Ülkemizdeki İngilizce Dil Öğrenimi Açısından Midyat Örneği

İbrahim Yusuf ŞAHİN

02-11-2019 09:25

Yaklaşık olarak 4000 yıllık tarihi boyunca çok önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmış Midyat hakkında da bilgi veren bir önceki yazımı, “Bir sonraki yazımda dinler ve diller diyârı olan Midyat’ta yaşayan insanların çoğunun Türkçe, Arapça, Kürtçe ve Süryaniceyi ana dili düzeyinde nasıl konuştuklarına değineceğim inşallah.” cümlesiyle sonlandırmıştım.

Şimdi gelelim bir önceki yazının son cümlesi içinde yer alan soruya genel hatları ile cevap vermeye. Bu soruya cevap verebilmek için dil, dil edinimi ve ana dili kavramlarına genel hatları ile değinmek gerekir.

Dil, insanların

a.  aralarında anlaşmalarını,

b. birbirleri ile iletişim kurmalarını,

c. haberleşmelerini,

d. duygu, düşünce, beğeni ve isteklerini aktarmalarını sağlayan doğal bir araç,

e. kendine özgü kuralları sayesinde varlığını devam ettiren ve gelişen canlı bir varlık,

f.   seslerden örülmüş muazzam bir yapı,

g.  insanları birleştiren ve onların ortak malı olan toplumsal bir kurum, ve her türden sözlü veya sözsüz iletileri ve işaretleri içeren çok yönlü ve gelişmiş bir sistemdir.

Özellikle ve öncelikle 0-5 yaş arasında bilinçli ve sistemli bir öğrenme etkinliği olmaksızın bireyin öncelikle annesinden veya anne rolünü üstlenen kişiden, sonra yakın aile çevresinden, sonra da iletişim içinde bulunduğu, içinde yetiştiği çevreden yalnızca duyarak ve buna bağlı olarak da konuşarak tüm hayatı boyunca bir kereye mahsus olmak üzere öğrendiği, kişinin bilinçaltına inen ve toplumla gerek 

sosyal gerekse kültürel açıdan en güçlü bağlarını oluşturan dile “ana dili” denir.

Bir bebeğin ana dilini konuşma becerisi doğuşu ile birlikte getirdiği  (fıtrî) çok özel bir yeti sayesinde kendiliğinden gelişir. Özellikle 0-5 yaş arasında bebek yaşadığı ortamda kendi ana dili başta olmak üzere konuşulan tüm dilleri önce duyar ve sonra da duyduklarını istemsiz bir şekilde taklit eder. Yâni, ortada bilinçli ve sistemli bir öğrenme durumu yoktur. İşte böylesine bir sürece “dil edinimi” adı verilir. Dil edinimi bebekler için biz yetişkinlerin tersine aslında tamâmen doğal ve kendiliğinden gelişen bir süreçtir.

Yaşamlarının ilk ALTI ayında bebekler dünyadaki tüm lisânlara ait 70 farklı sesi aynı ana dili seviyesinde çıkarabilme kapasitesindedir. Yâni bebekler aslında dünyada konuşulan tüm dilleri konuşabilme yetisi ile dünyaya gelir. Bebekler dünyaya geldiklerinde doğdukları ortamda konuşulan tüm dilleri, o dillere birebir ve karşılıklı mâruz kalmak şartıyla edinme ve konuşma potansiyeline sahiptirler.

Son zamanlarda yapılan araştırmalar, göstermiştir ki, 0-5 yaş arası bebeklerin yaşadıkları ortamda ana dilleri başta olmak üzere mâruz kaldıkları tüm dilleri edinme potansiyeli en üst düzeydedir. Bu dönem çok iyi değerlendirildiği takdirde bir bebek ana dili hâriç birden fazla dili ana dili düzeyinde edinebilmektedir.

Buraya kadar anlatılanların eşliğinde şu sonucu çıkarabiliriz. Aynı Midyat’ta olduğu gibi, bebekler doğal ortamında ne kadar çok dile mâruz kalırsa, o kadar çok dili konuşabilme, üretebilme potansiyeline sahip olurlar.

Midyat örneği üzerinden hayatın akışı içinde ihtimal dâhilinde olan bir KURGULAMA yapalım. Bu kurgulama eşliğinde konuyu biraz daha somutlaştırmak istiyorum.

Midyat’ta doğan bir bebek düşünelim. Bebeğin doğduğu ve içinde yaşadığı ortamda İLETİŞİM hâlinde bulunduğu birinci ve ikinci dereceden akrabalarının ana dillerine göz atalım.

Baba, büyükbaba                 → ARAPÇA

Anne, dede                          → TÜRKÇE

Babaanne                            → SÜRYANİCE

Anneanne                            → KÜRTÇE

Geniş bir aile içinde doğan Midyatlı bir bebek annesinden edineceği ana dili TÜRKÇE hâricinde yukarıda söz konusu ÜÇ dili ana dili düzeyinde konuşabilmesi için özellikle 0-5 yaş arasında bebek annesi ve dedesi ile TÜRKÇE, babası ve büyükbabası ile ARAPÇA, babaannesi ile SÜRYANİCE ve anneannesi ile de KÜRTÇE, yâni herkes bebekle kendi ana dilinde konuşarak sürekli olarak iletişim kuracaklardır.

Başka bir söylemle, bebek ile iletişim kuran her kim varsa kendi ana dilinden başka bir dil ile bebekle iletişim kurmayacaktır. Sonuç olarak, bebek beş yaşını bitirdiğinde annesinin dili Türkçe ana dili olmak şartıyla, diğer üç dili de ana dili düzeyinde konuşuyor olacak.

Şu anda İngilizce Dil Öğretimi ülkemizde anaokulu müfredatlarında yer almış durumdadır. Olağan şartlarda anaokulu çağı 2-5 yaş arasını kapsar ve bu yaşlar arasındaki bir çocuk hem kendi ana dilini hem de içinde bulunduğu ortamda konuşulan diğer dilleri edinerek öğrenir.

PEKİ, ÜLKEMİZDEKİ ANAOKULLARINDA DOĞRU BİR İNGİLİZCE DİL ÖĞRETİMİ NASIL OLMALIDIR?

Bu sorunun cevabını ayrıntılı bir şekilde inşallah bir sonraki yazımda vermeye çalışacağım, lakin şu gerçeği ifade ederek yazıma son vermek istiyorum.

Dinler ve diller şehri Midyat’ın sokaklarında ve evlerindeki DOĞAL ortamı anaokullarına taşıdığımız an, emin olun güzel ülkemizdeki İngilizceyi öğrenememe sorunu tamamıyla çözülmüş olacak.

Her şeyin gönlünüzce olması en büyük dileğim sizler adına.

SAYGI VE SEVGİLERİMLE.

İbrahim Yusuf ŞAHİN

DİĞER YAZILARI Parçadan Bütüne, Kolaydan Zora Karşılaştırmalı Bir Dil Öğretim Yöntemi 01-01-1970 03:00 150 Saatte Öğrenilecek Kadar Kolay Bir Dil 01-01-1970 03:00 Günümüz Türkçesini 6 Asır Geriden Takip Eden Bir Dil “İngilizce” 01-01-1970 03:00 Okul öncesi doğru bir İngilizce dil öğretimi nasıl olmalıdır? 01-01-1970 03:00 Dinler Ve Diller Diyârı Midyat‘In Yabancı Dil Öğrenimi Adına Çağrıştırdıkları (1) 01-01-1970 03:00 İngilizce zor mu yoksa zorlaştırılıyor mu! 01-01-1970 03:00 İngilizce dil öğretimi bizim logaritma cetvelimiz mi acaba? 01-01-1970 03:00