Spor İstanbul Ve Yüzme Bilinci

Giriş

Yüzme yaşam boyunca herkese lazım olan önemli bir spordur. Bilindiği gibi Türkiye’nin 3 tarafı sularla kaplıdır. Haliyle sahilleriyle meşhur olan ülkemizde yüzmek önemli bir aktiviteye de dönüşüyor. Bütün eğitimler çocukluk döneminde başlar. Yüzme eğitimi de çocukluk döneminde başlar, başlamalıdır. Çünkü daha sonra yaşınız geçtikten sonra yüzme öğrenmek pekte kolay olmuyor. Çocuklar, her şeyi çok daha çabuk öğrenirler. Bu kısa girişten sonra konuyu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Spor İstanbul’a getirmek istiyorum.

Çok Şükür Çekmeköy’de Yüzmeyi Sevdiren Hocalar Var

Spor İstanbul Yüzme konusunda İstanbullulara çok önemli hizmet sunmaktadır. Yüzme bilenler buralarda spor ve stres atmak adına yüzüyorlar. Ayrıca birçok çocuk ve vatandaşımız buralarda yüzme eğitimi alıyorlar. Eğitime, kaliteyi eğitmen katar. Eğitmen iyi bir eğitimciyse, öğrencilerde iyi olur. Bunun temel kuralı, eğitimi sevdirmektir.

Bu noktada yüzme hocaları, eğitim verdikleri insanlara yüzmeyi sevdirmeyi başarırlarsa işleri daha kolay olur. Çünkü yüzmeye gelen her vatandaş, boğulma psikolojisiyle geliyor. Yüzme hocaları bu anlamda eğitime üç sıfır geriden başlıyor diyebiliriz. Yani işleri oldukça zor.

Ben yaklaşık 3 yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Çekmeköy Spor Kompleksi’nde yüzme derslerini yakından takip ediyorum. Bu alanda verilen hizmetin çok iyi olduğunun altını çizmekte yarar görüyorum. Binaları ve yapılan hizmetleri anlamlı kılan şüphesiz içinde ki insanlardır. Yani çalışan personellerdir. Çünkü onlar bu hizmetin görünen yüzleridir.

Yüzmenin Üstatları Çekmeköy’de

Bu minvalde Çekmeköy Spor Kompleksi’nde yüzme eğitiminde göstermiş oldukları özverili çalışmalarından dolayı, Sayın Kubilay Topçu, Metin Yavuz, Vural Keskin, Şafak Albayrak, Yavuz Yıldırım, Ahmet Asım Çakıroğlu hocalarımıza teşekkür ediyorum. Gerçekten onlar birçok şeyi hak ediyorlar.

Bu arkadaşların işlerini yürekten yaptıklarını söylemem gerekiyor. Gerek yetişkinlerle, gerekse çocuklarla, birebir yakından ilgilenmeleri, onlara güler yüz göstermeleri, yüzmedeki teknik bilgileri defalarca, sabırla, büyük bir özveri ile anlatmaları gerçekten taktiri hak eden bir davranıştır. Yaptıkları güzel çalışmaları, dostane yaklaşımlarını buraya yazamaya kalksak sayfalarımız yetersiz kalacak. Onun için bu kadarla yeniyoruz.

İnsanlara Teşekkür Etmesini Bilmeyen, Allah’a Şükretmesini Bilmez

Malum olduğu üzere bizim milletimiz maalesef genelde güzel olanı değil, kusurlu olanı göremeye çalışırlar. Bizde teşekkür az, şikâyet çoktur. Ben bu ekibin işini çok iyi yaptıklarına şahit oldum, olmaya da devam ediyorum. Yetkililere buradan sesleniyorum; memnuniyetimi dostlarıma anlattım, birde buradan size anlatıyorum. Bu ekip işini iyi yapıyor. İşini iyi yapan ekibe destek olmak, yardımcı olmak, önlerini açmakta size düşüyor. Bunun için hem Çekmeköy Spor Kompleksi çok şanslı, hem de Çekmeköylüler çok şanslı…

Sonuç

Yazımızın girişinde yüzmenin önemine işaret ettik. Bu konuda Hz. Muhammed (s.a.s.)’in insanları yüzmeyi öğrenmeye teşvik ettiği bilinmektedir.

Konumuzu pekiştirmek adına meşhur bir hikâye anlatılır:

“Kendini beğenmiş bir gramer (nahiv) bilgini, boğazdan karşıya geçmek için bir kayık kiraladı ve kurumla oturdu yerine.

Kayıkçı, olgun ve alçak gönüllü bir insandı. Hiç ses çıkarmadan küreklere asılıyor, yolcusunu sağ salim karşıya geçirmek ve üç beş kuruş kazanmak istiyordu.

Denizin orta yerine geldikleri sırada Bilgin küçümser bir eda içinde sordu:

-Sen hiç gramer okudun mu? Dil biliminden anlar mısın?

Kayıkçı:

-Hayır efendim dedi, ben cahil bir kayıkçıyım, dediğiniz şeylerden hiç anlamam.

-Vah vah dedi Bilgin, ömrünün yarısı boşa geçmiş!..

Böyle bir süre ilerledikten sonra rüzgar şiddetini artırmaya, dalgalar büyümeye başladı. Denizde fırtına çıkmış, Bilgin korkmaya başlamıştı.

Kayıkçı olağanüstü bir güçle kurtulmaya, sağ salim karşı kıyıya geçmeye çalışıyordu. Gördü ki artık kurtuluş ümidi yok, Bilgine dönüp sordu:

-Efendim, yüzme bilir misiniz?

Bilgin:

-Ne yazık ki bilmiyorum diye inledi.

O zaman kayıkçı:

-Vah vah dedi, şimdi ömrünün hepsi boşa gidecek! Keşke gramer bileceğinize benim gibi yüzme bilseydiniz de canınızı kurtarsaydınız...”