Bir canlı 54 defa ölür mü?

M. Burhan HEDBİ

24-08-2016 10:53

Evet, şayet o canlı insan ise değil 54 defa, kaç insan haksız yere öldürülürse o da o kadar kez ölür.

Haksız yere öldürülen her mazlumun, geride kalan biz duyarsızlara "Bize ağlamayın kendinize ağlayın." diye seslendiğini düşünüyorum.

Ey zalimlerden taraf olanlar, ahlaksız ve ilkesiz bir toplumda alkışlandığınız için sevinmeyin ve iyi bir iş yaptığınızı sanmayın!

Ey ilkeli yalnız adam, ahlaksız ve ilkesiz bir toplumda alkışlanmadığın için üzülme!

Ahlaksız ve ilkesiz bir toplumda alkışlandığın sürece, bil ki o ahlaksız ve ilkesizleri memnun edici şeyler yapıyorsun, iyi şeyler yaptığını sanma sakın; ancak seni alkışlamayı ve/veya takdir etmeyi bıraktıklarında iyi şeyler yaptığını düşünebilirsin.

Bu bağlamda coğrafyamız kan gölüne dönüşmüşken hiç kimse kusura bakmasın: Beni sevmeniz için arzu ettiğinizi övmem veya yermem gerekiyorsa, kalsın!

Günümüzde her şeyde değişimin had safhasına gelindiği gibi sevinç ve hüzünlerimizde de değişim oluştu. Zira insanlığımız ve insani değerlerimiz de değişti, tabiri caizse yozlaştı... Günümüz insanları da sadece 'canlı' olmaya başladı...

17.5.2016 Diyarbakır’ın Dürümlü/Tanışık köyünde patlatılan bir kamyon dolusu bombayla 13 köylü katledildi. 16 kişiden geriye kalan doku parçalarının toplam ağırlığı 60 kilogram. 27.07.2016 Kamışlı halkını hedef alan bombalı saldırıda yaklaşık 50 kişi hayatını kaybetti. Ve son olarak 20.08.2016 Gaziantep'te yaşamın ve insanlığın idamesi olan bir düğüne yapılan 'canlı' bomba saldırısında yaşamını yitiren 54 masum can-insan. Ve Gaziantep katliamın hemen ardında Kerkük'te yine çocuk yaşta bir 'canlı' bombacı kendini patlatmadan yakalanıyor. Gaziantep vahşetini gerçekleştiren ‘canlı’ bomba eylemcisi 12-14 yaşlarında bir çocuk. Kerkük şehrinde son anda fark edilerek yakalanan ‘canlı’ bomba eylemcisi de 12 yaşındaki bir çocuk.

Bu vahşetlerin mağdurlarına acımayı, üzülmeyi geçtim, artık utanıyorum. Vallahi bu vahşetler yüzünden artık kendi çocuklarımın yüzüne bakmaya utanıyorum.

Ey insanlığını yitirenler!

Öldürdükleriniz ne Kürd, ne Türk, ne Arap, ne de bir başkası; öldürdükleriniz insan be insan.

Bundan daha da acı olan, coğrafyamızda insanları öldürebilen katillerin olması kadar, acıyıp üzülmek için öldürülenlerin kimliğini sorgulayan bir topluluk/toplum haline gelmiş olmak.

Yer Gaziantep: Katledilen 54 masum insan ve hala öldürülenler:

Türk mü? Kürt mü? Arap mı? diye hunharca katledilenlerin kimliğini soranlar var. Biz de onlara diyoruz ki merak etmeyin, hiçbiri sizden değil. Çünkü katledilenlerin hepsi insan!

Ölüm normaldir anormal olan öldürülmedir.

Coğrafyamızda yaşanan bu son vahşi ve hunhar olaylar; insanlıktan, vicdandan, duyarlılıktan uzaklaşmamız için uygulanması lazım gelen ilk adım olan bu vahşetleri de normalleştirme, kanıksama, alışma ve bu bağlamda bizleri bu vahşi katliamlara karşı duyarsızlaştırma girişiminin çirkin bir yansımasıdır...

İnsan olmadıktan sonra Kürd olmuşsun, Türk olmuşsun, Arap olmuşsun ne yazar. Bu asırda zor olan insan kalabilmek, insan kalabilene ne mutlu! Yaşanan tüm bu acılara rağmen hala rahat uyuya bilenin insanlığı tartışılır.

Biz insanlığa, eşitliğe vurgu yaptıkça bizi bölücülükle itham edip yıpratmak ve kendi ayıplarını bu itham örtüsüyle kapatmak isteyenler oluyor. Fakat biz yılmayacak, pes etmeyeceğiz.

EVET, İTİRAF EDİYORUZ: BİZ BÖLÜCÜYÜZ

Biz bölücüyüz, he vallahi de billahi de!

Yolun düşse köyümüze, evimizi bölüşürüz...

Aç mısın tok musun, sormayız, soframızı bölüşürüz...

Sırtındaki yükünü bölüşürüz.

Gönlündeki derdini bölüşürüz.

Evet, Biz bölücüyüz!

Canın acısa, canına can olur, canımızı bile bölüşürüz...

IRKÇILIK(!)

Bu aralar bir ırkçılık söylemidir, almış başını gidiyor.

Peki, ama nedir bu ırkçılık?

Halkını sevmek midir ırkçılık(!)

Halkını sevmek elbette ki ırkçılık değildir, aksine zalim ırkdaşının zulmüne bahane uydurmak ve İslami kılıflar bularak ırkdaşının iktidarını meşrulaştırmaya çalışarak ömrünü uzatma gayretinde olmak ırkçılıktır.

Bu bağlamda ırkçılığa lanet okumayın demiyorum, Allah'ın ve Peygamberin lanetlediği ırkçılığı ve ırkçılık yapanları elbette ki biz de lanetleyeceğiz, sadece ırkçılığa lanet getirmeden önce iki defa düşünün diyorum. Zira farkında olmadan kendinize lanet getiriyor olabilirsiniz.

Sadece Müslüman’ım demekle olmuyor, inananların derdiyle dertlenmiyorsanız, yanmıyorsanız, ya söyleminizde veya imanınızda bir sorun var demektir. Zira Resulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki dininin gereklerini yerine getirme konusunda sabırlı/dirençli davranıp Müslümanca yaşayan kimse avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır.”

Uzun cümleler, hedefi saptırmak isteyenlerin özelliklerindendir.

Fakat ben; uzatmayacak, direk söyleyeceğim.

Müslüman, kul hakkı yemez.

Müslüman aldatmaz.

Müslüman yalan söylemez.

Başkasının namusuna kem gözle bakmaz.

Müslüman kardeşini zalimin zulmüne terk etmez.

Müslüman mazlumun dinini, ırkını sorgulamaz.

Müslüman, kadına şiddet uygulamaz.

Müslüman, emanete ihanet etmez.

Müslüman, kardeşini öldürmez.

M. Burhan Hedbi

 

 

 

DİĞER YAZILARI Emekçinin elini öpen peygamber! 01-01-1970 03:00 Korku Ve Ümit Arasında Yaşamak 01-01-1970 03:00 Dedikodu! 01-01-1970 03:00 Ne zaman mutlu olacaksınız? 01-01-1970 03:00 Hz. Muhammed (s.a.s) sadece müslümanların peygamberi mi? 01-01-1970 03:00 Konuş ya aişe... 01-01-1970 03:00 Yetim Medreselerin Çığlığı 01-01-1970 03:00 İslam'daki İnsan Hakları Çıkara Değil Sevgiye Dayalıdır 01-01-1970 03:00 Helaktan Korunmanın Yolu 01-01-1970 03:00 Ayıplanma Korkusundan Ötürü Kaldırılması Hep Başkasından Beklenen Bir yara, Bir Gerçek: 'Taziye Yemekleri' 01-01-1970 03:00 Ya Savunmadan Çıkmak Veya Acıma, Üzülme ve utanmadan Birini Tercih Etmek! 01-01-1970 03:00 Sanal Sorumluluk 01-01-1970 03:00 Tarihine Sahip Çıkmak 01-01-1970 03:00 Kör olduktan sonra ne fark eder! 01-01-1970 03:00 İslam'ın En Büyük Hedefi 01-01-1970 03:00 Kimin zalimi, kime göre mazlum! 01-01-1970 03:00 Ekonomikleşmiş Değer Yargıları ve Küresel Fakirlik 01-01-1970 03:00 Kara Propaganda İle Karartma Girişimi 01-01-1970 03:00 Din Ve İnsan Hakları Perspektifinden “Küresel Fakirlik” Çalıştayından 01-01-1970 03:00 Sanal Sorumluluk 01-01-1970 03:00 Her Yer Kerbelâ… 01-01-1970 03:00 İnsan-hayvan ilişkisi ve hakları! 01-01-1970 03:00 Çabuk Yayılan Ve Toplumları Yok Eden Hastalık 01-01-1970 03:00 Gönüllere 'köprü' kuranlara 'darbe' yapmak zordur! 01-01-1970 03:00 İnsanlık onuru için ya batı değişmeli ya da biz! 01-01-1970 03:00 Kendimi bilme gayreti! 01-01-1970 03:00 Üzgünüm… 01-01-1970 03:00