de yaşı bu tanımlamaya önemli düzeyde etki etmektedir.

Yaşamın ilk yıllarında bir çocuk için en önemli şey oyun oynamak iken yaş ilerledikçe ve gençlik çağına geldikçe, biraz da hormonların etkisi ve doğanın verdiği sürekliliği sağlama güdüsü nedeniyle cinsellik daha ön plana çıkmaktadır. Her ne kadar çok belirgin bir şekilde belli edilmese bile kanın kaynadığı dönemler olan bu çağlarda hayatın tanımı çok değişmektedir. Her şey artık bu yeni duruma göre şekillenmekte ve anlam kazanmaktadır. Ancak yaş ilerledikçe, hayattan o an için beklenen ve anlam katan şeyler elde edildikçe hayatın anlamının doğrudan cinsellik olmadığı, sadece bir kısmının bu olduğu fark edilmekte, hayata anlam katma noktasında yeni yaklaşımlar gelişmektedir. Yaş, olgunluk denilen orta yaş dönemine doğru ilerledikçe hayatın anlamı daha bir farklılaşmakta sosyalleşme olgusu daha ön plana çıkmaktadır. Artık hareket kabiliyeti azalmaya başlamaktadır. Bu dönemde gelecek nesilleri yetiştirme merkezli koruma duygusu ön plana çıkmaktadır. Ve bu zamanda hayatın anlamı değişmekte ve daha farklı bir hal almaktadır.

Aslında yaşam ilerledikçe ve hayatın bize kattığı birikimler çoğaldıkça sürekli bir anlam kayması olmakta ve bu durum sürgit devam etmektedir. Kendi kendimize hayatın anlamını sorgulama durumu yaşadıkça ve sürekli devam etmekte, hep kendimizin bu anlamı bulduğumuzu düşünmekteyiz. Oysa hayat herkes için farklı anlam taşımakta ve herkes kendince anlamlandırmaktadır. Ve ne yazık ki herkes kendi bulduğu anlamın en doğrusu olduğunu düşünmektedir. Tarih şunu göstermiştir ki geçen zaman içerisinde, belki de kısa sürede değiştireceği bir düşünceye sahip olmaktadır.

Bu durumda şunu sormak lazım. Hayatın anlamı, gayesi nedir? Veya en doğru tanımlama ile hayat nedir? Çağlara göre, kişiye göre, ortama göre, ülkeye göre, kısacası çevresel faktörlerin dahi etkileyemediği bir şekilde tanımlamak gerekirse hayat nedir? İşte insanoğlunun yıllarca aradığı, buldum sandığı anda yanıldığı, ama hayatının en son demlerinde ise gerçekten bulduğu şeydir hayatın tanımı. Kaçınılmaz gerçeğin, faydası olmayacak anda ortaya çıktığı bir dönemdir artık. Oysa kutsal kitaplar bu konuda çok net yaklaşımlarda bulunarak hayat hakkında ipuçları vermeye çalışmıştır. İnsanoğlu ise ötelerden gelen bu sese kulak vermemiş, verse de bulunduğu konum gereği fazla üzerinde durmamıştır. Bir koşuşturmaca içerisinde hayatını yaşamak adına, hayatı ve anlamını anlayamamıştır.

Hayat insana şöyle bir oyun oynamaktadır. İlk bebeklik ve çocukluk döneminde yaşadıklarımızı ömrümüzün sonuna doğru bize tekrar yaşatmaktadır. Yemek yerken dökme, nazlanma, ağlama, alınganlık, çocuksu davranışlar, ilgi çekme vs. Arada tek bir farkla. Çocukken anlamadığımız bu hayatın anlamı, yaşlılıkta anlarız. Çocukken elimizde bir oyuncakla eğlenip vakit geçirirken, yaşlandığımızda farkına varırız ki aslında hayatımız, en büyük oyun ve eğlence imiş. Ve bizi bu günlere kadar oyalamış. Tıpkı Kuran-ı Kerim’de Enam Süresi 6. ayette belirtildiği gibi;

“Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir.” 
 
adminadmin